XARPÊT - Dep ilçesindeki coşkulu Newroz kutlamasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğuları, Erdoğan'ın "teröristan" sözlerine, "Kürt halkının yaşadığı coğrafya ‘teröristan’ değildir, Kurdistan’dır” şeklinde tepki gösterdi.
Mazlum Doğan’ın memleketi Xarpêt'in Dep (Karakoçan) ilçesindeki Newroz kutlamasına katılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Mart ayında yaşanan Halepçe ve Beyazıt katliamlarında yaşamını yitirenleri andı
Katliamcı zihniyetin halen devam ettiğini söyleyen Hatimoğulları, "Rojava’ya gönderdikleri İHA’larla, SİHA’larla Kürt halkını katletmeye devam ediyorlar" dedi. Erdoğan'ın
"Güney sınırımızda 'teröristan' kurulmasına müsade etmeyeceğiz" sözlerine tepki gösteren Hatimoğulları, "Kürt halkının yaşadığı coğrafya, halkların yaşadığı coğrafya ‘teröristan’ değildir, Kurdistan’dır” diye kaydetti.
SINIR ÖTESİ OPERASYON
AKP'nin yeni bir sınır ötesi operasyon için ülke ülke gezdiğine dikkat çeken Hatimoğulları, şunları söyledi: "Sınır ötesi operasyon planlarını Irak’ta imzaladıkları bir anlaşma ile bir yol haritası çizmişler kendilerine. Bu seçimde, AKP iktidarı birçok seçimde yaptığı gibi yine cenazeler üzerinden seçim kampanyası yürütmek istiyor. Son iki haftada hepimiz algılarımızı açık tutalım. Sınır ötesi operasyonları seçimin malzemesi haline getirmek isteyen, yoksul ailelerin cenazelerini ailelerine gönderip o cenazeler üzerinden siyaset yapmak isteyen Saray rejimini buradan hep beraber kınıyoruz.
Değerli halkımız bu iktidar Türkiye’ye demokrasi getirdiğini iddia ediyor. Kocaman bir yalan. Kürt sorununu inkar etmek, ırkçı yaklaşımlar, kutuplaştırıcı söylemler demokrasi demek değildir. Yoksul insanların, evine bir ekmek bulamayan, akşamları bir iftarda ne yiyeceğini bilmeyen yoksul kardeşlerimiz, 50 milyona yakın insan bu ülkede açlık ve yoksullukla pençeleşiyorsa bilelim ki bu iktidar bu ülkeye demokrasi değil, yoksulluk getirmiştir.
DOLMABAHÇE MUTABAKATI DÖNEMİNE DÖNÜLMELİDİR
Dep’den sarayın da duyacağı şekilde bir kez daha sözümüzü de çağrımızı da yineliyoruz; Kürt sorunu statü sorunudur. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesi Türkiye halklarının özgürlüğü ve demokrasisi açısından önemlidir. Bizler bu statü sorununu başka kavramsallaştırmalar üzerinden savaş estirmeye çalışan anlayışa bir kez daha diyoruz; Dolmabahçe Mutabakatı dönemine dönülmelidir. Kürt halkı ödediği bütün bedellere rağmen eğer barış için ısrarcı ise, bunun nedeni barışa olan inancıdır. Gelin Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmek için diyalog başlatalım ve bu konuda görüşmeler başlasın.
Kürt halkı, Türkiye demokrasi güçleri bu talepleri büyüttüğünde bize tankla, topla ‘teröristan’ gibi kavramlarla cevap vermeyi bırakın artık. 40 yıldır devam eden bu sorunun tek çözümü barış ve diyalogtur. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin derhal kalkması, İmralı kapılarının açılması, bir an önce okunan 2013 Newroz deklarasyonu ve ruhunu bizler o sözleri burada tekrarlayarak hep birlikte barış diyor muyuz?"