AMED - "Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru" kampanyalarının kadınlara güç verdiğini söyleyen TJA aktivisti Xecê Şen, "Bu şiarla 8 Mart'a yürüdük. Şimdi de kampanyayı Newroz'a taşıyacağız" dedi.
Özgür Kadın Hareketi’nin (TJA) 15 Eylül’de “Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru” şiarıyla başlattığı kampanyanın üç aşaması sonlandı. Kampanyanın ilk ayağında tüm merkez il ve ilçelerde startlar verildi, toplantılar alındı, ikinci ayağında ise tecrit, özel savaş politikaları, cins mücadelesi, şiddet gibi çok sayıda konu başlığına dair atölye ve eğitim çalışmaları gerçekleştirildi. Kampanyanın üçüncü ayağında ise 8 Mart’a kadar eylem ve etkinlikler yapıldı ve 8 Mart’ta talepler haykırıldı. TJA, önümüzdeki günlerde kampanyalarına ilişkin rapor yayınlayacak.
TJA aktivisti Xecê Şen, kampanyanın birçok kadına ulaştığına dikkat çekerek, bu kez “Jin jiyan azadî ile Newroz’a doğru” şiarıyla Newroz ve 31 Mart yerel seçimlerine hazırlandıklarını söyledi.
‘KAMPANYA 8 MART’LA SINIRLI DEĞİL’
Kampanyanın 8 Mart’la sınırlı olmadığını ve önümüzdeki süreçte büyük bir finalle sonuçlandıracaklarını aktaran Şen, kampanyayı bir raporla kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Şen, 6 aylık kampanya sürecinin sonucunda gelişen süreçleri şöyle anlattı: “Bunun ilk ayağı deklarasyon ve kampanyanın startlarıydı, ikinci ayağı ise eğitimlerdi. Eğitimlerimiz tecrit, özel savaş politikaları gibi konu başlıklarıyla yürütüldü. Özel savaş politikası birçok yönden ele alındı, toplumda nasıl yürütülüyor, Kurdistan’da bu kadar yaygınlaşmasının sebepleri nelerdir, geniş bir şekilde bir gün kadın arkadaşlarla bir gün de karma olarak eğitim atölyelerimizde bu çalışmayı gerçekleştirdik. Bu eğitimlerde gerçekleşen tartışmaların sonucunda ortaya çıkan neydi? İşgal edilen bir coğrafyada özel savaş politikaları da gelişir, fuhuş, uyuşturucu ve benzeri birçok şey de ortaya çıkar. Bu kadar yoğun bir işgale karşı topyekûn bir direniş de gelişmeli.”
‘ZİHNİYET DEĞİŞİMİNİ ESAS ALIYORUZ’
Özel savaş politikalarının önünü açan en büyük etkenin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit olduğuna vurgu yapan Şen, “Bu politikalar nasıl bertaraf edilir, fiziki özgürlüğü nasıl sağlanır, bu yönde birçok tartışma ve çalışma yürütüldü. Yine bizim kurumlarımızda olsun, genel toplumda olsun şiddeti yalnızca fiziki boyutuyla değerlendirmiyoruz. Şiddetin birçok yol ve yöntemi vardır. Örgütsel anlamda da şiddete karşı zihniyet değişimi ve dönüşümünü esas alıyoruz. Yine aynı şekilde erkeğin de zihniyet dönüşümünü hedefliyoruz. Bu noktada geniş tartışmalar yapıldı. Kadın kendini nasıl tanımlıyor, kendini nasıl bilinçlendirecek, hem örgütsel hem de toplumsal alanda kadın nasıl bir duruş sergileyip, özgür kimliğine kavuşacak ve bu yönlü kendini örgütleyecek. Bu yönlü atölyelerde geniş tartışmalar yürütüldü” diye belirtti.
7 ŞEHİR DE MİTİNG YAPILDI
Kampanyalarının birinci ayağının en önemli adımının şiddete ve kadın cinayetlerine karşı güçlü eylemsellikler geliştirmek üzerine olduğuna dikkati çeken Şen, 8 Mart çalışmaları ve deklarasyonlarının da bu çerçevede yürütüldüğünü belirtti. “Özgürlük Yürüyüşü” ve “Adalet Nöbeti” eylemlerinin de kampanyalarının parçası olduğunu sözlerine ekleyen Şen, şöyle devam etti: “Özgürlük Yürüyüşü kitleseldi ve bu kitleye öncülük edenlerin büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyordu. Bu büyük bir gurur kaynağıdır. Bu coşku ve moral ile 8 Mart çalışmalarımıza girdik. Eskiden yalnızca 3-4 şehirde 8 Mart mitingi yapılırken, bu sene 7 şehirde mitingler yapıldı. Tabi hem Türkiye hem de Kurdistan’da çok büyük kutlamalar ve şölenler de yapıldı. Dep yürüyüşü hepimiz için büyük bir moral oldu. Idîr, Erzirom, Mûş’un birçok ilçesinde gerçekleşen eylemsellikler bizim için çok büyük bir enerji kaynağı oldu. Bu eylemlerde açığa çıkan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadınlara ilişkin belirlemeleri ve mesajları oldu. Örneğin, ‘Hakikat aşktır, aşk özgür yaşamdır’ ya da ‘Özgür yaşam olmadan yaşam olmaz’ gibi.”
‘EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR’
Bu yıl ki yerel seçim gündemi kapsamında eşbaşkanlık sistemi temelinde çalışma yürüttüklerini ve tartışmaların yaşandığına değinen Şen, “Birçok kadın arkadaşımız hem komisyon çalışmalarında olsun hem de adaylık süreçlerinde birçok zorluk yaşadı. ‘Resmiyette kadın varsa kabul etmiyoruz’ söylemleri dolaştı. Bizim eşbaşkanlık sistemimiz devletin erkek egemen zihniyetine karşı kurulmuş bir sistem. Bizim de esas aldığımız eşbaşkanlık sistemidir. Bu seçim sürecinde kadına ve eşbaşkanlık sistemine karşı sanal mecrada da ahlak dışı saldırılar gerçekleşti. Bütün eylemlerimizde eşbaşkanlık sisteminin mor çizgimiz olduğu açığa çıktı. Nisêbîn’den Qosêr’e oradan Muğla, Datça, Ankara, İstanbul gibi yerlere kadar her yerde ‘eşbaşkanlık mor çizgimizdir’ kararlılığı vardı. Bu çok önemli bir şeydi.
Bazı şeyler kadın çizgisinde gelişince kuşkusuz kadın kimliği de ön plana çıkar ve tutum da buna göre belirlenir. Yine dil konusunda çok önemli mesajlar verildi. Tecridin kırılması ve Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması da Türkiye ve Kurdistan’da bütün dövizlerde yer aldı. Bu şekilde çalışmalarımıza damgasını vuran mesajlar oldu bu da bizi 8 Mart’tan Newroz’a taşıyacak. Bir kez daha ortaya çıktı ki Kürt Kadın Hareketi kazandı” ifadelerini kullandı.
‘KAZANIMLARIMIZI GERİ ALACAĞIZ’
“Mücadelemiz bir kampanya ve süreç ile sınırlı değil” diyen Şen, “Mücadelemiz kadın kırımına, kadına yönelik şiddete, doğa talanına ve köleliğe karşı sonuna dek sürecek. Zaman zaman kampanyalarla, zaman zaman da çeşitli eylemsellikler ve hamlelerle mücadelemiz sürecek. Bütün kadın kazanımlarımız, kadın daire başkanlıklarımız kayyımların gelmesiyle kapatıldı, kapatılmayanlara da erkekler atandı. 8 Mart eylemselliklerinde de ifade edildiği gibi ‘Kayyım politikaları son bulacak, kazanımlarımıza yeniden kavuşacağız.’ 8 Mart mesajlarında da ortaya çıktığı gibi TJA’nın öncülük ettiği kadın mücadelesi sonucunda İstanbul Sözleşmesi de yeniden hayat bulacak” dedi.
‘BI JIN JIYAN AZADIYÊ BER BI NEWROZÊ VE'
Newroz’un kadınlar açısından önemine vurgu yapan ve tüm kadınları alana çağıran Şen, “ Kampanyamız, ‘Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve’ şiarıyla başladı, bununla 8 Mart’a yürüdük şimdi de ‘jin jiyan azadî ile Newroz’a doğru’ deyip 31 Mart’a yürüyeceğiz. 31 Mart’ta kazanımlarımızı geri alacak ve koruyacağız. ‘Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve’ şiarımızla kampanyamızı başlattık, ‘Bi jin jiyan azadiyê ber bi 8 Adare’ ile direniş kültürünü büyüttük, ‘jin jiyan azadi’ ile de Newroz ateşini gürleştireceğiz. Kuşkusuz Newroz’un biz Kürt kadınları için yeri ayrıdır. İnsanlık tarihinden bu yana hep farklı anlamlar biçilmiş Newroz’a. Newroz güneşin doğduğu gündür, diriliş günüdür, işgal ve sömürüye karşı özgürlük günüdür. TJA olarak bizler de ‘jin jiyan azadî ile Newroz’a doğru’ şiarı ile Rahşanların, Semaların ruhuyla Newroz ateşini gürleştireceğiz. Bu anlamda bütün Kurdistan kadınlarını Newroz ve özgürlük ateşini gürleştirmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
MA / Eylem Akdağ