MERSİN - Mevsimlik tarım işçisi Fazıl Batıhan, 12 yıldır çalıştığı işe yaşadığı zorluklara işaret ederek, “Günlük karnını doyuruyorsun, sonrasında açsın. Gece yatmasan aç kalırsın. İyi ki gece var” dedi.
Tarım havzası Çukurova'da mevsimlik çalışan işçiler hem ekonomik kriz hem de güvencesiz, güvenliksiz iş koşullarından dolayı çırpına çırpına yaşıyor. Sabahın erken saatlerinde Hatay, Osmaniye, Adana ve Mersin’de bulunan bahçelerde çalışmak üzere yola çıkan mevsimlik tarım işçileri, evlerine vardıklarında saat geceyi buluyor. Hastalık, sakatlık gibi durumlarda yevmiye alamayan işçiler, ağır çalışma koşullarına rağmen hiçbir güvenceleri yok. Mersin’de bahçelerde çalışan işçiler, çalışma koşullarını ve geçim sıkıntılarını anlattı.
‘AÇ KALMAZSA BU İŞİ YAPMAZ’
Güvencesiz İşçiler Derneği (GİŞ-DER) saymanı ve 12 yıldır tarım iş kolunda çavuş olarak çalışan Adil Ertem, mevsimlik tarım işçilerinin karın tokluğuna çalıştırıldığını dile getirdi. Çevre illerde işe gitmek için sabah saat 03.00’de kalktıklarını belirten Ertem, genelde çamur deryası tarla ve bahçelerde çalıştıklarını söyledi. Ertem, "İşçi günlük elbise değiştirmek, duş almak zorunda. Kendi yemeğini kendi cebinden karşılıyor. Aldığı 600 liranın 100 lirası günlük masrafına gidiyor. Bahçe çamurlu, işçi çalışamam diyemiyor. Bir nevi mecburiyetten çalışıyor. Aç kalacağını bilmese bu işi yapmaz. Çocuk işçi de çok çalıştırılıyor. Firmalar bunu biliyor ve göz yumuyor. Ekonomik krizle beraber Mersin bölgesinde kiralar yüzde 200 arttı. İşçiler de bunu ödemekte zorlanıyor. İşçi kazancını kiraya mı verecek yoksa eve mi götürecek. Bunu tarttığında başa baş çıkıyor ve köyünde kalıyor. Türkiye’yi ayakta tutan tarımdır ancak en çok ücret kaybı da tarım alanındadır. Şu an olması gereken yevmiyenin altında çalışanlar sadece tarım iş kolundadır. Aksine tarım alanına önem verilmesi, tarım alanında çalışan işçinin haklarının daha çok savunulması gerekir. Şu anda tarım işçileri rezillik içinde zorluklarla çalışıyor" dedi.
‘ÜCRET İHTİYACI KARŞILAMIYOR’
Hak kayıplarına karşı örgütlenme sürecine gittiklerini dile getiren Ertem, 8 derneğin Adana İl Tarım Müdürlüğü’nde toplanarak dernekler ve işverenler arasında bir protokol imzaladıklarını kaydetti. Bu protokol kapsamında işçilere verilecek yevmiyenin asgari ücretin brütüne tekabül edecek şekilde düzenlendiğini ifade eden Ertem, “Eskiden işçiler çalışırdı. Sezon sonuna kadar ne alacağını bilmezdi. Şimdi işçi daha iş başı yapmadan ne kadar alacağını biliyor. Tabii bu yeterli mi, asla. Şu anda Çukurova’da çalışan tarım işçilerinin aldığı ücret, onların ihtiyaçlarını karşılamıyor” diye konuştu.
‘YEREL YÖNETİMLERİN ÇALIŞMA YÜRÜTMESİ GEREKİYOR’
Tarım işçilerinin yaşadıkları zorlukların azalması için pek çok kurum ve kuruluşa taleplerde bulunduklarını dile getiren Ertem, “Yaşadığımız zorlukların giderilmesi için valilik, kaymakamlık veya yerel yönetimlerin çalışma yapması gerekiyor. Yerel yönetimler halkın içine karışırsa bu zorlukları bilir. Belediyeler dernekler aracılığıyla sabah kahvaltısı için bir poğaça, bir simit veya sıcak bir çorba, çay koyabilir. Kendilerine ait yerleri işçilere tahsis ederek barınma sorununu giderebilir. Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları evde kalıyor ve okul okuyamıyor. Okul için kaydını çalıştığı bölgeye alması gerek ama adam zaten 3 aylığına geliyor. Ya ikide bir kayıt taşımak zorunda kalıyor ya da çocuğu okuyamıyor. Valilikler, kaymakamlıklar ve yerel yönetimler bu konuya el atmalı. Çalışma alanında tuvalet, banyo, mutfak ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı yok. Biz derneklerin buna yönelik talepleri ve çözüm önerileri var. Bu sorunları çözmeye çalışıyoruz” diye belirtti.
‘GÜVENCE YOK’
12 yıldır şoför olarak çalışan Fazıl Batıhan da 9’uncu aydan itibaren işbaşı yaptıklarını ve güvencesiz çalıştıklarını hatırlattı. Batıhan, şöyle devam etti: “Çalış, para kazan ve ye. Artık geride bir şey kalmıyor. Aldığım para ailemi geçindirmeye yetmiyor. Yan gelir olması lazım. Yan gelir olmasa buradaki kazancın boştur. Bahçe işi çok zor. Kimse burada hiçbir şey elde edemez. Günlük karnını doyuruyorsun, sonrası açsın. Gece yatmasan aç kalıyorsun. İyi ki gece var. Gece yatıyorsun, sabah yine bahçeye geliyorsun. Gel çalış, sonra eve git. Banyonu yap. Kazandığın o paranın hepsini deterjana ver. Geçen sene düştüm, ayağım kırıldı. Hiç güvence yok, sigorta yok, bir şey yok. Bu bahçede ölsen de güvencen yok. Çalışıyoruz işte, başka ne yapacağız. Bazen 8, bazen 6, bazen 18 saat çalışıyoruz."
EMEKLİ AMA ÇALIŞMAK ZORUNDA
Bahçe işinde 43 yıldır çalışan 65 yaşındaki Hüseyin Eybek ise kazandığı parayla yatırdığı özel sağlık sigortası sonucu emekli olduğunu söyledi. Bahçe işinde zorluklar içinde 7 çocuk büyüttüğünü ifade eden Eybek, “Küfeciler akşama kadar küfe taşıyor. Akşama kadar makasla çalışıyoruz. Yağmuru var, çamuru var. Bahçe işi zordur ama güvencesi yok. Ben ilk köyden geldim. Geldiğimiz yıldan beri bu işi yapıyoruz. Didine didine başımızı sokacak bir ev yaptık. Şimdi bu mümkün değil. Evlerin, arsaların fiyatı arttı. Bir gün çalışıyorsun bir kilo et alamıyorsun. Yevmiye bu düzeye geldi. Bugün sadece bahçe yevmiye geçinemezdik. Çocuklarım büyüdü, emekli maaşım var ve ara sıra bahçeye geliyorum öyle geçiniyorum” diye belirtti.
MA / Yüsra Batıhan