RIHA – Özsavunma temelinde hem kadınlara hem de topraklarına dönük saldırılara karşı savaştıklarını belirten YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed, “Kadın devrimi sadece silahla değil, aynı zamanda fikri bir altyapıyla kazanıldı. Geri adım atmayacağız” dedi.
Ataerkil sistemin genelde erkekle ilişkilendirdiği savunma, Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt kadınların öncülüğünde kurulan Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) ile basmakalıp anlayışın dışına çıktı. Çatışma ve savaşlarda erkeğin koruması gereken “nesne” olmaktan çıkan kadınlar, yarattıkları değişimle eril sistemi ters yüz edip, “Yeni bir dünya mümkün” diyerek özgürlük inancını tüm dünya kadınlarına duyurdu. Devlet ve sistemlere karşı on yıllardır mücadele eden ve tüm dünyanın Kobanê direnişiyle tanıdığı bu kadınlar, Ortadoğu’yu karanlığa hapsetmek isteyen DAİŞ’in en katı düşmanları olurken, eril “savaşçı” anlayışını da yerle bir etti. Ön saflarda yer alarak direnen kadınlar, toplum karşıtı baskıcı gruplara ve devletlere karşı savaşıyor. Bunu yaparken cinsiyet eşitliğini, kadınlar için gerçek özgürlüğü merkezine alıyor.
Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaş sırasında örgütlenerek, direnişe geçen ve 2012 yılında Halk Savunma Birlikleri'ni (YPG) kuran Kürtler, 4 Nisan 2013’te özgün bir yapı olarak Kadın Koruma Birlikleri’ni (Yekîneyên Parastina Jin-YPJ) kurdu. Örgütlülüklerini fiziksel savunmanın ötesinde sosyal ve siyasal mekanizmalar üzerinden şekillendiren kadınlar, DAİŞ ve NATO’nun eril askeri yapılarının yanı sıra kendi içindeki ataerkilliğe (çocuk yaşta evliliklere, zorla evlendirmelere, ‘namus’ adına işlenen cinayetlere, ev içi şiddet ve tecavüz kültürü) karşı da mücadele veriyor. İç güvenlik birimleri olan YPJ’de, bugün bölgenin farklı yerlerinden Kürt, Arap, Süryani ve Ermeni binlerce kadın yer alıyor.
YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN MİRASI
YPJ’nin tarih boyunca özgürlük mücadelesi veren kadınların mirası olduğunu belirterek, değerlendirmesine başlayan Mihemed, “Bu mirası Rojava Kurdistan’ında yeşertmeye çalışıyoruz” dedi. “Rojava Devrimi” sürecinde hem yaşadıkları topraklara hem de kendilerine dönük saldırılara dikkati çeken Mihemed, “Kadınlar olarak varlığımızın yok edilmeye, hakikatimizin kaybedilmeye çalışıldığını gördük. Kimliğimiz tanınmıyor, davamız görülmüyordu. Bu süreçte Yekitiya Xwe Parastina Gel (YXG) adıyla kurulan savunma gücünde küçük kadın grupları oluşturulmuştu ancak sonra YPJ’nin oluşturulması ihtiyacı görüldü” diye belirtti.
‘KADIN İNANIRSA BAŞARIR’
YPJ’nin demokratik toplum prensibini rehber edindiğini söyleyen Mihemed, “İçerisinde bulunduğumuz toplumda sürekli olarak katliam, kırım, kültürden uzaklaştırma, ahlaksızlaştırma, kimliksizleştirme siyaseti yürütüldü. Kadınlar olarak bu zihniyeti, fikriyatı yıkmayı ve tüm bu politikaları kadın eliyle boşa çıkarmayı hedefledik. Bu sebeple YPJ, kurulduğu günden bu yana bir zihniyet devrimi yaratmayı esas aldı. Savaş ve çatışmanın ortasında dahi kadın mücadelesi esas alındı. Kadınlar savaş içerisinde kendisini büyütmeye çalıştı. Halkını da kendini de savundu. Patlak veren Kobanê savaşında kadının öncü kimliği, iradesi ve cesareti ortaya çıktı. YPJ ile kadınlar şunun farkına vardı; eğer kadınlar, özgür yaşam inancıyla hem kendini hem de halkını korumak için mücadele verirse kazanabilir” ifadelerini kullandı.
‘JIN, JIYAN, AZADÎ’ FELSEFESİ
Kazanılan zaferin tüm kadınlara umut olduğunun altını çizen Mihemed, kadın mücadelesi ve devrimini pekiştirmek amacıyla açılan akademilerde eğitim verildiğini dile getirdi. Bu akademilerde kadınların kimlik ve tarihlerini tanımasının esas alındığını söyleyen Mihemed, şöyle dedi: “Bu akademiler ilk kuruluştan beri mevcut. Bu da bize kadın devriminin sadece silahla değil aynı zamanda fikri bir altyapıyla bilinçli kazanıldığını gösteriyor. YPJ ile kadın savaşçılar, askeri alanda ilerledi, ideolojik alanda da oldukça derinleşti. Mevzide en önde yer alarak, farkındalığı ortaya koydular.”
Kadınların mücadelesinin dünyadaki medya tarafından fizikselliğe indirgenerek, radikallığın görmezden gelindiğini belirten Mihemed, “Kapitalist modernite, savaşçı kadınları şeklen ele alarak, hakikatin içerisini boşaltmaya çalışıyor. Dünya basını bizim için de aynı şeyleri yapmaya çalışıyor. Kadın savaşçıları kıyafetleri, şekliyle ele alıyorlar. Böylece arkamızdaki hakikati görünmez kılmaya çalışıyorlar. Ancak YPJ, özgür kadın kimliğini kabul ettirmiş bir ordu. Başlangıçtan itibaren felsefe edindiği ‘Jin, jiyan, azadî’ fikriyatını temsil ediyor. YPJ, kaba tabiriyle ‘savaşçı’ tanımını bile yeniden yaptı. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesinin sadece bir slogan olmadığını herkese gösterdik. Saldırı ve savaşın ortasında kadın-yaşam ilişkisi, özgürlük arayışı içerisinde olan kadının kim olduğu sorularına cevap arandı ve cevap YPJ’li kadınlar oldu” diye belirtti.
‘ERKEK ZİHNİYET MAHKUM EDİLDİ’
Erkek zihniyetinin devrim sonrası kadını eve hapsetmeye çalıştığını söyleyen Mihemed, “YPJ’liler sadece askeri kıyafetler içerisinde savaş veren kadınlar olmaktan çıkarak topluma şekil verdi ve evlere hapsedilmeye çalışılan kadınların köle olmadığını herkese gösterdi” dedi.
GERİ ADIM YOK
Son yıllarda özel savaş politikalarıyla hedef alındıklarını dile getiren Mihemed, şöyle devam etti: “YPJ’li kadınlar, hem kendilerine hem halkına hem de özgürlük arayışı içerisinde olan herkese rehberlik edebileceğini kanıtladı. Hem sömürgecilere hem de ataerkil sisteme karşı cins mücadelesinin verildiğini bir kez daha gösterilmiş olundu. Kadınları katlederek, kırım siyaseti yürütülüyor. Çünkü başta da söylediğim gibi burada sağlanan sistemin temel taşı ve yürütücüsü kadınlardır. Kadınların şahsında devrimi yok etmeye çalışıyorlar. Şiddet, işkence ile kadınların boyun eğmelerini istiyorlar. Ama şu bilinmeli ki; saldırılar ne kadar fazla ve çeşitli olursa olsun bizim de hazırlıklarımız mevcut. Tabii ki bu yeterlidir diye söylemiyorum. Her daim kendimizi yeniliyoruz. Hem ideolojik eğitimlerimizi düzenli ve sistematik bir şekilde sürdürüyoruz hem de askeri alanda donanımlanmayı sürdürüyoruz. Bu savaşı hem askeri alanda hem de toplumsal alanda halkımızla birlikte sürdüreceğiz. Bu direnişin en büyük ilhamı da Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’da verdiği direniştir. Savaşımızla tecrit sistemini de kırmayı hedefliyoruz. Kadınlar olarak geri adım atmayacağımızı onlara bir kez daha göstereceğiz.”
8 MART MESAJI
Mihemed, 8 Mart mesajını, “8 Mart en başta bize özgür yaşamın yolunu açan ve mücadeleyi öğreten Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a kutlu olsun. Özgürlük mücadelesi veren tüm dünya kadınlarına ve kadın iradesini tüm dünyaya ispatlayan YJA-Star'lı kadınlara kutlu olsun. Tüm kadınların 8 Mart'ını kutluyorum” sözleriyle paylaştı.
BİTTİ
MA / Ceylan Şahinli