RIHA – DEM Parti’nin Eyyübiye’deki büro açılışında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Coğrafya bizim, dil bizim, kimlik bizim ve bize ait olan her şeyi geri alacağız. An serkeftin an serkeftin” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) Riha'da (Urfa) seçim bürosu açılışları devam ediyor. Merkez ilçe Eyyübiye'de bulunan Sigorta Mahallesi'nde yüzlerce kişinin katılımı ile seçim bürosu açılışı yapıldı. Açılışa Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti Riha Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Celaleddin Erkmen ile Gülşen Özer, Eyyübiye ilçe Belediye Eşbaşkan adayları Halil Akbaş ile Adalet Eriş, Riha Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı. Koma Perwer'in seslendirdiği Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halay ile başlayan açılışa kadınların renkli ulusal kıyafetleri ile katılması dikkat çekerken, çocukların DEM Parti bayrakları eşliğinde dans etmesi açılışa renk kattı. Açılışta sıklıkla “Kurdistan goristan ji bo faşîstan”, “Bîjî berxwedana zindanan”, “Bîjî Serok Apo” sloganları atıldı. Açılışta Eyyübiye Belediye Eşbaşkan adayları Halil Akbaş ile Adalet Eriş ve Riha Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları Gülşen Özer ile Celaledin Erkmen halkı selamladı.
‘BU TOPRAKLARIN EN BÜYÜK SORUNU KÜRT SORUNU’
Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Riha kadim bir kent. Kürt’üyle, Arap’ıyla, Türkmen’iyle tam da birlikte yaşayabilmenin en güzel örneklerinden biri. Kürt halkına, bize yoldaşlık eden Türkmenlere, Araplara, Alevilere sonsuz selamlar. Bu toprakların en önemli sorunu barış. Bu toprakların en büyük sorunu görmezden gelinen Kürt sorunu. Sayın Abdullah Öcalan 25 yıldır İmralı cezaevinde tecrit altında tutuluyor. 25 yıllık tecrit Kürt sorunu çözülmesin, iktidarlar kazansın diyedir. Tam da barış mücadelesinin baş muhatabı Sayın Abdullah Öcalan’ın doğup büyüdüğü topraklardayız. En büyük mesajı buradan vereceğiz. 1 Şubat ile 15 Şubat arasında Kars ve Wan olmak üzere iki koldan Özgürlük Yürüyüşü gerçekleştirdik ve barış için, Kürt sorununun çözümü için Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne bir an önce kavuşması gerektiğini dile getirdik. Bunu herkes duydu” diye belirtti.
‘İKTİDAR, KÜRT DÜŞMANI’
Uçar, “Bu iktidar Kürt düşmanı bir iktidar. Meclis’te takip ediyorsunuz, Kürtçe konuşulduğunda ikinci kelimede mikrofonlar kapatılıyor. Anadilimize, kimliğimize, yürüttüğümüz demokratik siyasete tahammül edemeyen bir iktidar. Bu iktidar kadın düşmanı. Bu ülkenin karış karış topraklarında uyuşturucu çok serbest dolaşıyor ama biz Kurdistan yazılı bir pankartı taşıyamıyoruz. Geçit vermeyeceksiniz. Bizi geleceksiz bırakan bu Kürt düşmanı iktidara en çok gençlik cevap verecek. Tam da zamanıdır. Kurdistan hem savaş hem de yoksulluk yüzünden göç etmek zorunda kalıyor ve başka yerlerde şiddete maruz kalıyor. ‘Ölürüm Türkiye’m’ şarkısını söylemeyen bir genç sanatçı katledildi bu ülkede. Gülistan Doku’yu, İpek Er’i unutmadık, unutmayacağız. Hiçbir genç arkadaşın bu kirli politikalara alet olmasına izin vermeyeceğiz. Yolsuzluğun, talanın, rantın tavan yaptığı bir iktidar var. Adını Eyüp peygamberden alan ilçedeyiz. Eyüp peygamber yaşasaydı bu duruma sabır edemezdi. Bizim için yerel yönetimler rant alanı değildir” ifadelerini kullandı.
‘ZİNDANLARA VE ADALET NÖBETİNE SELAM’
Demokratik siyaset yürüten arkadaşlarının cezaevinde olduğunu hatırlatan Kılıçgün Uçar, “Tutuklanan arkadaşlarımız AKP’ye boyun eğmedi. Mücadelenin sözünü verdiler. Şimdi de söz sırası bizde. ‘Burada kazanamaz’ diyen herkesi boşa çıkaracağız. Sözümüz bir olsun mu? Bizim kazanacağımız her bir belediye, eşitsizliğe ve adaletsizliğe son verecektir. Herkesin derdini anlatıp çözüm bulacağı belediyeler olacak. Barışın sembolü olan Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için açlık grevinde olan zindanlara, Adalet Nöbetinde olan annelere sonsuz selamlarımızı gönderiyoruz. Coğrafya bizim, dil bizim, kimlik bizim ve bize ait olan her şeyi geri alacağız. An serkeftin an serkeftin” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından seçim bürosunun kurdeleleri Barış Anneleri tarafından kesildi. Açılış, Koma Perwer’in seslendirdiği Kürtçe şarkılar eşliğinde, çekilen halay, zılgıt ve atılan sloganlar eşliğinde son buldu.