AMED - İHD Amed Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Ali İhsan Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için tecridin kaldırılarak, Abdullah Öcalan ile müzakerelerin başlatılması gerektiğini söyledi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik çözümü talepleriyle cezaevlerinde 27 Kasım 2023 tarihinden başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemleri 99'uncu gününde devam ediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Ali İhsan Demirtaş, mutlak tecrit ve devam eden açlık grevi eylemini değerlendirdi.
'TECRİT KALDIRILMALI'
Görüştükleri tutsakların taleplerinin karşılanmaması halinde eylemlerini süresiz-dönüşümsüz bir şekilde devam ettireceklerini söylediklerini paylaşan Demirtaş, "Türkiye bunu geçmiş dönemlerde acı bir şekilde tecrübe etti. Daha önceki süreçlerde de Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt meselesinin demokratik çözümü için hapishanelerde açlık grevi eylemleri başlatıldı. Bu eylemler sürecinde birçok insan yaşamını yitirdi. Bu nedenle bu tecridin kaldırılması gerekmektedir" dedi.
Kürt sorununun çözümsüzlüğünün tecritle doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Kürt meselesinde çözümsüzlükte ne kadar çok ısrar edilirse tecridin şiddeti de arttırılıyor. Bu tecrit durumu özellikle son 36 aydır tam bir mutlak iletişimsizlik halini almış durumda” dedi.
İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Ali İhsan Demirtaş
Cezaevlerinde yaptıkları incelemelerde birçok ihlal gördüklerini ifade eden Demirtaş, açlık grevindeki tutsakların odalarının değiştirildiğini, günlük ihtiyaç duydukları tuz ve limon gibi şeylerin verilmediği, idare tarafından tehdit edildiklerini söyledi.
Adalet Bakanlığı’na "tecridi kaldırın" çağrısı yapan Demirtaş, "Mahpusların da daha fazla yaşamlarının ve sağlıklarının zarar görmemesi açısından taleplerinin karşılanarak, tecridin kaldırılması gerekir" dedi.
'CPT YAPTIĞI İŞE GÖLGE DÜŞÜRDÜ'
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 13-22 Şubat tarihlerinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde İmralı Adası’nı ziyaret etmemesini eleştiren Demirtaş, "CPT, bir süredir Türkiye'de bulunuyordu. Türkiye'den ayrıldığında ziyaret ettiği hapishaneleri açıkladı. Ziyaret ettiği hapishanelere baktığınızda, tecrit nedeniyle açlık grevlerinin sürdüğü hapishaneler. Açlık grevlerinin sürdüğü hapishaneleri ziyaret edip İmralı’yı ziyaret etmemesi büyük bir eksikliktir. Bu anlamda CPT’nin Türkiye'ye yapmış olduğu ziyaretin de anlamsız olduğunu düşünüyoruz. İşkenceyi önleme ve raporlaştırma görevi olan CPT, yapmış olduğu pratikle işine gölge düşürmüştür” diye konuştu.
‘İÇ HUKUK UYGULANMALI’
Tecridin iç hukuk ve uluslararası hukuka aykırı olduğuna vurgu yapan Demirtaş, "Tecrit zaten Türkiye'nin hem kendi iç hukukuna hem taraf olduğu uluslararası sözleşmelere hem de insan haklarına aykırı bir durumdur. Bu konuda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nin 2022 yılında Abdullah Öcalan'ın derhal avukatlarıyla görüştürülmesi gerektiğini belirten bir kararı da var. İnsan haklarına aykırı olan bu durumu derhal ortadan kaldırmalı" diye konuştu.
Demirtaş, 2013-2015 yılları arasında sürdürülen süreci hatırlatarak, şunları söyledi: "İmralı'ya heyetler gitti ve barış süreci oluştu. Bu barış süreci sekteye uğratıldıktan sonra Türkiye'de tekrardan çatışmalı bir ortam başladı. Toplumsal barışın sağlanması ve Kürt meselesinin çözümü açısından, örgütün de lideri olarak kabul ettiği Öcalan ile müzakerelerin yapılması ve Kürt meselesinin çözümü için gerekli adımların atılması gerekiyor. Çünkü yaklaşık 8 yılı aşan süreçte bu çatışmalı süreçten toplum çok yoruldu. Çok acılar çekti ve bunun bir faydasının olmadığını herkes biliyor.”
MA / Mehmet Güleş