ÇEWLÎG - Kanîreş’te konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'nin güncellenmesine işaret ederek, "Türkiye’nin kırmızı kitaplara değil, barış kitaplarına ihtiyaç var" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Çewlîg’teki halk buluşmalarının ikinci durağı Kanîreş (Karlıova) oldu. İlçe binası önünde gerçekleşen bulaşmaya, Kanîreş halkı akın etti. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet, ilçe girişinde konvoylar ile karşılanırken, ilçe merkezinde halaylar ve zılgıtlar eksilmedi. Barış Anneleri’nin ön safta yer aldığı buluşmada, gençlerin coşkusu dikkat çekti. Yeşil, sarı, kırmızı renkleriyle görsel şölene dönen buluşmada, sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı yükseldi. Buluşmaya, DEM Parti milletvekilleri Saliha Aydeniz ve Ömer Faruk Hülakü’nün yanı sıra Çewlîg Belediyesi Eşbaşkan adayları Aydın Bürçün ve Çiçek Ariç ile Kanîreş Belediyesi Eşbaşkan adayları Zühre Eroğlu ve Mehmet Genç katıldı.
Buluşmada konuşan Kanîreş Belediyesi Eşbaşkan adayları Zühre Eroğlu ve Mehmet Genç, “DEM Parti onurlu bir yaşamın partisidir. Diline, kimliğine bakmaksızın herkese eşit hizmet sunacağız. DEM Parti’nin etrafında kenetlenelim” diye belirtti.
‘KARLIOVA YOKLARIN İLÇESİ’
Daha sonra konuşan Tuncer Bakırhan, 2015 seçimlerinde katledilen Hamdullah Öğen’i anarak konuşmasına başladı. Bakırhan, “Bugüne kadar partimize emek vermiş, çaba vermiş ve çeşitli sebeplerden dolayı yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımızı anıyoruz” dedi.
Karlıova’nın “yok”ların ilçesi olduğunu belirten Bakırhan, “Karlıova’da hastane var ama cihaz yok. İnsanlarımız hastalandığı zaman ya Erzurum’a giderken ya da Bingöl’e giderken yaşamlarını yitiriyor. Böylesi bir ilçede uzman doktor olmaz mı? Dört bir yanından dere akıyor ama insanlar musluğundan temiz su kullanamıyor. Karlıova’dan Erdoğan’a sesleniyoruz; 2004’ten beri Bingöl AKP’de. Karlıova da AKP’de. Sana oy vermeyene hizmet vermiyorsun ama verene de hizmet vermiyorsun” ifadelerini kullandı.
'KİMSEDE TAKAT KALMADI
Bakırhan, konuşmasının devamında ise şunları belirtti: “Kürtlerin yaşadığı yere aş götürülmez, iş götürülmez. Kürt’ün yaşadığı yerde zulüm var, göç var. İş bulamayan arkadaşlarımız metropollere gidiyor. Silikoziz hastalığına yakalanıyorlar. Sadece Karlıova’da 28 arkadaşımız bu hastalıktan yaşamını yitirdi. Onların katline sebep olan AKP-MHP iktidarıdır. Niye insanlarımız doğduğu yerde iş bulamıyor? Kürtsüzleşsin istiyorlar. Bu ülkede halkın, emekçilerin iktidarına ulaştığımız gün yaşadığımız yerlerde aş bulacağız, iş bulacağız. Gençlerimiz Karlıova’da et, ekmek kuyruklarına girmeyecek. Karlıova hayvancılık bölgesi ama insanlar ucuz et alabilmek için kuyruklara giriyor. Kimsede alım gücü bırakmadınız. Türkiye’nin ekonomisini, AKP’lilere bir avuç sermayelere peşkeş çekerek ülkeyi yaşanmaz bir hale getirdiniz. 10 bin lirayla Bilal Erdoğan geçinsin hadi eyvallah. Artık idare edecek hal kalmadı, kimsede takat kalmadı.
DEPREM VERGİLERİNİ PEŞKEŞ ÇEKTİLER
Bin yıllardır bu topraklarda yaşayan sizin anadilinizi yok sayıyorlar. Bunlar Kürt halkının seçtiği belediyelere kayyım atarak, irademize, geleceğimize düşman. Bu seçimler o yüzden bir vesiledir. DEM Parti Kürt halkının geleceğidir, dilidir, geçmişidir, onurlu eşit haklarla bu ülkede insanca yaşama hakkının savunan tek partidir. Bingöl bir deprem kenti. 2002’den beri deprem bölgesi için herhangi bir önlem aldıklarını gördünüz mü? Deprem vergilerini 5’li çeteye peşkeş çektiler. Buna karşı en iyi cevabı 31 Mart’ta vereceğiz. Kanîreş’i yeniden demokratik yerel yönetimlerle buluşturacağız. Bizde yolsuzluk, hırsızlık yok. Biz Kanîreş’in her bir kuruşunu kendi gözümüzden daha iyi sakınırız. Burada belediye var mı, yok mu fark ediyor musunuz? Neden Kanîreş’e üvey evlat muamelesi yapılıyor? Nerede belediye başkanı? Kendi keyfine bakıyor. Onun Kürt diliyle, Kürtlerle alakası yok. Varsa yoksa koltuk ve onun minnetleri. Selahattin Demirtaşlar, Gültan Kışanaklar sizin için, dilinizi konuşasınız diye cezaevinde. Kanîreş’te 31 Mart’ta Gültan başkanlara, Selahattinlere büyük bir müjde göndereceğiz.”
ERDOĞAN’A ÇAĞRI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin iç ve dış tehditlerin tanımlandığı Türkiye’nin gizli Anayasası olarak nitelendirilen ve “Kırmızı Kitap” olarak da adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’nin güncellenmesine ilişkin sözlerine ilişkin Bakırhan, şu çağrıda bulundu: “Erdoğan diyor ki ‘kırmızı kitap güncellensin.’ Kırmızı kitap Türkiye’nin gizli Anayasası’dır. Kürt dilini konuşmasın, hizmet görmesin, asimile edilsin, Kürdistan coğrafyası Kürtsüzleştirilsin kitabıdır. Bu kadar vahşet yetmezmiş gibi herhalde kökümüzü kazıyacaklar. Bunlar ikiyüzlüdür. Siz Şeyh Said’in torunları dilinizden vazgeçecek misiniz? O zaman bunların karşısında olanları 31 Mart’ta sandığa gömme zamanı. Türkiye’nin kırmızı kitaplara değil barış kitaplarına ihtiyaç var. Erdoğan’a çağrımdır; Türkiye’de barışın kitabını hep birlikte yazalım.”
Bakırhan’ın konuşmasının ardından buluşma çekilen halaylarla son buldu.