ANKARA - ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, Ankara Şubesi’nin kongresinde yaptığı konuşmada, İmralı’da sürdürülen tecride karşı hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, 3’üncü Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Ankara Barosu Eğitim Merkezi Rahmi Mağat Salonu’nda yapılan kongrede “Tecridi kırıyor Özgürlükçü Hukuku İnşa Ediyoruz” (Tecrit dayatmasına karşı gençlik özgür yaşamı savunacak) pankartının yanı sıra, “Li Hemberî Zexta Tecrîdê Jiyana Azad Biparêzin” ve Jin Jiyan Azadî pankartı asıldı. Salona ayrıca Amed Barosunun katledilen Başkanı Tahir Elçi ile tutuklu avukatların fotoğrafları asıldı.”
Genel Kurula, ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçük Balaban, KESK Eş Genel Başkanları Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz’ün yanı sıra, kentte bulunan hukuk örgütlerinin yönetici ve üyeleri katıldı.
MÜCADELE GELENEĞİ OLAN AVUKATLARA İHTİYAÇ VAR
Divan seçim ve saygı duruşu ile başlayan genel kurul, Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu’nun konuşması ile sürdü. Genel kurulu selamlayan Köroğlu, “Sizler hiçbir zaman kolay mücadele seçmediniz. Sizin gibi mücadeleci geleneği olan avukatlara ve hukuk savunucularına ihtiyacımız var. ÖHD’nin öneminin farkında olarak, genel kurulunuzu selamlıyorum” dedi.
‘HAKLI OLMAK YETMİYOR’
Ardından söz alan ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, Kürtçe başladığı konuşmasını Türkçe sürdürdü. Katılımcıları selamlayan Çakmak, konuşmasının devamında mevcut dünya sisteminde haklı olmanın tek başına yeterli olmadığını, bunun yanında mücadelesinin de verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çakmak, “Bilindiği gibi hukuk alanında çalışmalar yürütüyoruz, hukuktan bir beklentimiz var. Farklıkların, ötekilerin adalet arayışı olarak gördükleri bir mekanizmadır hukuk. Ama coğrafyamızda aynı şekilde devletlerin siyasal otoriterleşme için kullandığı bir araç haline gelebiliyor” dedi.
‘BEDELİ TUTSAKLIK, ÖLÜM OLSADA…’
Çakmak, Anayasa’nın ikinci maddesine işaret ederek, “Yüzyıl geçse bile meşru bir zeminde kurulmayan bir denklemin ayakları her zaman sakat kalacaktır. İşte bu denklem içerisinde yani bir hak arama arayışı olarak gördüğümüz hukuk, diğer yönde devletin sopası olarak, devletin otoriterleşmesini aracı olarak kullandığı bir sistemde hukuk mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor. Bedeli tutsaklık ve ölüm olsa da hukuk mücadelesinin gerekli olduğunu bugün bir arada olmamız çok iyi özetlemektedir” diye konuştu.
'İMRALI TECRİDİ SORUNLARLA İLİŞKİLİDİ’
“Kürt sorununun demokratikleşmesi ve İmralı Adası’ndaki tecrit, derneğimizin güncel ve asıl çalışma alanlarının başında geliyor” diye devam eden Çakmak, özellikle İmralı’da sürdürülen tecridin asıl çalışma alanlarının başında geldiğini belirtti. Çakmak, “İmralı tecridi, derneğimizin asıl çalışma alanlarından biridir. Bu işin bir hukuk ayağı var. Bizler bunu işliyoruz ama meselenin tam anlamı ile hukuk ile çözülmeyeceğini biliyoruz. Bunun bir ayağı hukuk iken, diğer ayakları da bizi ilgilendiriyor. İmralı tecridi ile ülkedeki ekonomik, sosyal sorunlarla doğrudan ilişkilidir” vurgusu yaptı.
ÖHD ŞUBESİNE TEŞEKKÜR
Çakmak, DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, merkez yürütme kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’na da dikkati çekerek şunları söyledi: “Uzun yıllardır bir yargılama. Bu noktada Ankara şubemizin hiçbir şekilde geri durmadığını ve neredeyse tüm alışmasını bu davaya verdiğini ve ortaya da muazzam bir emeğin olduğunu da görmek gerekir. Bu noktada bu dava için verilen emekten dolayı emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.”
Daha sonra söz alan ÖHD Ankara Şube Eşbaşkanı Arzu Kurt ise PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için açlık grevinde olan siyasi tutsakların eylemine dikkati çekerek konuşmasına başladı. Kurt, “Biz hukuk mücadelesi veriyoruz. Hukuku başka bir perspektiften ele almaya çalıştık. Biz burada ne siyasetten azade ne de içinde bulunduğumuz otoriter ülkedeki siyasal yapıdan azade değiliz. Bu yüzden sadece hukuktan pratik hukuktan beslenmediğimiz her yerde söylüyor, bunu değiştirme iddiası taşıyoruz. Evet, çok ağır bir süreçten geçiyoruz ama faşizm altında verilen mücadeleleri de görüyoruz” dedi.
Kurul, sinevizyon gösterimi ve kurula katılan dernek yöneticilerin konuşmaları ile devam etti.