ÎDIR - DEM Parti’nin ilk kez aday göstererek dengeleri değiştirdiği Başan’a 30 yıl sonra projelerle dönen eşbaşkan adayı Sadık Zira, “Hizmet için buradayız” dedi. Eşbaşkan adayı Alya Akkuş ise, eşbaşkanlık sistemiyle kadın bilincini açığa çıkaracaklarını söyledi.
Tarih boyunca halklara ev sahipliği yapan, günümüzde Kürtlerin, Azerilerin ve Terekemelerin birlikte yaşadığı Îdir’da, halklar 31 Mart’ta gerçekleştirilecek Yerel Seçimlere hazırlanıyor. Îdir’in üç ülkenin sınırında olmasıyla bölgenin en stratejik ilçesi konumunda olan Başan'da (Aralık) seçimlerin nabzını tutmak için yola koyulduk.
ÜÇ ÜLKEYE KOMŞU İLÇE
Kentten yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta olan ilçeye süzülen yolun sol tarafında Türkiye ile sınır kapısı olan Ermenistan’ın başkenti Erîvan ve kentin sırtını verdiği karlı Elegez dağları bulunuyor. Sağ tarafında ise Ararat Dağı ve Küçük Ararat olarak bilinen sıra dağlar yer alıyor. Kuzeyinde ise İran ve Azerbaycan’a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti bulunuyor. Üç ülkeye komşu olmasına rağmen ekonomik sorunlarla boğuşan ilçenin temel geçim kaynağı ise tarım ve hayvancılık. Yeterli tarım arazisi olmayan ilçede, halk küçük ve büyükbaş hayvanlarını ahırlarda besliyor.
TEK GÜNDEM YEREL SEÇİMLER
Geçmiş yerel seçimlerde sadece AKP, CHP ve Saadet Partisi bayraklarının yer aldığı Atatürk Caddesi üzerinde bu kez Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) bayrakları da dalgalanıyor. Köylerden alışveriş için ilçeye gelip caddeyi dolduran yurttaşların tek gündemi ise yerel seçimler. AKP ve MHP’nin ortak gösterdiği isim tarafından yönetilen belediyenin 5 yıldır ilçeye tek bir hizmet yapmamasından şikayet eden seçmenler, bozuk yollara ve alt yapısı sorunun dikkat çekiyor. İlçede sadece devlet kurumları ile asker ve polislerin yaşadığı noktalara giden yolların yapıldığını söyleyen seçmenlerin AKP ve Saadet Partisi adaylarının oy satın alarak seçimlere hazırlandığı yönünde iddiaları da var.
DEM PARTİ DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ
DEM Parti’nin de bu yıl aday çıkarması ile Başan’da dengelerin değiştiği söyleniyor. DEM Parti, iddialı bir şekilde hazırlandığı yerel seçimlerde ise Alya Akkuş ve Sadık Zira’ı aday gösterdi. Bir gün boyunca seçim çalışmalarını takip ettiğimiz eşbaşkan adayı ile ilçenin sorunlarını, çözüm yollarını ve projelerini konuştuk.
SON 30 YILDA HİZMET YAPILMADI!
Esnaf ziyareti sırasında bir berber dükkanında konuştuğumuz eşbaşkan adayı Sadık Zira, çocukluğunun ilçenin Aşağı Çamurlu köyünde geçtiğini anlatıyor. 49 yaşındaki Zira, 30 yıl önce siyasi ve ekonomik baskılar nedeniyle önce İstanbul’a, sonra Avrupa’ya göç etmek zorunda kalmış. Yaşamının son 30 yılını Fransa’da geçiren Zira, DEM Parti’nin ilk kez yerel seçimlere girdiği Başan’da halkına hizmet etmek için dönüp eşbaşkan adayı oldu. Memleketinde bunca yıldır hizmet adına hiçbir şey yapılmadığını dile getiren Zira, ilk gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Hiçbir yatırım yapılmamış. Türkiye’nin başlangıç yerinden bahsediyoruz. Üç tane ülkeye sınırı olan bir yerden bahsediyoruz. Yolları beraber gezdik, bir yolun olması lazım. Şurası Aralık’ın bir mahallesi. Biz gelirken bir yol yoktu. Halkın tuvaletleri kapılarında. Alt yapı yok, yapmamışlar. Bir şehrin kanalizasyon sistemi olmaz mı? Bir şehrin atık yeri olmaz mı? Bir şehrin geri dönüşüm yeri olmaz mı?” sorularını soruyor.
TEK YAŞAM GÜVENCESİ HAYVANCILIK
Zira, ilçenin tek yaşam güvencesinin tarım ve hayvancılık olduğunu ifade ediyor ve tarım arazileri olmasına rağmen işlenmediği için bir gelir sağlamadığını dile getiriyor. Zira, şöyle devam ediyor: “Eğer bu hayvanlar beslenmezse yaşayamaz. Yüzyıl önceki hayvancılık ile bu günkü hayvancılık aynı değil. Mukayese edemezsiniz. Bugün mecburen çağın getirdiği imkanlarla, teknoloji ile ciddi manada yatarım yaparsınız, bütün bölgeye ve etraf illere yetebilir. Çünkü Iğdır ovası, başka bir yere benzemez. Ağrı’nın, Kars’ın dağlarına benzemez. Yılın 10 ayı hayvancılık yapılabilir. Ama tabi bu da kooperatifleşmeyle olur. Ciddi yatırımlarla olur.”
‘HALKIN GÜCÜNÜ KULLANACAĞIZ’
Yönetime gelmeleriyle bölgenin iklimine göre beslemek amacıyla çeşitli hayvan cinslerini getirmeyi planladıklarını söyleyen Zira, "Bunun getirirken onun zeminini hazırlamak gerekiyor. Kadın gücünü kullanarak, buranın halkının gücünü kullanarak, kooperatifleşmeye giderek yapılabilir. Biz bunun öncüsü olacağız. Zamanında yapılmış ancak şahıslara dönük yapılmış. Halka hiçbir getirisi yok. Burada seracılık hiç yok. Soğuk hava depomuz yok. Ürünü muhafaza edecek yeriniz yok. Şeker pancarı fabrikamız yok. Ektiğimiz ürünü satabileceğimiz bir yerimiz yok. Bir pazarımız yok. İlk yapacağımız iş: havyan pazarı kurmak. Kesimhanemizi açacağız. Bunun gibi ciddi projelerimiz var. Bunları hayata geçireceğiz. Halkımızın da bize güvenmesini istiyoruz” diyor.
‘ÇANTAMIZDA PROJELERLE DÖNDÜK’
Göç etmek zorunda kaldığı memleketine projelerle döndüğünü ifade eden Zira, “Bu projelerimiz bize yaşam getirecek. Yaşam kalitemizi düzeltecek. İş istihdamını sağlayacak. Biz bu göçü durduracağız. Avrupa gitmiş biri olarak, göçün ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Herkes inansın, buranın halkını burada tutacağız. Bu birinci hedefimiz. Gençleri istihdam ile burada tutacağız, iş ile tutacağız. Şimdiden elimizde 500 dairelik projemiz var. Biz burada yapacağız. Bunu belediye bünyesinde yapacağız. Bunu kim yapacak? Bunu buradaki halk yapacak” diye vurguladı.
‘İKTİDAR İÇİN DEĞİL, HİZMET İÇİN BURADAYIZ’
Zira, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Halka açık ve net çağrım; bize güvensinler. DEM Parti belediyeciliğini dünyaya marka yapmak istiyoruz. Bu bölgede ve bütün dünyada bir örnek olmak istiyoruz. Bunu başaracağız. Biz iktidar olmak için değil, hizmet için buradayız. Bunu yaparken parti, ideoloji gözetmeyeceğiz. Tamamen hizmeti gözeteceğiz. Benim ideolojim zaten hizmet etmek. Biz elimizde çantalarla geldik. Bu çantalar ekmeği getirecek, göçü durduracak ve iş olanaklarını sağlayacak. ‘Sen Paris’te güzel bir yaşamı bırakıp, neyin eksik de Aralık’a geldin?’ diye soruyorlar. Bu ideolojinin neler yapabileceğini göstermeye geldik. Biz DEM Parti belediyeciliğini gerçek anlamda ne olduğunu, ne yapmak istediğini ispat etmeye geldik. Biz beraber bu işin üstesinden geleceğiz.”
KAYYIMA KARŞI HALK BELEDİYECİLİĞİ
Yılladır DEM Parti geleneğinin sürdürücüsü siyasi partilerde faaliyetler yürüten Alya Akkuş ise, daha önce kentte bağlı Halfeli Belde Belediye Eşbaşkanlığı görevini yürütürken yerine kayyım atandı. Akkuş, iktidarın bu politikasına şu sözlerle tepki gösteriyor: “Biz halkın belediyesiydik. Makam, mevki değildi bizim kaygımız. Bizim kaygımız insanlara bir şeyler kazandırmaktı. İnsanlara insanca yaşayabilecek bir ortam sunmaktı. Bu yüzden kayyım atandı.”
‘KADIN BİLİNCİNİ AÇIĞA ÇIKARACAĞIZ’
Akkuş, kayyım atamalarına rağmen halk belediyeciliği ve eşbaşkanlık sisteminden vazgeçmediklerini, bu nedenle tekrardan aday olduğunu belirtiyor. Akkuş, eşbaşkanlık sisteminin büyük başarılar elde edeceğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Çünkü kadının temsilliyetinin olduğu her yerde başarı vardır. Bir yerde hayata başarı olacaksa, başarıdan söz edeceksek, kadının elinin değmesi gerekiyor. Eşbaşkanlık sistemi zaten bunu gerektiriyor. Bununla birlikte kadınlar kendi projelerini ve varlığını ifade edecek, kadın bilincini açığa çıkaracak.”
‘AMACIMIZ BİRLİKTE BİR YAŞAM’
İlçede farklı kültürlere sahip halkların yaşadığını aktaran Akkuş, “Öyle projeler üretmeliyiz ki her anlayışa seslenebilelim. Bu şekilde eşbaşkanlık sistemini hayata geçirebilelim. Her zihniyeti, kültürü bir arada, iç içe yaşatabilelim. Bizim amacımız birlikte bir yaşam. Hiç kimseyi kendi kültüründen, yaşam biçimden asimile etmeden yaşatmak” diyor.
‘KADININ GÜÇÜ HER ŞEYE YETİYOR’
Kadınların eşbaşkanlık sisteminin imkanlarından faydalanmadığını, bunun önündeki engellin ise eril zihniyet olduğunu dile getiren Akkuş, “Kadının gücünü sürekli sömüren eril zihniyet var. Eğer biz bu zihniyeti bertaraf edersek, daha kadın bilinci ile yerelimizi de kentimizi de yönetmeye başlarsak, başarırsak, en başta kendi gücümüzün farkına varıp hayata geçirirsek, her şekilde başarı elde ederiz. Çünkü aslında kadının gücü her şeye yetiyor. Fakat biz bu gücün farkında değiliz. Nasıl kullanacağımızı da bilmiyoruz. Ancak DEM paradigması bize nasıl yapacağımızı öğretiyor, eğitiyor” diye belirtiyor.
KADINLAR İÇİN PROJELERİNİ ANLATTI
İlçeyi kazanmaları halinde kadınlar için kooperatifler kuracaklarını belirten Akkuş, projelerini şöyle anlatıyor: “Kadının ürettiği ürünlere göre kadın pazarları oluşturacağız. O gelirler kadınların kendi elinde olacak. Kadın bununla ekonomik bağımsızlığını güçlendirecek. Bunu yaptıkça daha verimli, üretken olacak. Psikolojik olarak da topluma daha faydalı olacak. Aynı zamanda gençler için de kültür evlerimiz olmalı. Sosyal faaliyet evlerimiz olmalı. İnsanların kadınların evde oturmak yerine, daha kolay ulaşabileceği sosyal alanlar hayata geçirmeliyiz. Bunlar burada yok. Türkiye’nin birçok yerinde kadına yönelik sosyal faaliyetler yok. Bu tür küçük yerlerde kadınların bunlara daha çok ihtiyacı var. Bunları görüyoruz. Bu imkanı sağlamamız gerekiyor. Çünkü bizim paradigmamız kadın özgürlükçü, ekolojik bir toplum istiyor. Bunu kadına sunabilmemiz gerekiyor. Bunu sunmadığında, demokrasiden de söz edemezsin. Kadınlara verdiğimiz zaman birçok şeyi başarmış olacağız.”
‘TOPLUMSAL ALANLAR İNŞA EDECEĞİZ’
“Kazanacağız ve iyi işlere imza atacağız” vurgusunda bulunan Akkuş, “Gençlerimize sosyal aktifi yapabilecekleri yerler açacağız. Aynı zamanda çocuklarımızı uyuşturucu batağından kurtarıp kültürel faaliyet imkanları sunacağız. Satranç kulüpleri, müzik okulları gerekiyor. Bunları belediye bünyesinde, halkın kaynaklarıyla yapacağız. Nargile kafelere sıkışmak yerine, daha geliştirici faaliyetler açacağız. Halkın toplumsallaşabileceği alanlar oluşturacağız. Gençlerimize vizyon kazandırma çabamız olacak. Bunu da halklarımız ile başaracağız” şeklinde anlatıyor.
MA / Mehmet Aslan