WAN - Henüz 16 yaşında iken evlendirilen ve mücadeleyle yaşamı bambaşka bir mecraya evrilen Nazime Arvas’ın kadınlara mesajı “Hiçbir zaman boyun eğmeyin ve mücadele edin. Baskılar sadece mücadeleyle kırılır" oldu.
Dünyanın her yerinde eril sisteme karşı mücadeleyi büyüten kadınlar, baskı ve saldırılara karşı hikâyeleriyle birbirlerinin yaşamına dokunuyor, güç veriyor. 8 Mart dolayısıyla hikayesine konuk olduğumuz Nazime Arvas da bu kadınlardan biri.
1971 yılında Bêdlis’in Têtwan (Tatvan) ilçesine bağlı Peyîndas (Söğütlü) köyünde doğup, büyüyen Arvas, şuan Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği’nin (ARSİSA) yöneticisi. Yaşadığı coğrafya ve toplumun yapısından kaynaklı muhafazakar bir ailede büyüyen Arvas, 1987’de henüz 16 yaşında iken kuzeniyle evlendirildi. Yaşamı ise, Kurdistan’da “güvenlik” politikalarının had safhaya çıkarıldığı 1992 yılında eşi ile birlikte mücadeleyle tanışmasıyla değişti. Arvas’ın eşi 1992 yılında PKK’ye katılırken, köylerine yönelik baskılar da artar.
Mücadelenin ayakta tuttuğu Arvas’ın hikayesini kendisinden dinliyoruz:
“1993 yılında köyümüz yakıldıktan sonra boşaltıldı. Bu sırada tüm aile bireyleri gözaltına alındı. Devletin gözü sürekli ailemin üzerindeydi. Koruculuk dayatıldı. Evimiz neredeyse her gün basılıyor, ‘Korucu olacaksınız’ baskısı gün geçtikçe artıyordu. Eşim bir karar alarak PKK’ye katıldı. Ondan sonra zorluklar daha da arttı. Aile, şehir merkezine gittiği zaman kötü muameleyle karşılaşıyordu. Genç yaşta birçok zorlukla karşılaşmama rağmen mücadeleden asla vazgeçmedim. Eşimle birbirimize çok bağlıydık. Ona, her ne olursa olsun mücadeleden vazgeçmeyeceğime, yılmayacağıma dair söz vermiştim. 26 Haziran 1997 tarihinde şahadet haberi geldi. O zaman çok farklı duygular yaşamıştım. Cenazesini alamadık, bir mezarı dahi yoktu. Dün gibi her şey gözümün önünde canlanıyor. Kurdistan’ın her bir karış toprağına baktığımda gözümde canlanıyor ve her şey değişiyor. Aradan geçen 27 yılda mücadelem daha da güçlendi.
HAKKINDA 25 DAVA AÇILDI
Yaşamımın her alanını mücadeleye dönüştürdüm. Bu yüzden 25 farklı dosyadan yargılandım. Defalarca mahkemelere gittim, 4 dosyadan hapis cezası verildi. KCK dosyasından 6 yıl 1 ay hapis cezası verildi ve tutuklandım. Bu dosyadan cezam bitti ancak halen süren davalarım var. 2014 seçimlerinde Norşîn Belediyesi Eşbaşkanı olarak seçildim. Bu yüzden 8 yıl 9 ay ceza verildi. Yargıtay'da devam eden dosyalarım var. Devletin yapmak istediği tek şey Kürtleri bitirmek. Özellikle baskılarla Kürt kadınlarını pes ettirmek istiyorlar. Ama onlara ve onların sistemine hiçbir zaman boyun eğmedim. Mücadele azmimiz sınırsızdır.
BELEDİYE EŞBAŞKANLIĞI SÜRECİ
Kadın özgürlük mücadelesine bakışım Kürt Kadın Hareketi ile tanıştıktan sonra değişti. Bu mücadelede bana en çok moral veren Noşîn ilçesi idi. Oradan olmayan birini kesinlikle kabullenmezlerdi ama bana karşı bambaşkaydılar. Norşîn’de gitmediğim ev kalmadı. Hepsinin evine gittim, çaylarını içtim, yemeklerini yedim. Orada muhafazakârlık ön plandaydı. ‘Bir kadın nasıl sahneye çıkar, konuşma yapar ya da bir kadın nasıl tek başına Norşîn gibi bir yerde yaşayabilir’ kaygılarına rağmen kendimi kısa sürede tüm ilçeye kabullendirmeyi başardım. Birlikte yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde 2014 seçimlerini kazandık. Halkla aramızda öyle bir bağ oluştu ki, şu an bile beni arayıp, tekrar aday olmamı ve orada yaşamamı istiyorlar.
8 MART MESAJI
Kadına yönelik baskılar sadece mücadeleyle kırılır. Çağrım; birlik olun, sisteme karşı hiçbir zaman boyun eğmeyin ve mücadeleye devam edin. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun. Bunu gerçekleştirdiğimizde özgürleşecek ve kimseye muhtaç olmayacağız. 8 Mart kadınların mor çizgisidir. Direnen ve mücadele tüm kadınların gününü kutluyorum.”