Kışanak'tan ilk seçim konuşması: Kürt sorunu ve kadınların özgürlük sorunu için aday oldum

img

ANKARA - Kobanê Davası'nda ilk seçim konuşmasını yapan DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, Kürt sorunu ve kadınların özgürlük sorunu için aday olduğunu belirterek, "Barışın ve özgürlüklerin yolunu açabilmek için bir sorumluluk aldık" dedi. 

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve partinin yöneticilerinin de aralarında olduğu 18'i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası'nın duruşması görülmeye başlandı. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutukluluk incelemesi yapılacak. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, tutuklu bulunduğu Kocaeli Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Öztürk Türkdoğan da duruşmayı izledi. Kışanak, ilk seçim konuşmasını duruşmada yaptı. 
 
İLK SEÇİM KONUŞMASI 
 
Yıllardır yargı taciziyle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Kışanak, "Yaklaşık on yıldır yargı makamlarının karşısındayım. Yaptığım siyasi çalışmalar ve düşüncelerim nedeniyle 2024'ten bu yana her gün mahkeme salonlarındayım. Son olarak da 7 buçuk yıldır siyasi rehine olarak bu duruşmaya katılıyorum. Bugün biraz farklı bir gün olacak. 7 buçuk yıllık siyasi rehinenin bugün farklı bir yüzü ile karşılaşacağız. Ben burada aynı zamanda Türkiye Cumhuriye'nin başkenti Ankara'nın DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı olarak konuşuyorum. Bu ülkede demokrasi sandığa indirgendi ama son 8 yıldır sandık da lime lime edildi. Sandığın da bir güvencesi kalmadı. Bugün siyasi rehine koşullarında aday olmam da bunun en eçık göstergesidir. Siyasi rakiplerim sahada performans gösteriyor. Kimi çifte telli oynuyor, kimi Ankara oyunu oynuyor. Böylece halkın karşısına çıkıp, boş-anlamsız vaatleri ile seçim sürecinde geçinmeye çalışıyorlar. Bu halkın, kadınların, yoksulların sesi olan bizler, maalesef siyasi rehine olarak hala hücrelerde tutuluyoruz" diye konuştu. 
 
'SEÇENEK YARATMA MÜCADELESİ VERİYORUZ'
 
Kışanak, şöyle devam etti: "Türkiye’de hapishane ve siyaset bağlamında çok hikaye var. Maalesef Türkiye'de özelikle muhalif siyasetçilerin yolu cezaevlerinden geçmiştir. Fakat biz biraz ilkleri yaşıyoruz. Örneğin, sanığın cezaevinde hep bir gün kentin belediye eşbaşkanı olarak görev yaptığı, siyasi darbe ile görevden alınan, 7 buçuk yıl olarak rehine tutulan, sonra Ankara adayı olan ilk kişi benim galiba. Bu ilkeleri bize yaşatıyorlar. Çünkü biz bu ülkede yeni bir yol açmak istiyoruz. Bugünlerde çok soruluyor, 'bu üçüncü yol nedir?' diye. Ya da 'kime kaybettireceksiniz kime kazandıracaksınız?' diye. Burada çok net olarak şunu söylüyorum ki, kimseye kaybettirme, kimseye kazandırma siyaseti yaklaşımımız yoktur. Biz halklarımıza demokratik bir seçenek yaratma mücadelesi veriyoruz. Bunu hayata geçirmeye çalışıyoruz. 
 
BARIŞ KÖPRÜLERİ KURMAK İÇİN GÖREV ALDIM
 
Bir seçim sürecini daha cezaevinde geçiriyoruz. Bu 7 buçuk yıllık süreçte tam dört seçim yapıldı, bir referandum yapıldı. İki genel seçim yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, bir yerel seçim yapıldı ve şimdi ikinci yerel seçim yapılıyor. Yani bu siyasi rehine sürecinde beşinci seçimle karşı karşıyayız. Hukuksuz ve haksız şekilde halkın iradesi gasp edildi. Bugün burada aday bile olmam bunun göstergesidir. Demek ki ben hala belediye başkanlığı yapmaya haiz bir kişiyim. Ama Diyarbakır'ın iradesi o gün gasp edildi. Bugün Diyarbakır'dan Ankara'ya toplumsal barış köprüleri kurmak için görev ve sorumluluk aldım. Bu siyasi iktidarın elinde oyuncağa dönmüş halk iradesini doğru temelde tecelli etmesi için bir kez daha sorumluluk ve görev aldım. 
 
2018'de Sayın Demirtaş siyasi rehine koşullarında cumhurbaşkanı adayı olarak katılmak durumunda kaldı. Bu demokrasi açısından büyük bir ayıp, büyük bir karardır. Cumhurbaşkanı adayı olmasına rağmen özgürlüğünü teslim etmediniz ve kendisi sahalarda diğer siyasi rakipleri gibi programını ve projesini anlatamadı. Bu imkana sahip olmadı. Türkiye siyasi tarihinde çok fazla hapishane öyküleri var ama bu cumhuriyetin başkentinden, Ankara'dan siyasi bir rehine olup aday olmak da bir ilktir. Bu da Türkiye siyasi tarihine büyük ayıp olarak girecektir. 
 
ÇÖZÜM İRADESİ VAR
 
Demokrasi, eşit koşullarda yapılan bir yarıştır. Ama biz özgürce görüşlerimizi hala halka ulaştırmadan bile yoksunuz. Mahkeme salonunda halka sesini duyurma mücadelesi vermek bir ilktir. Yıllardır bize bunu dayatıyorlar. Biz diyoruz ki siyaset mahkeme salonlarında değil, halkın içinde, meydanda, Meclis'te yapılmalı. Ama bize gösterdikleri tek yol mahkeme salonlarında siyaset yapma ve halka gerçekleri anlatmak. Artık buna bir son verilmesi lazım. Siyaseti doğru mecrasında halk ile yüz yüze yapılabilir hale getirmek gerekiyor. Evet, şimdi bugünler aslında tarihsel olarak da önemli ve anlamlı bir zamana denk geldi. Bir gün önce 28 Şubat 2015'de Dolmabahçe Mütabakatı'nın halka duyurulduğu bir gündür. O zaman hepimiz Kürt sorununun demokratik barışçıl yolla mümkün olacağına inanmış ve çalışmıştık. Bu ülkenin cumhuriyet tarihi kadar eski, yaklaşık ikiyüz yıllık bir mazisi olan ve hepimize ağır bedeller ödeten Kürt sorununun barışçıl demokratik ve siyasi yollarla çözmemiz gerekiyordu. Bu konuda gerçekten az bir deneyime sahip de değiliz.
 
SU TERSİNE AKMAZ
 
Aslında bu irade var. Bu cumhuriyetin kuruluş iradesinde de bu var. Ama birileri bu iradeyi o gün bugündür yok sayamaya ve suyu tersine akıtmaya çalışıyor. Su tersine akmaz. Ne yaparsanız yapın su tersine akmaz. Önüne bentler, barajlar kurarsanız taşar. Ama yine kendi mecrasında akar. Biz de bunu siyasette çok net olarak görüyoruz. Demokratik siyaset ile bu konuları tartışmak, Diyarbakır ile Ankara'yı hemhal etmek, bir arada buluşturmak için yaptığımız mücadelenin önüne her defasında setler örüldü. Engeller çıkartıldı. Ama her defasında bu irade sel olup aktı, bu barajları yıktı. Suyu tersine akıtmaya kimsenin gücü yetmez. Bu toprakların mayasında çoğulculuk var. Bu toprakların geçmişinde bir arada barış içinde yaşam var. Bu kadim tarihi yok sayarak bir siyaset dayatamazsınız. Biz bugün bunun acılarını yaşıyoruz. Hakikate karşı inatla savaşan iktidar heveslilerinin yarattığı sorunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Hakikate karşı durulamaz. Hakikatimiz tarihimizde, sosyolojimizde ve ruhumuzda gizli. O hakikatte bize demokratik bir cumhuriyette eşit yurttaşlar olarak yaşamayı gösteriyor. Bu yolun önündeki engelleri artık kaldırmak gerekiyor. 
 
DOLMABAHÇE MUTABAKATI
 
Yine Dolmabahçe Mutabakatı; başka bir hatırlatma daha yapacağım. Birkaç gün sonra 4 Mart. DEP vekillerine karşı siyasi darbenin yıl dönümü. Tam 30 yıl geçti. 30 yıl önce Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yollarla çözmek için Ankara'nın yolunu tutan Kürt temsilcilerini cezaevlerine gönderdiler. Bugün biz cezaevindeyiz. Biz kimsenin cezaevine ve toprağın altına girmesini istemiyoruz. Yeter artık. Bu topraklar bedel ödemeye doydu. Bu ülke artık refaha, huzura, barışa doğru yol almak zorunda. Daha fazla suyun akış yönünün aksine bir dayatma içine kimse bulunmazsa iyi olur. 
 
HALKIN İRADESİNE DARBE YAPILIYOR
 
DEP vekilleri onurları ile 10 yıl cezaevlerinde yattı ve çıktıklarında halk onları bağrına bastı. Bugün Türkiye siyasetinde sağcısı-solcusu yelpazenin farklı renkleri kimse o gün yapılan ayıbı savunamıyor. Bugünün bu siyasi atmosferi de dağılacak. Bize yapılanları yarın savunacak Allah'ın bir kulu çıkmayacak. Kimse bu ayıba sahip çıkamaz. Utanılacak, hukuken rezalet olan bir uygulamaya kimse sahip çıkamaz. Onun için biz bu geçmiş örnekleri bundan sonra doğru bir yol açabilmek, barışın yolunu açabilmek, özgürlüklerin yolunu açabilmek için bir sorumluluk ve görev aldık. Bunun nedenlerini Ankara başkent adaylığımın nedenlerini biraz sonra açıklayacağım. Tabi ki bu söylediklerim bu işin esasını oluşturuyor. 
 
2016 yılından beri bu halkın iradesine darbe yapılıyor. 2016'da belediyelere kayyım atayarak, bu siyasi darbeyi yaptılar. Sadece belediye başkanı görevden alarak değil, binlerce belediye meclis üyesinin görevini de gasp ettiler. Açık ve net bir şekilde bu bir anayasa ihlalidir. Mahalli iradeler seçilmiş temsilciler eliyle yürütülüyor. Diyarbakır'da bir tane seçilmiş irade kalmadı. Büyükşehir belediye eş başkanlarının, ilçe belediye eşbaşkanalarının hepsini görevden aldılar. Bu halkın iradesine yapılan büyük bir darbeydi. 2019'da bir kez seçim yapıldı ve halk bir kez daha iradesini açığa çıkardı. Ama bir kez daha bu iradeye darbe yapıldı. 2016'da tüm teamüllere aykırı bir şekilde HDP vekil ve eşbaşkanlarının dokunulmazlık hakları ihlal edilerek halkın Meclisteki iradesine darbe yapıldı.
 
 KAYYIM TARTIŞMASI YAPANLARI KINIYORUM
 
Bize kişisel olarak ödetilen bedelin hiçbir anlamı yok. Bizler, bunun halkın iradesini gasp etmek için uydurulmuş bir dosya olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. 2018’de yapılan seçimlerden sonra da darbeler yapıldı. Musa Farisoğulları’nın vekilliği düşürüldü. Faruk Gergerlioğlu’na aynı şeyi yapmaya çalıştılar. Yani tam 7 buçuk yıldır kesintisiz ve ısrarlı bir şekilde halkın iradesine siyasi darbe yapılıyor. Şimdi yeni bir seçim sürecindeyiz. Yerel seçimler yapılacak, yine bakıyoruz temel tartışma konusu acaba halkın iradesine kayım atanır mı atanmaz mı? Bu tartışmayı yapan tüm siyasetçileri burada kınıyorum. Çok büyük ayıp ediyorsunuz, siyasetin ruhunu kirletiyorsunuz. 
 
SANDIĞI LİME LİME ETTİLER
 
Sandığa inanan, seçime inanan, halkın iradesine inanan herkes, partisi ne olursa olsun çok net olarak şunu söylemelidir; bu halkın iradesi sandıktan çıktıktan sonra herkes ona saygı göstermek zorunda. Ama bunu demiyorlar, diyorlar ki; 'DEM Parti AKP ile mi anlaşıyor?' Ayıp ya ayıp. Bu tartışmayı kesin, bu rezalettir. Üç kez halkın iradesini gasp etmiş bir iktidara karşı, halkın iradesine zerre kadar inancınız varsa bugün hep beraber, ‘halkın sandıktan çıkan iradesi bizim de irademizdir, arkasında duracağız, ona kimse darbe yapamaz’ deme günüdür. Bunu diyemiyorlar. Bunu demedikleri için ben de Ankara’dan aday oldum. Bu bir tutumdur. Herkesin bunu doğru anlaması lazım. Bu tavrın, bu tutumun tüm Türkiye’de DEM Parti’nin seçime girmesinin bir sonucu olacaktır. Kadınların, gençlerin, ezilenlerin, ötekilerin bu mücadeleyi yürüten herkesin yapması gereken tek şey var; halkın iradesine saygıyı birinci yere oturtarak kabul etmek. Eğer sandıktan çıkacak iradeyi bugünden tartışıyorsanız gidin evinizde oturun. Para kazanın, kendinize başka bir gelecek arayın. Gerçekten de Türkiye’de demokrasi tanımında elimizde bir sandık kalmıştı o sandığı da lime lime ettiler. 
 
HALKIN İREDESİNİN YANINDA DURMA GÜNÜDÜR
 
Bugün kayyımlara karşı halkın iradesinin yanında durma günüdür. Herkesi buna davet ediyorum. Biz 1 Nisan sonrasını konuşmuyoruz, biz bugünden konuşuyor, tavrımızı net olarak ortaya koyuyoruz. Kimse halkın iradesine kayyım atamaya tevessül etmesin yoksa bizi karşısında bulacaktır. Halkın iradesine her yerde sahip çıkacağız. Biz bunu ‘muhalefetim’ diyen tüm partilere ve siyasetçilere hatırlatıyoruz. Sandığa olan saygılarını beyan etme günü bugündür. Yarın değil. Tabi ki iktidara da iktidar ortaklarına da bunu hatırlatıyoruz. Bu bir çıkmaz yoldur. Daha kaç kez, daha nereye kadar? Bu halkın iradesini durduramıyorsunuz, durduramayacaksınız da. Su akar yatağını bulur. Önüne kurduğunuz barajları yıkar. Yüzde 10 barajını yıktığı gibi, kayım barajlarını yıktığı gibi. Onun için herkesi demokrasi siyasetinde ısrar etmeye davet ediyoruz. 
 
NEDEN ADAY OLDUM?
 
Adaylığım açıklandığı günden bugüne, iki tavırla karşılaştık. Birisi yok sayma tavrı. Bunun benim açımdan, DEM Parti açısından bir önemi yok. Çünkü biz biliyoruz ki, bu ülkede egemenlerin siyaseti medyayı teslim almış durumda. Onlardan başka kimse medyada görünmüyor. Görmezden gelmek biz ötekilerin alışık olduğu bir durum. Bununla nasıl baş edeceğimizi de biliyoruz. Bizim asıl derdimiz bizim gibi derdi olanlarla buluşmak. Kadınlarla, yoksullarla, emekçilerle ezilenlerle buluşacağız. Bu savaşın acısını yüreğinde hisseden Türk, Kürt herkes ile buluşacağız. Cezaevinde olsak da biz bunun yolunu biliyoruz. Biz bunun yolunu bulabiliriz. 
 
İKİ KENTİ BULUŞTURMAK İÇİN ADAY OLDUK
 
İkinci bir tavır da; ‘Neden aday oldunuz ve neden Ankara?’ diyorlar. Neden aday oldum? Birincisi, biraz önce saydığım gibi bu kumpas davaları, bu kayyım siyasetine bir cevap olmak için aday oldum. İkincisi, bu ülkenin yüz yıllık tarihi boyunca çözemediğimiz iki temel sorunu siyasetin temeline koymak için aday oldum. Biri Kürt sorunu, diğeri kadınların özgürlük sorunu. Bu iki konu siyasetin temel konusudur. Bu konularda yol alamazsak ne yaşanabilir kentler yapabiliriz ne de özgürlükleri yaşayabiliriz. Onun için bu iki konuyu başkentin gündemine taşımak isterim. Bir diğeri, bizi ayrıştırmak istiyorlar. Diyarbakır-Ankara ayrıştırması yapmak istiyorlar. Biz bu iki kenti buluşturmak için aday olduk. Çünkü, demokratik siyasette, cumhuriyette ısrar ediyoruz. Bize yapılan tüm kötülüğe rağmen ortak vatanda, özgür ve eşit olmakta ısrar ediyoruz. Çözümün de ne tek başına Diyarbakır’da ne de tek başına Ankara’da olamayacağını çok iyi biliyoruz. Onun için biz bu ülkenin hem demokrasi sorununu hem de Kürt ve kadın özgürlük sorununu cumhuriyetin başkentinin gündemine taşımak istiyoruz. Ben de bunun için aday oldum. Israrla seçimi, siyaseti, kazanma ve kaybetme retoriğine indirmeye çalışıyorlar. Biz makam ve mevki için değil, barışı kazanmak için mücadele ediyoruz. Onun için diyorum ki Ankara’da artık DEM vakti. Ankara da kadının DEM’i de geldi. Biz zamanın ruhuna uygun mücadele ve duruş sergilemek için geldik. Bu siyasetin temsilini yapmak için bu adaylığı kabul ettim. Gerçekten DEM’i geldi, zamanı geldi, hatta geçiyor.
 
KADIN OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ
 
Bizim eşbaşkanlık konusundaki ısrarımızı da açmak istiyorum. Çünkü yargılandığım konulardan biri de budur. Kadın olmadan demokrasi olmaz. Bize tıpkı başka ikiliklerde olduğu gibi, ‘ondan mısın bundan mısın’ dayatmasını nasıl reddetmişsek yönetimde, ‘kadın mı olsun erkek mi olsun’ dayatmasını da reddediyoruz. Biz beraber çalışabilir, birlikte mücadele edebilir, birlikte kazanabiliriz. Eşbaşkanlık bunun politik ifadesidir. Demokratik cumhuriyete de artık mor rengini kazandırmak gerekiyor. Bu cumhuriyet kurulduğunda kadınların inanılmaz emekleri vardı. Fakat eşit haklar için ettikleri mücadele görünmez kılınarak sadece kadınlara seçme seçilme hakkı verildi. Kadınlar cumhuriyetten, demokrasiden, siyasetten dışlandılar. Hala da öyle. Bugün siyasi partilerin tutumlarına bakıyorsunuz, kadın adaylarına yaklaşımlarında utanılası tavırlar ortaya çıkıyor. Kadınları evin içinde, sadece evin bireylerine, öncelikle de erkek bireylerine, hizmet etmekle görevli kılan bu politik anlayışa karşı biz kadınlar kamusal alana çıkıyoruz. Siyasetin tam ortasındayız. Demokratik siyaset kadınsız olmaz. Onun için biz demokratik cumhuriyeti mor renkle buluşturmak adına tüm kadınlarla birlikte bu yola çıktık. Kadınlarla birlikte mücadele edip kadınlarla birlikte kazanacağız. 
 
KADINLARA VE GENÇLERE ÇAĞRI
 
Kadınlar kendi emekleri ile az çok yasal düzlemde de olsa bazı haklar elde etmişti ancak bugün bu yasal haklarımız dahi tehdit altında. Aday olarak gösterdiği kadının bile görünür olmasında imtina eden, yüzünü buzlayarak bilbordunu yapan siyasi anlayışlar dahi ortaya çıktı. Vallahi bizim başımız dik, alnımız açık, yüzümüz açık. Biz yüzümüzü kapatacak bir şey yapmadık, yapmayacağız da. Kamusal hayatta, yönetimde, genel siyasette, hayatın her alanında kendimizi var etmek için mücadele edeceğiz. Cumhuriyetin başkentinde bir kadın adaylığının bir de böylesi bir anlamı var. Cumhuriyet tarihinde Ankara’da bir kadın belediye başkanı seçildi mi bilmiyorum ama ben bunu görmedim. Bugün de Ankara’daki seçim siyaseti egemen erkeklerin kendi arasında bir iktidar kavgasına dönüşmüş. Biz kadınlar buna izin veremeyiz. O nedenle Ankara adaylığımın özel bir anlamı da budur. Kadın iradesini Ankara’da, cumhuriyetin başkentinde açığa çıkartmaktır, görünür kılmaktır, kadın dayanışmasını mücadelesini büyüterek siyasetin öznesi haline getirmektir. 
 
Buradan tüm kadınlara şu çağrıyı yapıyorum; Herkes kendi mücadelesini kendisi verir. Hiçbir zaman başkaları bizim yerimize mücadele etmeyecek. Biz kadınlar kendi irademizi açığa çıkartacak, kendi örgütümüzü, dayanışmamızı kuracağız. Kendi yaralarımıza kendimiz merhem süreceğiz. Onun için tüm kadınları siyasette inisiyatif almaya, bir adım öne çıkmaya, kendisini bu mücadeleye katmaya davet ediyorum. Bu mücadele bizim özgürlük mücadelemiz. Bunun öznesi biziz. Kimse bizi nesne yerine koyamaz, bizim üzerimizde hesap yapamaz. Bu konuda ben Ankara’daki ve Türkiye’deki kadınların iradelerini açığa çıkartacaklarına kadın özgürlük mücadelesine sahip çıkacaklarını inanıyorum ve başarılar diyorum. Ankara gençlik mücadelesinde de tarihi olan bir kenttir. Artık Ankara’ya DEM geldi, Ankara gençlerini, inisiyatifi almaya, artık siyaseti iktidar kavgasından çıkartıp demokratik karaktere kavuşması için mücadeleye katılmaya davet ediyorum. 
 
DİYARBAKIR’A ÖZEL SELAM
 
Diyarbakır’a selam göndermek istiyorum. Çünkü üzerimde çok emeği var. Kadın iradesinin de uzun zamandan beri kendisini var ettiği bir merkezdir. Bir kez daha bu seçimde en güçlü şekilde sandıktan güçlü bir halk iradesi çıkaracaklarına inanıyorum ve Amed’in sandık başarısını şimdiden selamlıyorum. Bu konuda hepimize sorumluluk düşüyor. Ben belki sokaklarda, meydanlarda sizlerle birlikte değilim ama yüreğimle, bilincimle, tüm benliğim ve varlığım ile sizlerle birlikteyim. Bu hepimizin kollektif emeği ile yürütülecek kutsal bir mücadeledir.
 
SORUMLULUK ALMAYA DA HAZIRIM
 
DEM Parti ve bizim Üçüncü Yol stratejisi de maalesef doğru anlaşılmıyor. Bu yol, ‘ne sendenim ne senden değilim’ yolu değil. Halkların demokratik alternatifini güçlendirme yoludur. Politik demokratik bir mücadeledir. O nedenle üçüncü yolda ısrar çözümün birinci anahtarıdır. Hem demokrasi sorunu hem Kürt sorunu hem de Kadın özgürlük sorununu çözebileceğiniz en temel yol Üçüncü Yolu güçlü bir şekilde halk ile buluşturmaktır. Bizim görevimiz budur. Biz bunu yapacağız. Biz halklarımız için demokratik bir seçenek sunmak ile karşı karşıyayız. DEM Parti adayları bu yolu seçiyorlar. DEM parti aday gösterdiği her yerde herkesi seçim çalışmalarına en aktif olarak katılmaya ve iradelerini sandığa yansıtmaya ve sandıktan çıkacak iradeye sahip çıkmaya davet ediyorum. Bu öylesine bir seçim görevi değildir, Gerçekten de bu ülkenin sorunlarına artık demokratik mecrada tartışabilmenin yolunu açan bir mücadeledir. Onun için bir seçimden öte anlamı vardır. Mesele bu ülkenin sorunlarını çözebilmek için elini taşın altına koymaktır. Ben de sadece elimi değil tüm gövdemi bu taşın altına koyuyorum. Mesele bu ülkede kanın akmasını engellemek, Mesele bu ülkede cumhuriyeti demokrasi ile buluşturmak, mesele kadınları kamusal alana çıkartmaksa Gültan Kışanak bir teferruattır. Ben bedel ödemeye de sorumluluk almaya da hazırım. Halklarımızın demokratik cumhuriyete giden yolu açmasını istiyorum. Artık DEM’i geldi. Artık zamanı geldi. 
 
DEM’SİZ ÇAY İÇİLMEZ
 
Bir de bazılarının ağzına pelesenk olmuş bir şey var, o da işte falancası DEM ile demleniyor. Kendilerince konuşmaya çalışıyorlar. Bunlara da bir cevabımız var. Bunlara buradan şu cevabı veriyorum; DEM’siz çay içilmez. Siz de biraz DEM’li çay için belki biraz demokrat olursunuz. Bu ülkedeki tüm siyasi partilere tavsiyem, hepiniz birazcık DEM’lenin. DEM'lenin ki belki bu ülkedeki temel sorunları kendinize dert edinirsiniz. Sadece iktidarın, iktidar olmanın derdine düşmezseniz, bence iyi edersiniz. Herkes biraz DEM’lense, olgunlaşsa, bu çiğliklerinden kurtulsa bu daha kolay olacak. 
 
TÜM BARAJLARI YIKMAK İÇİN YOLA ÇIKIYORUZ
 
Herkesi başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı canı gönülden selamlıyor, çalışmalarından başarılar diliyorum. Barış ve çözüm pazarlık masasında değil, halkın yüreğinde kazanılır.  Kimse bize ‘falanca masa’ yakıştırması yapmasın. Biz halklarımızın toplumsal barışını inşa etmek için yola çıkıyoruz. Bunu da yapacağımıza inanıyorum. Bu toprakların mayasında bu var. Barış bizim mayamızda var. Savaş bazı iktidar gruplarının dayatmasıdır. Bunun karşısında durmalıyız. Eminim ki Ankara, Tekirdağ, Hakkari, Van'da sahip çıkacak vicdanlı insanlar vardır. Barış emek verilerek kazanılır. Çalışacağız, anlatacağız, savaşın karşısında, barış siyasetinin gücünü ve iradesini açığa çıkartacağız. Biz yüreğimiz, bilincimiz, samimiyetimiz ile toplumsal barışı inşa etmek için halk ile birlikte olacağız. Bunu yapabiliriz. Büyük samimiyetle yapacağımıza inanıyorum. Ben sizlere yoldaş olmak için çalışıyorum, laik olmak için çalışıyorum, acılı analarımızın acısını bir nebze de olsa hafifletmek için çalışıyorum. Yolumuz açık olsun, barışa, demokratik cumhuriyete çıksın. Ortak vatanda özgür eşit yurttaşlar olarak yaşamaya çıksın diyorum. Önümüze konulan tüm barikatları, tecritleri, barajları kırmak için yola çıkıyoruz ve kazanacağız."

Diğer başlıklar

02/03/2024
09:52 Dep'in DEM Partili adayları: Bizim olanı almaya geldik
09:43 8’inci yargı paketi Meclis’ten geçti
09:42 Ma Music 7’nci yılında: Halkımızı müziksiz bırakmayacağız
09:41 ‘Halkla belediye arasına örülen duvarları yıkmaya geliyoruz’
09:28 Silopiya eşbaşkan adayları: Halkla yönetmeye devam edeceğiz
09:24 Cezaevlerindeki açlık grevi 97'inci gününde
09:21 130 gün oldu: Süleyman Ahmet’ten haber yok
09:17 Dengeleri değiştiren DEM Parti adayları: Hizmet için buradayız
09:15 Kayyım 16 milyonluk ihaleyi ‘pazarlık usulü' ile verdi
09:14 Stockholm Barosu Avukatı: Tecrit ‘metod’ haline gelmemeli
09:12 8 Mart Platformu’ndan Kadıköy’deki ‘Kadın Buluşması’na çağrı
09:11 ‘Sendikal sınırlara sıkışan bir mücadele kölelik koşullarına cevap olmuyor’
09:07 AKP'nin 22 yıllık karnesi: En az 7 bin kadın katledildi, haklar yok edildi
09:06 Nazime Arvas’ın hikayesi: Baskılar mücadeleyle kırılır
09:03 Eril medyaya karşı mücadelede kadınların sesi
09:00 02 MART 2024 GÜNDEMİ
08:47 İran’daki seçimler sona erdi
01/03/2024
22:38 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi Cavğun gözaltına alındı
22:38 Erdoğan, Barzani ile görüştü
21:39 'Dörtte Dört Kadın Sanat Projesi’ kapsamında sergi ve konser
20:14 Antik kentin sit derecesi düşürüldü
19:48 Gözaltındakilerden 2’si tutuklandı
19:45 30 yıllık tutsak Türk tahliye oldu
19:02 ESM: Üye ve temsilcilerimizden elinizi çekin
18:51 Adana Büyükşehir Belediyesi ulaşım işçilerinden grev kararı
18:28 Avukat Çiçek serbest bırakıldı
18:25 Hastane bahçesinde silahlı saldırı: 7 yaralı
18:08 HDP Hewlêr Temsilciliği: Süleymaniye’de 7 üyemiz katledildi
18:03 Yüksekdağ ve Tuncel: Gültan Kışanak’ı serbest bırakmak zorundasınız
17:59 DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan yöre dernekleriyle buluştu
17:54 Mereş Bazarcix’te 4.1 büyüklüğünde deprem
17:28 Espiye ve Bafra Cezaevleri raporu: Tutuklular tecrit ile tehdit edildi
17:02 ‘Hukukçular Delegasyonu’ndan sivil toplum örgütlerine ziyaret
16:56 Dersim’de kadın bürosu açıldı: Gülistan Doku nerede?
16:49 Adalet Nöbeti eylemcileri: Talepler karşılanana kadar mücadele sürecek
16:48 Sağlık örgütleri teşvik ödemeleri için sokağa çıktı
16:44 DEM Parti dur durak bilmiyor
16:02 Cezaevi önünden seslendiler: Kadınlar özgürlüğünden vazgeçmeyecek
15:50 Amedspor taraftarından Amedlilere maç daveti
15:42 İHD: Kadınlar barış istiyor
15:18 Urmiye’de sandığa ilgi düşük
14:53 30 yıllık tutsak Atsız’ın tahliyesi ertelendi
14:52 DEM Parti 2 Mart Darbesi’nin araştırılmasını istedi
14:44 Gazeteci Keser'in tutuklanmasına tepki
14:41 İşkence gören DEM Parti PM üyesi Güngör’ün kolu çıktı
14:33 'Abdullah Öcalan’a özgürlük' kampanyasında ikinci aşama startı
14:30 Her yerde 8 Mart: Erkek aklını buralardan sileceğiz
14:20 Kelar’da bir eve hava saldırısı
14:18 ESP’li Ergül tutuklandı
14:05 Katledilen kadınlar anıldı: Bize dayatılan yaşamı kabul etmiyoruz
13:54 Uğur Kurt davasında sanık polise ödül gibi ceza
13:54 Türkiye'ye F-16 satışının durdurulmasını içeren tasarı reddedildi
12:58 Bucak ve Hatun STÖ temsilcileri ile buluştu
12:55 DEM Parti'den 'Siz sorun eşbaşkanlar cevaplasın' çalışması
12:40 Köy girişine X-ray cihazı koyan askerlerden çıplak arama
12:24 İnfazı ertelenen Muhlise Karagüzel’in tedavisi devam ediyor
12:22 Aileler İmralı'ya gitmek için başvurdu
12:08 Kışanak'tan ilk seçim konuşması: Kürt sorunu ve kadınların özgürlük sorunu için aday oldum
12:08 Wan’da 3 gazeteci serbest
12:05 Dr. Toprak cinayetinden AKP'yi sorumlu tuttu: Niye öldürdünüz?
11:52 Uluslararası Hukukçular Delegasyonu’ndan Öcalan’ın avukatlarına ziyaret
11:46 DEM Parti’nin İstanbul seçim bildirgesi: Kentte yaşayanlar kenti yönetecek
11:12 Seçim güvenliği önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
10:55 AYM, yasaklı olmayan kitapların tutsaklara verilmemesini 'hak ihlali' saydı
10:11 Koçyiğit: Gültan Kışanak’ın sesini her yerde yükselteceğiz
10:03 Federe Kurdistanlı gazeteci: Süleyman Ahmet'in alıkonulması terörist bir eylem
09:51 Avukat Çiçek gözaltına alındı
09:48 Öcalan’a özgürlük talep eden tutsaklar 96 gündür eylemde
09:38 Gözaltındaki gazetecilerin emniyetteki işlemleri tamamlandı
09:36 Kamu görevlileri AKP’li adaylar için oy istedi
09:22 Elkê adayları: Yabancıların ilçenin kaderini değiştirmesine izin vermeyelim
09:19 Kayyım seçim öncesi parkı kiraya verdi
09:12 Karamus: Türkiye-KDP ilişkisi Kürt karşıtlığı üzerinedir
09:11 Milazgir’in büyüyen sorunlarını çözmeye talipler
09:10 Tutsak kadınlar: İmralı’daki irademizin özgürlüğünü gerçekleştirelim
09:04 Cûdî’de engelleri aşarak yaşamı yeniden ördü
09:03 Bir özsavunma hikayesi
09:00 01 MART 2024 GÜNDEMİ
29/02/2024
22:19 İran, Irak’a gaz ihracatını durdurdu
21:59 DEM Partili Gün’ü katleden failler tahliye edildi
20:31 AKP'nin Bedlîs Belediye adaylarının hastanede tanıtılmasına tepki
20:27 Çandar’dan iktidara basın özgürlüğü uyarısı: Aklınızı başınıza toplayın
20:04 Dîlok ve İzmir'de kadın katliamları protesto edildi
20:01 Gazeteci Müftüoğlu cezaevinden çıktı: Mesleğimi yapmaya devam edeceğim
19:56 DEM Parti'den halk buluşması: İstanbul bizim evimiz, biz İstanbul’a layığız
19:50 Bakırhan: Bizi yok sayanlara cevabı 31 Mart’ta vereceğiz
18:47 Fransa'da kürtajı anayasal güvenceye alan tasarı Senato'dan geçti
18:37 Süleymaniye’de bir yurttaş katledildi
17:41 Senegal’de göçmen teknesi battı: En az 24 ölü
17:20 İsrail, yardım bekleyen Filistinlilere saldırdı: 104 ölü
17:07 25 Kasım’a katıldıkları için yargılanan 21 kadın beraat etti
17:02 Hatimoğulları Adalet Nöbeti'ne katıldı: Tecridi kıralım
17:01 Ege'nin tarım arazilerine GES ve RES tehdidi
16:47 Polisleri taşıyan midibüsün çarptığı çocuk hayatını kaybetti
16:38 Büro emekçileri sorunlarına çözüm istedi
16:35 Gazeteci Diren Keser’in tutuklanması protesto edildi
16:14 Büro açılışlarında DEM Parti adaylarına yoğun ilgi
15:58 İstanbul'da gözaltına alınan 15 kişi yarın adliyeye çıkarılacak
15:43 Tantan 'Hayata Dönüş' davasında 'tanık' olarak dinlendi: Hassasiyetle davrandık!
15:31 Savcı Aktar’ın sanal medya hesabını takip edenlerin araştırılmasını istedi
15:30 Uluslararası Hukukçular Amed Barosu'nu ziyaret etti
15:29 SKM Genel Sözcüsü ve üyesi tutuklandı
15:06 Tutsak kadınlara 8 Mart kartı gönderildi
14:59 İstanbul ve İzmir’den gözaltılara tepki
14:58 Gülsün Silgir'in taziyesine kitlesel ziyaret
14:16 Gazeteci Karakaş hakkında tahliye kararı
14:06 DEM Parti Sözcüsü Doğan: Derdimiz kazanmak
13:55 Dêrsim’de gazeteci Keser'in tutuklanması protesto edildi
13:44 KESK 8 Mart programını açıkladı
13:40 Bagok Dağı bombalanıyor
13:04 Ev hapsi ve adli kontrol uygulanan gazetecilerin itirazları reddedildi
12:55 Çeşme'de yüzlerce zeytin ağacı kesildi
12:37 Gazeteci Müftüoğlu hakkında tahliye kararı
12:15 Leyla Demir'in eşi ve oğlu gözaltına alındı
12:08 Avukatlardan İmralı başvurusu
12:06 Hatimoğulları: Hizbulkontra, Kürt aydınlarını katledenlerin adresidir
11:11 Manisa OSB’deki kağıt fabrikasında yangın
11:09 Uluslararası Delegasyon DFG ve MKG yöneticileri ile bir araya geldi
10:55 Gözaltındaki gazetecilerin ifadeleri bugün alınacak
10:50 Tutsaklara sevk işkencesi: Elleri, ayakları ve gözleri bağlandı
10:47 Çorlu Tren Katliamı davasında karar çıkmadı
10:17 Gazeteci Sedat Yılmaz beraat etti
10:12 17 kuruluştan çağrı: Gazeteci Müftüoğlu’nu serbest bırakın
09:34 Reşo: Yüreği Şefkat Dolu Bir Devrimci
09:23 Gazeteci Keser'in avukatı: Tutuklama kararı ifade özgürlüğüne saldırıdır
09:19 128 gün oldu: Süleyman Ahmet’ten haber yok!
09:18 Tutsaklar 95 gündür açlık grevinde
09:18 Dêrsim'de asimilasyon ve kültürel yozlaştırmaya karşı duracaklar
09:16 Hezex’e Süryani eşbaşkan adayı
09:15 DEM Parti Sözcüsü Doğan: Adalet kurumları adaletsizliğin simgesi oldu
09:14 Agirî’de ibre DEM Parti’den yana
09:13 İstanbul’da tecrit konferansı düzenlenecek
09:13 Avukata ‘avukatlık yaptın’ suçlaması
09:11 Av. Acun: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün alt yapısı oluştu
09:10 CİSST avukatı Akyüz: Cezaevleri ataerkilliğin derinleştiği yerlerdir
09:09 Filistin’de ‘kadın’ olmanın kendisi bir mücadele
09:08 Kayyımın ‘vurgun’ planları yargıya taşındı
09:07 Colemêrg’de seçimin nabzı: AKP'li Ölmez bugüne kadar neredeydi?
09:06 Barış Anneleri: CPT, İmralı'daki hukuksuzluğun baş aktörü
09:05 Akdeniz adayları: Çalışmalar şeffaf ve katılımcı olacak
09:04 Şirnexliler: Bu seçimde hırsızlara geçit yok!
09:00 29 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
28/02/2024
23:35 KNK’den Lozan Belediyesine teşekkür ziyareti
22:37 Özerk Yönetim: Saldırıların amacı karışıklık çıkarmak
21:57 Ağır hasta tutsak Çardak, tekerlekli sandalye ile cezaevinden çıktı
21:09 TJA’lı kadınlardan 8 Mart yürüyüşü
21:03 Êlih’teki halk buluşması mitinge dönüştü
20:56 Dêrsim’de satışa sunulan parseller için yürütmenin durdurulması kararı
20:54 Elektrik akımına kapılan çocuk ağır yaralandı
20:27 Nergis Muhammedi’den İran seçimlerine boykot çağrısı