İSTANBUL - İmralı tecridine benzer bir durumla hiç karşılaşmadığını belirten Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Milletvekili Ségolène Amiot, “Bu kadar saldırıya rağmen hala cesaretle ayakta durabilen bu mücadeleyi görmek çok etkileyici bir şey” dedi.
Uluslararası komployla getirildiği İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alamama hali 36’ncı ayına girdi. Aile ve avukatların yaptığı başvurular, sistematik hale getirilen “disiplin” adı altında verilen cezalar gerekçesiyle ya reddediliyor ya da yanıtsız bırakılıyor. Mutlak iletişimsizlik haline karşı uluslararası kurumların sessizliği sürerken, buna tepki gösteren Kürtler ve dostları ise küresel düzeyde startını verdiği “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında eylem ve etkinlikler yürütmeye devam ediyor.
Sürdürülen kampanya kapsamında son olarak 20 Şubat’ta Avrupa'dan bir heyet İstanbul'a geldi. Aralarında parlamenterlerin de olduğu, “Kürt Sorununa Çözüm ve Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon”, Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerle bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. Heyet, gerçekleştirdiği ziyaretlerinin ardından düzenlediği basın toplantısında, İmralı’da ki mutlak iletişimsizlik haline karşı Türkiye başta olmak üzere uluslararası kurumlara atmaları gereken adımları hatırlatarak, sorumluluk alma çağrısında bulundu.
Heyette yer alan Boyun Eğmeyen Fransa (La France insoumise) Partisi Milletvekili Ségolène Amiot, İmralı tecridi, tecridin temel amacı ve bu kapsamda gerçekleştirdikleri ziyaretlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘BÖYLE BİR TECRİTLE HİÇ KARŞILAŞMADIM’
İstanbul’a cezaevlerinde tutulan siyasi tutsaklara dönük uygulamalar ve de özellikle Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış tecride ilişkin gözlemlerde bulunmak amacıyla geldiğini belirten Amiot, buradaki gözlemlerinde İmralı tecridine benzer bir tecrit durumuyla daha önce hiç karşılaşmadığına dikkat çekti. Amiot, “Bunu yalnızca bir milletvekili olarak söylemiyorum, benim asıl uzmanlık alanım cezaevleri ve Fransa’da birçok cezaevini defalarca ziyaret ettim ama böyle bir şeyle karşılaşmadım. Tecridin bile bir sınırlaması var. Yani bir insanı en fazla 1 ay tecrit altında tutabilirsiniz ki en azından benim gördüğüm şeyler böyleydi. Ama şuan bahsettiğimiz şey hiç görülmemiş bir şey” dedi.
‘BU TOPLUMU KORKUYLA KONTROL ALTINA ALMA HALİDİR’
PKK Liderine dönük tecridi değerlendiren Amiot, “Tecridin kendisi bir insan bedenini bütünüyle kontrol altına almaktır. Ama bunu kontrol altına alırken hem ailesini hem yakınlarını ve eğer bir karşılığı varsa toplumu da tamamen kontrol altına almak ve korkuyla yönetmektir. İmralı tecridine baktığımızda da bu şu anlama geliyor; ‘eğer benim sana talimat verdiğim yoldan yürümezsen seni ortadan kaldırırım.’ Yani bu bir bedeni kontrol altına alırken ailesini, yakınlarını ve kendi toplumunu da korkuyla kontrol altına alma halidir” ifadelerini kullandı.
FRANSA’NIN SESSİZLİĞİ
Avrupa’nın ve de en başta Fransa hükümetinin bu duruma sessiz kalmasının nedenlerine değinen Amiot, “Özellikle Fransa hükümetinin bu konuya sessiz kalmasının farklı nedenleri var. Bugün Türkiye ile mülteciler konusu Fransa için en önemli konulardan birisi. Özellikle mülteci anlaşmasından dolayı Fransa hükümeti Türkiye'nin mültecileri durdurmasını bekliyor o yüzden bunun için para da verdiler ve de özel bir ilgi bekliyorlar” dedi.
‘BU MÜCADELEYİ GÖRMEK ÇOK ETKİLEYİCİ’
Tüm tecrit uygulamalarına rağmen Abdullah Öcalan’ın İmralı’da, Kürtlerin ise alanlarda direnmeye devam ettiğini vurgulayan Amiot, bu direnme halinin kendisini çok etkilendiğini belirtti. Amiot, “Bu kadar saldırıya rağmen hala cesaretle ayakta durabilen bu mücadeleyi ve bu mücadelenin taleplerini görmek çok etkileyici bir şey. Kürtler barış iradesi gösterip Türkiye'de yaşamayı ve eşit haklara sahip olmayı istiyorlar. Adalet peşindeler ve bu gerçekten çok anlamı bir duruş” diye belirtti.
‘TECRİDİN KALDIRILMASI YETERLİ DEĞİL’
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının bir başına yeterli olmadığını söyleyen Amiot, “Sembolik olarak tecridin kaldırılması önemlidir ama bu tabi ki tek başına yeterli değildir. Çünkü bir barış süreci yürütülecekse insanları cezaevinde tutamazsın. Cezaevindeki siyasi tutsakların bırakılmasının yürütülecek bir barış sürecine çok ciddi katkısı olacaktır. Bir nevi barış hediyesi gibi bir sembol olacaktır” dedi.
Burada edindiği gözlemleri doğrudan parlamento ve ilgili kurumlarla paylaşacağını belirten Amiot, ayrıca yaklaşan 31 Mart yerel seçimlerinde ise tekrardan İstanbul’a gelip çeşitli gözlemlerde bulunmak istediğini aktardı.
MA / İbrahim Irmak