MERSİN - 8 Mart’ta erkek-devlet şiddetine karşı alanlara çıkmaya hazırlanan kadınlar, “İktidara itaat etmiyoruz. İsyanımızla 8 Mart’ta sokakta olacağız, tüm kadınları bekliyoruz” çağrısı yaptı.
Türkiye'de kadına, haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine saldırıların arttığı bir ortamda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü karşılanıyor. Evde, sokakta erkek şiddeti artarken, “kutsal aile” politikası üzerinden örülen erkek ittifakının Medeni Kanunu, Anayasal değişikliği tartışmaya açtığı, 6284 sayılı yasayı hedef aldığı ve nafaka hakkının gasp edilmeye çalışıldığı bir süreçte kadınlar alanlara çıkıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) 2023 yılı verilerine göre, bir yılda 315 kadın erkekler tarafından katledildi, 248 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kadınların yüzde 65’i evinde yüzde 18'i sokakta katledildi. 2024 yılının sadece Ocak ayında 31 kadın katledilirken, 21 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Mersin’de 8 Mart’a hazırlanan kadınlar, saldırılar ve buna karşı verilen mücadeleye dair konuştu.
SALDIRILAR DA DİRENİŞ DE SÜRÜYOR
Tarsus Halkevleri Yönetim Kurulu üyesi Çiğdem Serin, kentte mücadele veren kadınların özellikle Olağanüstü Hal (OHAL) süreci ve pandemi döneminde kesilen para cezalarıyla ekonomik şiddete maruz kaldığını, karşı açılan davaların ise kadınların kazanımıyla sonuçlandığını belirtti. Serin, “Kadınları öldüren ve çocukları istismar edenler devlet tarafından cezasızlıkla ödüllendirilirken, her hak arayışında karşımıza polis barikatları çıkıyor. Erkek ve devlet şiddetiyle susturulmaya çalışılan kadınlar, tüm baskı ve yasaklara rağmen sokaklarda oldular ve olmaya devam edecekler. 8 Mart’a devletin politikalarını sertleştirdiği, ‘kutsal aile’ yalanıyla en temel haklarımızın tartışmaya açıldığı, LGBTİ+ düşmanlığını odağına alarak Medeni Kanun’un, anayasal değişikliğin tartışıldığı, 6284 sayılı yasaya saldırıların olduğu, nafaka hakkımızın gasp edilmeye çalışıldığı bir süreçte gidiyoruz. Buna bağlı olarak da erkek şiddeti her geçen gün artıyor. Kentteki kadınlar Özgecan Aslan’ın katledilmesiyle birlikte erkek şiddetine karşı biriken isyanı sokağa taştı. O günden bugüne de iktidarın politikalarına bağlı olarak erkek şiddeti arttı. Mersin’de de arttığını görüyoruz. Ancak bizi kapatmaya çalıştıkları ailelere de iktidara da itaat etmiyoruz. İsyanımızla 8 Mart’ta sokakta olacağız. Tüm kadınları da sokağa çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
DEVLET ŞİDDETİ ANLATILMIYOR
Mersin Tabip Odası (MTO) Yönetim Kurulu üyesi ile Kadın Hekimliği ve Sağlığı Komisyonu üyesi Dr. Birsel Tutuş da, Anayasal haklarını korumak için mücadele ettiklerini belirterek, bunun da hem maddi hem de hukuksal cezalandırmayı beraberinde getirdiğini söyledi. Devlet şiddetine maruz kalan kadınların bunu dile getiremediklerini kaydeden Tutuş, “Bir şiddet karşısında başvurulacak yer devlet olduğu için anlam kargaşasına yol açıyor. Sağlık kurumlarına başvurulduğunda maruz kalınan muamele ise sağlık çalışanı olarak bizim de kendimizi devlet şiddetinden korumaya çalışmamızın göstergesi oluyor. Hak arayan birinin yanında durmak görevimiz olsa da bu görevi yerine getirmek her zaman mümkün olmuyor. Ama alanlardan geri durmayacağız. Kadın hekimler olarak bu konuda üstümüze düşeni yapmaya çalışıyoruz. En önemlisi de bunları görünür kılmaktır. Diğer haklarımız gibi sığınma ve güvenlik ihtiyacı için yerel seçimler öncesi görüşmeler yapabiliriz. 8 Mart’ta da alanlarda bunu dile getireceğiz” dedi.
‘MEYDANLARDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Mersin Halkevleri Yönetim Kurulu üyesi Güneş Doğdu da polis barikatlarının her eylemde karşılarına çıktığını, kadınların ise bu barikatları dinlemediğini söyledi. Evde, sokakta ve toplu taşımada erkek şiddetinin devam ettiğini vurgulayan Doğdu, buna ek olarak da erkek devlet şiddetine maruz kalındığına işaret etti. Doğdu, şöyle devam etti: “Arkadaşlarımız eylemlere katılıyorlar diye bizi kapatmaya çalıştıkları aileleri aranıyor. Barikatları yıkmaya alıştığımız gibi buna da alıştık. Hakkımızı aramaya çıktığımızda karşı karşıya kaldığımız erkek devlet şiddeti öfkemizi daha da perçinliyor. Önümüze barikat da kursalar, polis de yığsalar, para cezası kesseler de öfkemizle, isyanımızla 8 Martlarda, 25 Kasımlarda, sokaklarda, meydanlarda olmaya devam edeceğiz."
MA / Yüsra Batıhan