MERSİN - Ülkedeki sosyal, siyasal ve ekonomik krizlerin sanatla aşılabileceğini ifade eden Mersin Tiyatro Derneği Başkanı Salih Yıldırım, “Sanat huzurlu bir şehir yaratır” sözleriyle yaklaşan seçimler öncesi siyasetçilere tavsiyelerde bulundu.
Dört tiyatro topluluğunun 2013 yılında bir araya gelerek kurduğu Mersin Tiyatro Derneği, yıllardır kentin sanat yaşamına katkı sunma çabası içerisinde. Kurulduğu günden bu yana salon, dekor, oyuncu, repertuar ve teknik malzemeler konusunda karşılaşan sorunlara el birliğiyle çözümler üreten derneğin bünyesinde bugün 12 tiyatro topluluğu var. Aynı zamanda Tiyatro Agon’un Genel Sanat Yönetmeni olan Mersin Tiyatro Derneği Başkanı Salih Yıldırım, yürüttükleri çalışmaları hakkında bilgiler verip, sanata olan ihtiyacın önemini hatırlattı.
Mersin’de sanatın gelişmesi ve yayılması için dernek olarak bugüne kadar okullar, derneklerin dışında 25’e yakın özel tiyatro grubuna kostüm, ışık, dekor gibi birçok teknik ekipman sunduklarını anlatan Yıldırım, aynı zamanda bu gruplara farklı kentlere düzenledikleri turnelerde salon ayarladıklarını dile getirdi. Bunları belediyelerle yaptıkları protokoller sonucunda sağlayabildiklerini söyleyen Yıldırım, “Belediyelerle köylere kadar uzanan şenlikler düzenleyip uluslararası festivaller organize ettik. Bugüne kadar 7 festival yaptık. 8’incisini de bu yıl düzenleyeceğiz. Yapacağımız festivallerle halkı tiyatroyla buluşturacağız. Tabi tüm çalışmalarımızı tiyatro gruplarıyla ortak yapıyoruz” diye belirtti.
Yıldırım, şimdiye dek belediyelerle birçok ortak projeye imza atmış olsalar da seçim sürecine girilmesinden dolayı uzunca bir zamandır belediye salonlarında tiyatro oyunları sahneleyemediklerinden yakındı.
‘BENİMLE İSEN VARSIN’ ALGISI SON BULMALI’
Belediyelerin kentte bulunan tiyatro gruplarına karşı olumlu yaklaşması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, dernek olarak beklentilerini de sıraladı. Yıldırım, “Öncelikle sanat faaliyetleri yürüten gruplara karşı ‘ben’ olgusunun ortadan kalktığı bir belediyecilik anlayışı olmalı. ‘Benimle isen varsın’ algısı artık son bulmalı. Grupların yaşadığı en büyük sorun aslında bu. Ortak amaç halka hizmet etmekse, bazı protokollerle bu durum son bulabilir. Yine belediyelerin salonlarının tamamı seçim propagandalarından dolayı etkinliklere kapalı. Her şey seçimlerden sonraya bırakıldı. Oysaki alternatif alanlar yaratmalı belediyeler. Yine belediyeler bu halka sanat alanında hizmet etmek istiyorsa sanattan anlayan insanlarla çalışmalı. Sadece boşalan bir koltuğu doldurmak için doldurmamalı; a kişisinin yakını ya da b kişisinin tanıdığı diye oraya konumlandırılmamalı” dedi.
‘SANAT HUZURLU BİR ŞEHİR YARATIR’
Sanatın birey ve toplum üzerindeki iyileştirici rolüne “Sanat, huzurlu bir şehir yaratır” diyerek dikkat çeken Yıldırım, şunları ekledi: “Yıllar içerisinde genç insanların intihar ettiklerine dair çokça vakalar yaşandı. Şunu söylemek istiyorum; bir şehrin ya da bir ülkenin ruhsal olarak çöktüğü bir yerde, sizin halka sunabileceğiniz hiçbir hizmetin bir anlamı yok. Yani dünyadan kopmuş bir insana istediğiniz kadar yol yapın, o yolun bir anlamı olmaz. İşte tam da bu noktada sanat insanı hayata bağlayan bir noktadır, bağlayıcı bir noktadadır, bir can damarıdır. Yani siz o bağı keserseniz o insanı geri kazanma olasılığınız yoktur.”
‘İNSANLARIN SANATA EKMEK, SU KADAR İHTİYACI VAR’
Ülkede özellikle son yıllarda sosyal, kültürel ve ekonomik olarak kendisini gösteren toplumsal krizler yaşandığını belirten Yıldırım, bu koşullarda ise insanların sanata ekmek yemek, su içmek kadar ihtiyacı olduğunun altını çizdi.
Yaptıkları atölye çalışmalarında bu yönlü kazanımları görüp deneyimlediklerini söyleyen Yıldırım, “Bizler kendisini topluma anlatamayan ya da suç kaydı olan bireyleri de topluma kazandırabiliyoruz. Bunları cezaevleriyle yapamıyorlar ama biz sanatla yapabiliyoruz. Cezaevleri sadece saydığımız insanların toplanma alanı oluyor fakat sanat, o insanlara farklı yaşam alanları açıyor” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, yaklaşan 31 Mart seçimlerine işaret ederek olması gereken yerel yönetim anlayışına ilişkin görüş ve önerilerde de bulundu.
‘TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM ANCAK SANATLA GERÇEKLEŞİR’
Yıldırım, “Toplumsal dönüşüm ancak ve ancak sanatla gerçekleşir. Bizler sağlıklı bir birey mi istiyoruz, yoksa hastalıklı bir toplum mu istiyoruz? Öncelikle bu soruyu kendilerine sorsunlar. İşte o zaman yaptıkları hizmetin daha bir anlamı olacaktır” dedi.
MA / Ergin Çağlar