İSTANBUL - 950’nci hafta eylemi nedeniyle yargılanan Cumartesi İnsanı İkbal Eren, yargılanması gerekenlerin failler olduğunu belirterek mahkemeye, “Bizden bu insanlık suçunu işleyenleri görmezden gelmemiz bekleniyor. Siz olsanız ne yapardınız?” diye sordu.
Cumartesi Anneleri/İnsanları ile hak savunucularının da aralarında olduğu 950’nci hafta eylemi nedeniyle 20 kişi hakkında “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” ettikleri iddiasıyla haklarında açılan davanın ilk duruşması, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 39’unu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmayı, Almanya, Hollanda ve Amerika Konsolosluğu temsilcileri, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu ve İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi, Ulviyya Hasanova, Dünya İşkence Karşıtı Örgüt ve İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi, Benedetta Perego, Turin Barosu (İtalya) ve Tehlikedeki Avukatlar için Uluslararası Gözlemevi, Lille Barosu (Fransa) gibi kurumlar da takip etti.
Ayrıca duruşmayı, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Wan ve Êlih baroları ve çok sayıda hak savunucusu da takip etti. Yargılanan 20 kişiden Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, Cumartesi İnsanları Besna Tosun, Maside Ocak, Mikail Kırbayır, Hasan Karakoç, Leman Yurtsever, Aylin Tekiner, İkbal Eren, Mukaddes Şamiloğlu, Hatice Korkmaz, İsmail Yücel, Ali Tosun, Ali Ocak, Selvi Gülmez, Cüneyt Yılmaz, İrfan Bilgin, Hünkar Hüdayi Yurtsever, İHD yöneticileri Meryem Bars ile Sebla Arcan ve avukat Meriç Eyüboğlu avukatları ile duruşmada hazır bulundu.
İKBAL EREN: SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?
Mahkeme, salonun fiziki şartlarından dolayı kimlik tespiti için 5 kişiyi salona aldı. Kimlik tespitinin ardından, iddianame okundu. Daha sonra hakkında dava açılan 44 yıl önce gözaltında kaybettirilen Hayrettin Eren’in kardeşi Cumartesi İnsanı İkbal Eren, savunma yaptı. Eren, ağabeyinin 20 Kasım 1980’de kaybettirildiğini hatırlatarak savunmasına başladı. Eren, “Hayrettin Eren’e ne olduğunu anlatmazsam bu beyan eksik kalır. Hayrettin Eren, 1980’de Haşim İşcan Geçidi’nden bir arkadaşı ile gözaltına alındı. Karakoldaki görevliler kayıt defterine bakarak 5 arkadaşı ile Gayrettepe Emniyet Müdürlüklerine gönderildiklerini söyledi” dedi. Emniyetteki kişilerin anne ve babasına Hayrettin Eren’in orada olmadığını söylediklerini anımsatan Eren, ağabeyinin gözaltına alındığının resmi makamlarca inkar edildiğini aktardı. Eren, “Ailem her yere başvurdukları halde bütün kapılar yüzlerine kapandı. Sizin çocuğunuza bunlar yaşatıldıysa siz ne yapardınız?” diye sordu.
‘ANAYASANIN HANGİ MADDESİNDE VAR?’
Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durumda ağabeyim Hayrettin Eren’in akıbetini sorduğum için ben değil, ağabeyimin yaşam hakkını elinden alanlar yargılanmalı. Şayet Hayrettin Eren bir suç işleseydi, yargılanır, kanunların gerektiği ceza verilirdi. Şu anda aramızda olurdu. Soruyorum size, anayasanın hangi maddesi gözaltına alınan bir kişi zorla kaybedilebilir ve hatta ailesi yok sayılarak herhangi bir yere atılır der? Bizden bu insanlık suçunu işleyenleri görmezden gelmemiz bekleniyor. Siz olsanız ne yapardınız? Biz kayıp yakınları olarak bütün kapılar yüzümüze kapatıldığı için Cumartesi Anneleri olarak kayıplarımız için bir arada durmayı ve birlikte adalet mücadelesi vermeyi seçtik. Anayasanın bize verdiği demokratik hakları kullanarak yüksek sesle sevdiklerimizin akıbetlerini soruyoruz ve mezarlarını istiyoruz.”
BÜYÜK SALONA GEÇİLECEK
Eren’in savunması sonrası avukatlar ve yargılananlar, salonun fiziki yetersizliği nedeniyle duruşmanın bu şekilde sürdürülemeyeceğini belirtti. Hakim, duruşmanın daha büyük bir salona alınması için duruşma oturumunu saat 13.30’a erteledi.