MÊRDÎN - Partisinin Dêrik’teki halk buluşmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde oluşturulan “JİTEM ittifakı”na karşı “halk ittifakı” yaptıklarını ifade etti.
Bakırhan, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin ise, "Ret ve inkar politikalarını ortadan kaldıracak mı? Kürdü kabul edecek mi?" diye sordu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, ziyaretlerini sürdürdüğü Mêrdîn'de, Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları ve milletvekilleri ile birlikte Dêrîk ilçesinde düzenlenen halk buluşmasına katıldı.
Bakırhan ve beraberindekiler ilçe girişinde partililer tarafından karşılandı. Konvoy eşliğinde kente giriş yapan Bakırhan ve Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları yol boyunca zafer işareti yaparak halkı selamladı.
Yurttaşlar da evlerinin balkon ve pencerelerine, iş yerlerinin kapısına çıkarak konvoydakileri selamlandı. İlçe meydanında yapılan halk buluşmasına anneler geleneksel kıtanlarını giyip ellerindeki barışın simgesi zeytin dallarını salladı. Buluşmada ilk olarak Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları halkı selamladı.
DEMİR: KAYYIMLARI GÖNDERMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK
Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Devrim Demir, yaptığı konuşmada 31 Mart'ta büyük başarı elde etmek ve halkın iradesini kayyımların elinden almak için yola çıktıklarını söyledi. Demir, "Bugün kayyım hırsızlığın, yolsuzluğun tanımıdır. Kadın düşmanlığıdır. Sistem kadınların öncü olduğunu biliyor. Bugün Kürt kadının duruşu her yerde örnek alınıyor” dedi.
TÜRK: GÜÇLÜ CEVAR VERMELİYİZ
Diğer Eşbaşkan Adayı Ahmet Türk ise, Kürt halkının tarihinde büyük zulüm ve zorbalıkların yapıldığını, Kürtlerin geleceği için büyük bedeller ödediğini ifade etti. Türk, “Bugün devletin zulmü tek Bakur'da değil, Rojhilat, Rojava, 4 parça Kurdistan'da büyük zulüm var. Birlikle bunlara güçlü ses çıkarırsak, cevap verirsek o zaman bizler amacımıza ulaşacağız” diye konuştu.
Türk, tutuklu Kürt siyasetçileri hatırlatıp cezaevlerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için devam eden açlık grevlerini üzerinde durdu. Türk, "Siyasetimizi cezaevindeki tutuklulara göre yapalım. 31 Mart'ta eminiz ki halkımız onlara gereken cevabı verecek. Bazıları bana diyor ömrü 80 yaşında, 180 yaşında da olsam bu mücadelenin içerisinde olacağım" ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELE SÖZÜ VERİYORUZ’
Belediye eşbaşkan adaylarının ardından Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan halka seslendi.
90’larda Derîk’te 13 kişinin katledildiğini hatırlatan Bakırhan, “Yine yakın zamanda toprağımızı, değerlerimizi sömüren 5’li çetenin malzemesini taşıyan TIR’ın önlem alınmaması sebebiyle kaza yapması nedeniyle 21 yurttaşımızı katledildi. Bu vesileyle demokrasi için mücadele edip bugün aramızda olmayan bütün yol arkadaşlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Onlara sözümüzü bir kez daha Derik’ten yeniliyoruz. Bizler asla onların ellerinden düşürmedikleri bayrağı Kürt meselesi çözülünceye kadar, Kürtler bu ülkede eşit yurttaşlar oluncaya kadar devam ettireceğimizin sözünü veriyorum” dedi.
‘KÜRT SORUNUNU MUSA ÇİTİL ŞAHSINDA HERKES GÖRDÜ’
Musa Çitil’in yaptığı katliamları hatırlatan Bakırhan, “Derikliler Musa Çitil’i çok iyi bilirler. Musa Çitil bu topraklardaki her Kürt katliamında payı olan biridir. Musa Çitil demek, faili meçhul cinayetler demektir. Şimdi ‘Kürtlerle kardeşiz, hiçbir sorunumuz yok’ diyenlere soruyoruz. Kardeşseniz Derik’te, Mardin’de terör estiren, Kürdün gencini, kadınını, kızını katleden ama mahkemeleriniz tarafından cezasızlıkla sonuçlanan Musa Çitil davasını Kürtler unutmadı. Kürt sorununun Musa Çitil şahsında ne olduğunu hep beraber gördük. Musa Çitil burada yapmış olduğu kötülükler nedeniyle yargılanma yerine ‘Müslümanız, ümmetiz ve kardeşiz’ diyen AKP iktidarı tarafından ödüllendirildi. Bu seçim Tansu Çillerlerin, Ergenekoncuların, derin devletçilerin, Beyaz Torosçuların ortak olduğu bir ittifakla emekçilerin, yoksulların, Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin arasındaki bir seçimdir” diye konuştu.
'CEVABINI 31 MART'TA VERECEĞİZ'
Seçimlerin önemine dikkat çeken Bakırhan, “Bugüne kadar yaptıkları zulüm politikaları karşısında direnişimize devam ettiğimizi ve mutlaka kazanacağımızın cevabını 31 Mart’ta vereceğiz. Zaten kayyımları anlatmaya gerek yok. Hırsızlık, yolsuzluk yapan, Kürt halkına gönderilen bütçeyi cebine indiren, yandaşlara peşkeş çeken, sizin değerlerinizi yok sayan, Apê Musa’ların, Orhan Doğan’ların parklara sokaklara verilen isimlerini indiren, kadın kurumlarını kapatan, kadına doğaya kürde kültürümüze düşman bir anlayıştır. Kayyım atayarak Dêrik halkını mücadeleden uzaklaştıracaklarını sandılar. Haydi görelim kayyım efendi, madem o kadar iyiydin, madem yönetiyordun karşımızda çıksaydın. Dêrik’te aday olsaydın. Dêrik halkı sana boyunun ölçüsünü gösterseydi” ifadelerini kullandı.
‘BU TOPRAKLARIN KÜRTSÜZLEŞMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Dêrik’te bu kadar bereketli topraklar varken halkın hala yoksul olduğuna dikkat çeken Bakırhan, “Neden Karadeniz’e mevsimlik işçi olarak çay, fındık, mısır, tütün, pamuk toplamaya gidiyoruz? Bu kadar zengin toprağı olan bir halk mevsimlik işçi olarak çalışır mı? Derik halkı emin olun Kızıltepe Ovası, Mardin Ovası üç tane, dört tane Mardin’i besleyecek alt yapıya sahip. Ama ne var? Su yok, DEDAŞ terörü var. Kürt tarlasını ekmesin, kuyudan su çekmesin diye özellikle çalışıyor. Emin olun parasını fazlasıyla ödeseniz de onlar elektriği kesecekler. Aç kalıp sürgün olmanızı istiyorlar. Bin yıllardır atalarımızın, dedelerimizin yaşamış olduğu bu topraklardan göç etmemizi ve bu topraklar Kürtüzleşsin istiyorlar. Onlara inat yerimizde, yurdumuzda, toprağımızda ve doğamızda kalıp sahip çıkacağız. Bir gün DEM gelecek, devran dönecek. İnsanların beslenmesini, üretim yapmasını sağlayacak günlere de kavuşacağız” şeklinde konuştu.
‘JİTEM İTTİFAKINA KARŞI HALKIN İTTİFAKINI YAPTIK’
Bütün medyanın DEM Parti’yi konuştuğunu işaret eden Bakırhan, “DEM Parti olmasa acaba ne yaparsınız, neyi tartışırsınız? Heybenizden DEM Partiye yaptığınız eleştirileri, küfürleri, hakaretleri çıkarırsak bir şey kalır mı? DEM Parti adaletsizlik yapanların, yolsuzluk yapanların, hırsızlık yapanların, kent sabıkası olanların karşısındadır. Onun için korkuyorlar. Korksunlar! DEM Parti geldiği zaman bütün bunların hesabını soracaktır. Bunların DEM sendromu bir gün mutlaka bitecektir. Bütün partiler DEM Parti’nin gizli ittifak yaptığını söylüyorlar. Değerli halkımız, biz sizlere söz verdik ve ne yapacaksak ‘açık yapacağız, şeffaf yapacağız’ dedik ve aynısını yaptık. Sandığı kurduk siz karar verdiniz. Batıda işbirliği ve kent uzlaşısı çerçevesinde işbirliği yapacağız dedik ve yapabildiklerimizi yaptık. Perde arkasında karanlık koridorlarda yaptığımız bir ittifak yok. Ama bizim karşımızdaki ittifak JİTEM ittifakıdır. Karanlık koridorlarda, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde oluşturulan bir ittifaktır. Dolayısıyla biz bu ittifak karşısında Türkiye halklarıyla, emekçileriyle, Alevileriyle, Araplarıyla, Türkleriyle, ezilenleriyle ve kadınlarıyla birlikte bir ittifak yaptık. Yani halkın ittifakını yaptık” dedi.
‘ERDOĞAN SEÇİM KAMPANYASI YAPMIYOR SİLAH FUARI TANITIMI YAPIYOR’
Erdoğan’ın silah fuarı tanıtımı yaptığına dikkat çeken Bakırhan, şunları kaydetti: “Mitingde top, tüfek, SİHA, uçak, savaş gemisi tanıtımı yapıyor. Yerel seçim mi yapıyoruz, silah fuarı mı tanıyoruz anlamak çok zor. Bunların gözü hizmette ve demokraside değil. Kürdün iradesini gasp edenlerin aklı silahta, savaşta, çatışmadadır. Başları seccadede, elleri semada ama akılları haramdadır. Kaçak seçmenlerle irade gaspıyla birlikte bunu gördük. Sayın Erdoğan bu memleketin silaha, topa ve tüfeğe ihtiyacı yok. Türkiye yoksullarının parasını, bütçesini yatırdığın silahlar yerine Dêrik’te işsizliği, yoksulluğu giderecek, gençlerin ve kadınların insanca çalışabilecekleri koşulları yaratsaydın Türkiye, Ortadoğu’nun model ülkesi olurdu. Ama akılları hep Kürt karşıtlığındadır. İnşallah bu silah fuarı tanıtımı gibi konuşma yapanlara 31 Mart’ta Kürdistan’da ve Batıda halkımız gerekli olan dersi verecektir.”
‘12 EYLÜL DARBE ANAYASASI’NI ÇAĞRIŞTIRAN BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ YOK’
Yeni Anayasa tartışmalarına da değinen Bakırhan, “12 Eylül darbe Anayasası’nı çağrıştıracak bir anayasaya ihtiyaç yok. Yeni Anayasa Kürdü kabul edecek mi, Kürdün anadilini kabul edecek mi, anadilinde eğitim hakkını kabul edecek mi? Kürtlerin bu merkezi anlayıştan ve bu merkezi sistemden çekmiş olduğu bütün baskıları ret ve inkar politikalarını ortadan kaldıracak mı? Onların yeni Anayasa dediği, tek adam anayasasının daha güçlü bir şekilde ona hizmet etmesi içindir. Yeni Anayasa demokratik, Kürt, Alevi, Süryani ve Arapları içinde barındırırsa evet deriz. Hiçbir dil, din, kültür ve inanç reddedilmesin. Böyle bir anayasaya tabi ki varız” dedi.
'32 MERKEZE KAÇAK SEÇMEN TAŞIMIŞLAR'
İktidarın kaçak seçmen oyunlarına işaret eden Bakırhan, “Burada DEM Parti’de olan ve olmayan bütün ailelerimize, bütün aşiretlerimize, bütün insanlarımıza, melelerimize, seydalara ve kadınlara ev ev gideceğiz. İki dönemdir irademize atanan bu gaspçı kayyımlar karşısında bir önceki seçimlerden daha iyi sonuç ortaya çıkarmamız lazım. Daha yüksek bir sonuç ortaya çıkararak bunların bu kayyımcı anlayışına ve sistemine itiraz ettiğimizi ve kabul etmediğimizi ortaya koymamız lazım. 32 merkeze kaçak seçmen taşımışlar. Arkadaşlarımıza dostlarımıza ve akrabalarımıza Dêrikte olmayan ama seçmen olan bütün insanlarımıza ulaşın ve neredelerse oradaki DEM ilçe ve il örgütlerimize gitsinler. Sıcak bir DEM’li çay içsinler onlar nereye gidecekse örgütlerimiz onları gönderecektir. Bu seçim cezaevlerine doldurulan Selahattin’lerin, Gülten’lerin, Figen’lerin, Leyla’ların sizden müjde beklediği bir seçimdir. Bu seçim Dêriklî olup sürgünde olan Dêriklî olup çeşitli sebeplerle kendi kentinde olmayan çocuklarınızın gözlerinin bakakaldığı bir seçimdir. Bu seçim Cudi’de yanan ağaçların seçimidir” diye belirtti.
‘SEÇİMİ KAZANIRSAK AĞAÇLAR YANMAYACAK, İNSANLARIMIZ SÜRGÜN OLMAYACAK’
Seçimleri kazandıkları takdirde birçok kazanım elde edeceklerin vurgulayan Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bu seçimi kazanırsak ağaçlar yanmayacak, insanlarımız sürgün olmayacak ve cezaevlerindeki yoldaşlarımızın özgürlüğüne kavuşması için çok önemli bir adım atmış olacağız. Bu vesile ile cezaevindeki açlık grevini selamlıyorum. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için ortaya koydukları iradenin doğru olduğunu, yanlarında olduğumuzu ve Kürt meselesinin gerçek muhataplarıyla çözülmesi gerektiğini bir kez daha yeniliyoruz. DEM dema gelê Dêrikê ye, dem dema me ye, dem dema azadiyê ye.”