HABER MERKEZİ - KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad, Türkiye’nin Irak ve Federe Kurdistan Bölgesi’ndeki temaslarının “yeni bir ittifak arayışı ve kapsamlı bir operasyon hazırlığı” amacı taşıdığını söyledi.
Türkiye, 17 Nisan 2022'den bu yana Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılar içeresinde. Federe Kurdistan yönetimini elinde bulunduran KDP’nin verdiği destek, İHA, SİHA ve savaş uçakları ile sahip olunan teknik üstünlüğüne rağmen bir türlü istediği sonucu elde edemeyen Türkiye’nin ilişki içerisinde olduğu Irak ve Federe Kürdistan Bölge hükümetleri ile olan temasları son haftalarda dikkat çekici şekildi sıklaştı.
Irak'ta 18 Aralık'ta yapılan İl Genel Meclisi seçimlerinde Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (YNK) içerisinde yer aldığı koalisyon, 5 sandalyeyle Kerkük'te birinci olmuştu. Kentti Arap Koalisyonu 3, Irak Türkmen Cephesi (ITC) 2, KDP ise 2 sandalye kazandı. Bu sonuçlar doğrultusunda sağlanacak mutabakat ile Kerkük’te Kürt bir valinin seçilme olasılığı bu süreçte Türkiye’yi tedirgin etti.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın başkanlık ettiği heyet, geçtiğimiz ay Irak’a giderek devlet yetkilileri ile görüşmelerde bulundu. Oradan Federe Kurdistan Bölgesi’ne giden Kalın’ın 28 Ocak'ta KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile yaptığı görüşme sonrası Kerkük idaresinin belirlenmesi konusunda KDP ile YNK arasındaki görüşmeler durdu.
Kalın’ın ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bölgeye giderek Federe Bölge Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani ile Mesut Barzani ile görüşmeler gerçekleştirdi.
6 Şubat’ta bu kez Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ile komuta kademesi önce Irak’ın başkenti Bağdat’a gitti. Güler, Irak'taki temaslarının ardından 7 Şubat’ta Federe Kurdistan’a geçen askeri yetkililer Neçirvan Barzani ve Mesut Barzani ile görüştü. Son olarak Dışişleri Bakanı Fidan dün Almanya’da gerçekleştirilen 60’ıncı Münih Güvenlik Konferansı’nda Federe Neçirvan Barzani ile yeniden bir araya geldi.
Türkiye ile Irak ve Federe Kürdistan Bölge hükümetleri arasında hızlanan görüşme trafiği ile Kerkük’teki son durumu Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Zeyneb Murad değerlendirdi.
SALDIRILAR AMACINA ULAŞMADI
Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerinde verilen direnişle Türk devletinin bölgeyi işgal etme girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ifade eden Murad, “Türk devleti yıllardır Kurdistan dağlarında tüm gücü ve teknolojisiyle askeri operasyonlar yürütüyor. Ama bu operasyonlar hiçbir zaman başarıya ulaşmadı. Başta Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer her seferinde 'Kürt özgürlük hareketini sonlandırdık, temizledik' diyor ama bugün Kürtler ve Kürt Özgürlük hareketi eşsiz bir mücadele ve direniş veriyor. Türk devletinin planları yenilgiye uğradı. Kayıplarının sayısı her geçen gün artıyor. Türk devleti, Güney Kurdistan'a yönelik saldırılara başlamadan önce, özellikle Zap bölgesine yönelik son saldırılarda kendi teknolojisini, özel silahlarını ve NATO'nun desteğini alarak, işgal planlarını genişleteceğini ve bölgedeki askeri üs sayısını artıracağını hesaplamıştı. Ancak bu amacına ulaşılamadı” dedi.
KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad
‘HEDEF KÜRTLERİN STATÜSÜ’
Federe Kurdistan Bölgesi yetkililerinin saldırılar karşısında sessizliğinin Kürtlerin statüsüne zarar verdiğini dile getiren Murad, “Türk devletinin saldırıları, başka devletlerin de saldırmasına yol açmaktadır. Bu operasyonlara karşı sessizlik bölgeye müdahalelerinin artmasına da olanak sağlıyor. Özellikle son dönemde İran’ın Güney Kurdistan'a yönelik baskı ve saldırılarının büyük hasarlara yol açtığını gördük. Aynı zamanda İran hükümetinin Rojhilat Kurdistan'da siyasi partilere yönelik baskı ve tehditlerini de artırdığını gördük. Bu nedenle Güney Kurdistan hükümetinin bölgenin statüsüne yönelik tehditlerinin de her geçen gün arttığını ve bu bölgenin gün geçtikçe zayıfladığını gördük. Dolayısıyla bu saldırılar bölgedeki durumu olumsuz etkiliyor" diye belirtti.
KÜRTLERE KARŞI İTTİFAK ARAYIŞI
Ankara ile Hewlêr arasındaki görüşme trafiğine dikkat çeken Murad, bu durumun kapsamlı bir operasyon hazırlığı olduğuna işaret etti. Murad, "Erdoğan, Zap'ta, Xakurkê'de, Metîna, Avaşîn ve hatta Amûdê'de gerillanın direnişi karşısında şaşkına döndü. Bu direniş ve bu kahramanca duruş sadece Türkiye'de değil, dünyada da büyük yankı uyandırdı. Teknik olarak ilerlemiş olan Türk devletinin ve iç istihbarat güçlerinin işgali, hedeflerine ulaşamadı. Türk devletinin görüşme trafiği, kayıplardan ciddi bir şekilde rahatsız olduğunu gösteriyor. Kapsamlı bir saldırı için ciddi hazırlıkları ve arayışları var. Türkiye, Irak ve Güney Kurdistan hükümetinden saldırılara resmi olarak katılması talebinde bulunuyor. NATO'dan faydalanarak Kürtlerin direnişini açıkça engellemek istediğini gösterdi. Diplomatik trafiğin ardından Türk devletinin Irak Hükümeti ve Kurdistan Bölgesi ile kapsamlı planları olduğu ortaya çıktı. Türk devleti bugüne kadar bu görüşmelerde hem Federe Kurdistan hükümetinden hem de Irak düzeyinde resmi katılımının onayını alamadı. İran Cumhurbaşkanı da Ankara'yı ziyaret ederek, bazı temaslarda bulundu. Her ne kadar Hamas ile İsrail arasındaki savaş için olduğu söylense de gerçekte durum böyle değil. Amaç Kürt halkına karşı yeni bir ittifak kurma arayışıdır" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dört yönlü ittifak arayışı olduğunu ifade eden Murad, “İşgalci devletler İran, Suriye ve Irak hükümetiyle Kürtlere karşı ittifak yapmak istiyor. Bunun için ciddi çabaları var. Rojava'ya yönelik saldırılarını da durdurmadı. Ayrıca İran’ın da Kürtlerin siyasi partilerine dönük baskıları arttırılması, Federe Kurdistan hükümetine dönük tehditleri sürüyor. Türk devleti genel ittifakla yeni bir plan başlatmaya çalışıyor. Şu ana kadar Irak ve İran’la resmi olarak bir ittifak oluşturamadılar. Ancak işgalci devletler kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir. İran, Türkiye'ye geniş bir alan açmak istemiyor. Bu nedenle Türk devletinin baskıları da her geçen gün artıyor" şeklinde konuştu.
'İÇ ÇATIŞMALAR KÜRTLERE KAYBETTİRDİ'
Türkiye’nin Kerkük'e yönelik plan ve hedefleri olduğunu söyleyen Murad, KDP ile YNK arasındaki çelişkilerin Kürt halkının kazanımlarının yok olmasına yol açtığını kaydederek, şunları söyledi: "Irak seçimleri için Türkiye'nin özel planları vardı. Türk devleti açıkça Kerkük ‘Türkmenlerindir’ dedi ve bu şekilde seçime müdahale etmek istedi. Kerkük üzerindeki bu kadar plana rağmen Kürtler bu seçimde Kerkük'teki oldukları ve çoğunluğunun kendilerinde olduğunu kullandıkları oyla kanıtladılar. Kürtlerin çoğunluğun bu şehirde olması, YNK ve KDP gibi iki ana parti arasındaki çekişmeler nedeniyle Kerkük il meclisi üyelerinin bu başarıyı kaybetme riskinin de olduğunu, hatta bu çelişkinin diğer kentleri de etkilediğini söyleyebilirim. Ninova vilayetinde çok sayıda Kürt var, Selahaddin vilayetinde de aynısı var. Fakat Kürtlerin kendi iç çatışmalardan dolayı ne yazık ki bu kentlerde büyük bir başarı elde edemediler ve kaybettiler. Kerkük adaylarına dönük tartışmalar yaratıldı ve halen de sürdürülüyor.
KERKÜK HEDEFİ
Bu iç çelişkiler valilik seçimlerini de etkileyecektir. Kerkük üzerinde farklı oyunlar var. Türkiye'nin baskısıyla Türkmenler ve Araplar arasında bir anlaşma olacak. KDP'nin de Kerkük Valisini Kürtlerin elinden alıp onlara verme gibi bir oyuna girmesi söz konusu. Hakan Fidan, burada yetkililerle yaptığı toplantılarının ana konusu olarak Kerkük'ü ele alıyor. YNK’li yetkililerinin açıklamasına baktığımızda, Kerkük Valiliği'n de Kürtlere destek verdiğini doğruladı. Ama bunun için YNK-KDP ittifakına ihtiyacımız var. Ancak KDP'nin Türkiye'nin etkisi altına girme tehlikesi de bulunuyor. Bu tehdidi ortadan kaldırmak için YNK ve KDP'nin kendi aralarında ittifak yaparak, Kürt halkının çıkarlarını koruması gerekmektedir.”
MA / Zeynep Durgut