HABER MERKEZİ - Hastanelerde hasta tutsaklara karşı düşmanca bir tavır sergilendiğini belirten İHD ve Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, ağır hasta tutsaklardan Salman Yıldız, Serhat Karsu ve Ufuk Keskin’in serbest bırakılmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, Ankara, İstanbul ve İzmir’de açıklama yaparak, hasta tutsakların durumuna dikkat çekti.
İSTANBUL
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 621’incisini Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde Erzurum Dumlu Kapalı Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsak Serhat Karsu’nun sağlık durumuna dikkat çekildi. “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” pankartlarının açıldığı eylemde, hasta mahpusların fotoğraflarının bulunduğu dövizler açılarak sık sık, “İnsan hakları ile insandır” ve “Tedavi haktır engellenemez” sloganları atıldı.
Açıklama yapan İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ferit Barut, tüm çabalara rağmen hasta mahpusların görmezden gelindiğini, infazları yakılarak tahliye edilmelerinin engellendiğini belirterek, “Derneğimize yapılan başvurular, hapishane yetkilileri yanı sıra bazı revir ve hastane doktorlarının ve sağlık personelinin de, muayene ve tedavi sırasında tıp etiğine aykırı davranarak, mahpuslara düşmanca bir yaklaşım sergilediklerine işaret etmektedir” dedi.
SAĞLIK PERSONELLERİNİN İHLALLERİ
Sağlık personellerinin tıp etiğine aykırı davrandıklarını örneklendiren Barut, şöyle konuştu: “Nitekim bir başvuruda; Ankara Sincan Kampüs Hastanesi’nde muayene için odaya alınan mahpusların kelepçelerinin askerler tarafından açılması sonrasında doktorun, ‘bana sormadan neden kelepçeyi açtınız’ diye askerlere çıkıştığı, bir diğer başvuruda ise; bir mahpusun kelepçesinin açılması talebine doktorun, ‘Ne olur kelepçeyi açar mısınız diyeceksiniz’ diyerek, kendisine yalvarmasını istediği bildirilmiştir. Bu örnekler, yetkililerin hasta mahpuslara yönelik olumsuz yaklaşımının, bazı sağlık çalışanlarının tıp etiğine aykırı davranışları ile birleşerek mahpusların tedavilerinin etkin bir şekilde engellendiğini, hapishaneleri mahpuslar için adeta bir cezaevine, ölüm evine dönüştürdüğünü göstermektedir.”
‘DÜŞMANCA BİR TUTUM SEGİLENMEKTE’
Hasta tutsakların yaşam haklarının yetkililerin sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Barut, hasta tutsak Serhat Karsu’nun sağlık durumuna ilişkin bilgilendirmede bulundu. İleri derecede mide ülseri ve reflü hastası olan Karsu’nun sağlık erişiminin aksadığını aktaran Barut, “Serhat Karsu’ya hekim tarafından da düşmanca bir tutum sergilenmekte, hekimlik ilkeleri göz ardı edilmektedir. Nitekim, sağlık durumundaki hızlı bozulmanın önemli bir nedeni olan diş çürüklerinin tedavisi için götürüldüğü doktor Serhat Karsu’ya, ‘dişlerinin ağrısından öleceğini bilirsem, belki o zaman yaparım’ diyerek açıkça düşmanca davranmış ve tedavisini yapmamıştır” şeklinde konuştu.
MEKTUPLARINA EL KONULUYOR
Karsu’nun ailesinin büyük bir kaygı içinde olduğunu belirten Barut, şunları söyledi: “Nitekim kardeşi, ‘Tek istediğim şey ağabeyimin düzgün bir tedavi görüp eski sağlığına kavuşması. O orda acı çekerken biz burada rahat uyuyamayız. Her gün durumu daha da kötüye gidiyor. Ama sanki tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aileyle iletişimini bitirmeye çalışıyorlar, mektuplarına el koyuyorlar. Zaten hapishanede, bari tedavi etsinler’ diyerek acısını ve kaygısını dile getirmektedir. Tedavi ve sağlığa erişimi engellenen Serhat Karsu'nun sağlık sorunları yaşamına tehdit oluşturmadan, tedaviye erişimi sağlanmalı, tedavi maksadı ile infazı ertelenmelidir” ifadelerini kullandı.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi, hasta tutukluların durumuna ilişkin 2 hafta da bir düzenlediği basın açıklamasını Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Açıklamaya, Barış Anneleri, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi. Açıklamada, “Susma suça ortak olma, ölüyorlar” pankartı açıldı. Bu haftaki eylemde, İzmir Şakran 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde 26 yıldır tutuklu bulunan hasta tutsak Ufuk Keskin’in sağlık durumuna dikkat çekildi.
Açıklamanın Kürtçesini İHD İzmir Şube Eş Başkanı Zilan Gümüş, Türkçesini ise İHD İzmir Şube Yöneticisi Fırat Canoğlu okudu.
CEZAEVLERİNDEKİ ÖLÜMLER ÇOĞALIYOR
Cezaevlerinde tecrit işkencesinin, başlı başına bir sağlık sorun haline geldiğini kaydeden Canoğlu, hasta tutsakların tedavi hakkının engellenmesinin yaşamlarını yitirmelerine neden olduğunu vurguladı. Özellikle son zamanlarda Cezaevlerinde ölümlerin gittikçe çoğaldığına dikkat çeken Canoğlu, hasta tutsakların tedavi hakkı engellendiği için var olan hastalıklarına yenileri eklendiğini ifade etti.
YÜZDE 90 ENGELLİ RAPORU BULUNUYOR
Hasta tutsak Ufuk Keskin’in şu ana kadar 15 cezaevine sevk edildiğini ve bu süre zarfında hastalığının ileri boyuta vardığını belirten Canoğlu, Adli Tıp (ATK) raporlarının yanı sıra yüzde 80-90 oranlarında engelli raporları olduğunu ifade etti. Canoğlu, ayrıca Keskin’in Tip1 diyabet, çölyak, tüm vücutta oluşan kızarıklık ve kabarcık (dermatis hipotifermis) laktoz alerjisi, bel ve boyun fıtığı, raynaud fenomeni (el-ayak parmaklarında koyu renk), gastrit, toz ve küf alerjisi gibi hastalıkları olduğunu paylaştı.
Keskin’inin rahatsızlıklarının ilerlediğini kaydeden Canoğlu, Keskin’in cezaevinde tutulduğu her günün yaşamını riske attığını vurguladı. Canoğlu, Keskin şahsında tüm ağır hasta ve yaşamını tek başına idame ettiremeyen tutsakların derhal serbest bırakılmasını istedi.
TEDAVİSİ YAPILMIYOR
Keskin’in babası Fahrettin Keskin’in anlatımına yer veren Canoğlu şunları söyledi: “Şeker hastalığı ile çölyak hastalığı birbirine zıt beslenme gerektirmektedir. Doktorunun hazırlamış olduğu diyet listesine göre beslenmesi gerekiyor. Ne var ki diyet listesine uygun beslenemiyor. Hastalıklarından kaynaklı birçok yeni hastalıkları oluşmuştur. Bunlardan biri böbrek rahatsızlığı bir diğeri de diş rahatsızlıklarıdır. Diş hastalığı beslenmeyi ve dolaysız olarak tedaviyi aksatıp, engelliyor. Oğlum Ufuk, Sosyal hizmetlerden yararlansın diye hastaneye müracaat ettim, hastalığından dolayı yüzde 48 rapor verdiler. Hâlbuki önceki süreçte hastanelerin yüzde 80-90 rapor vermesine rağmen aslında bu hizmetlerden yararlanmasını önlemek için olsa gerek rapor oranını bilinçli olarak düşük tuttular. İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne itiraz ettim, İl Sağlık Müdürlüğü, yeniden hastaneye götürülmesini istedi; bu sefer de cezaevinden hastaneye gönderilmedi, ‘jandarma aracı yok’, benzin, mazot yok’ denilerek bizi oyaladılar. Hastalıklardan kaynaklı ağzında hiç dişi kalmadı, oğlum Adalet Bakanlığına dilekçe verdi; derhal hastaneye götürülsün diye, dilekçesine cevap geldi fakat halen hastaneye götürülmedi. Bir yıldır bu durum devam etti. Oğlumun diş tedavisinin mutlaka yapılması gerekiyor.”
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi üyeleri, eylemlerinin 493’üncü haftasında İHD Ankara Şube binası önünde bir araya geldi. “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartının açıldığı açıklamada, Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Salman Yıldız’ın durumunu durumuna dikkat çekildi.
‘DAİŞ SALDIRISINDA YARALANDI’
Açıklama yapan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, tespit edebildikleri kadarıyla cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak olduğunu bilgisini paylaştı. Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Salman Yıldız’ın durumunu aktaran Yazmacı, Yıldız’ın Kobanê’ye insani yardım sevki sırasında belediye aracına yönelik DAİŞ saldırısı ile yaralandığı bilgisini vererek, “Urfa Devlet Hastanesi’nde tedavisi yapıldıktan sonra Batman’a gönderilmiş ve tedavi devam ederken tutuklanıp Batman M Tipi Kapalı Hapishanesine konulmuştur. Hapishanede iken gerekli tedavi ve bakım sağlanamadığı için bir yıl sonra serbest bırakılmıştır” dedi.
‘TEK KİŞİLİK ODAYA KONULDU’
Yıldız’ın Şubat 2022 tarihinde ihbar üzerine gözaltına alındığını ve yurtdışına kaçma şüphesi gerekçesiyle yeniden tutuklanarak Antalya Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildiğini söyleyen Yazmacı, “Yaklaşık 5 ay sonra isteği üzerine İzmir Menemen R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilmiştir. Ancak sağlığı ve yaşam koşulları zorlaştığı için tedavi ve bakım amacıyla İzmir Menemen R tipi hapishanesine gönderildi. Burada kısa bir süre kaldı, tek başına bir hücrede tutuldu ve kendi isteğiyle R tipinde daha zor koşullarda olması nedeniyle dilekçe vererek sevkini istedi. Muğla E Tipi Kapalı Hapishanesine götürüldü. Muğla E Tipi’nde iken yüzde 68 engelli olmasına ve epilepsi hastası olmasına rağmen tek kişilik odaya konulmuştur. 2023 Kasım ayı sonlarına doğru da Antalya S Tipi Kapalı Hapishanesine sevk edildi ve hala burada tutulmaktadır” bilgilerini aktardı.
‘AYDA 3-4 DEFA NÖBET GEÇİRİYOR’
Yıldız’ın başından yaralanması sonucu oluşan beyin hasarı nedeniyle gelişen felce bağlı olarak vücudunun sol tarafının tutmadığını, el ve ayaklarını kullanamadığını ve hareket edemediğini ifade eden Yazmacı, “Tek başına kişisel bakımını dahi yapmakta zorlanıyor, tek başına tuvalet, giyinme ve yemek gibi ihtiyaçlarını başkasının desteği ile sağlayabiliyor. Salman Yıldız, aynı zamanda epilepsi hastasıdır ve ayda 3-4 defa nöbet geçiriyor. İlk tutuklandığı zamanlarda hastane süreçlerinde Urfa ve Batman’daki hastaneler tarafından cezaevinde kalamaz raporu verilmiş ve avukatları aracılığı ile tahliye talepli kurumlara başvurular yapılmış ve başvurular reddedilmiştir. Birkaç ay önce de Adli Tıp Kurumuna götürülmüş ve Adli Tıp Kurumu tarafından da ‘Cezaevinde kalabilir’ raporu verilmiştir” dedi.
‘TAHLİYE TALEBİ’
Yazmacı, Yıldız’ın ailesinin ekonomik durumu iyi olmadığı için ziyaretlere gidemediklerini belirterek, Batman ve çevre illere sevk taleplerinin de karşılık bulmadığını aktardı. Yazmacı, “Engelli, epilepsi hastası ve tek başına yaşamını devam ettiremeyecek durumda olan Salman Yıldız’ın sağlık durumu her an kötüleşmektedir. Bir an önce ailesinin yanında tedavi ve bakımlarının yapılabilmesi için tahliye edilmelidir” diye konuştu.