ADANA – ÇHD Adana Şubesi, Çağlayan Adliyesi saldırısıyla ilgili olarak tutuklanan meslektaşlarının maruz kaldığı hak ihlallerine tepki gösterip bir an önce serbest bırakılmalarını istedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Adana Şubesi üyesi avukatlar, Çağlayan Adliyesi saldırısıyla ilgili olarak 9 Şubat’ta tutuklanan dernek üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatlara ilişkin Adana Adliyesi önünde açıklama yaptı.
ÇHD Adana Şube Başkanı Baran Taygun Metin tarafından yapılan açıklamada, Erzîngan'ın Licik (İliç) ilçesindeki Anagold Madencilik'e ait Çöpler Altın Madeni’nde dün meydana gelen faciaya da tepki gösterildi.
GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ
Faciada toprak altında kalan 9 işçiye halen ulaşılmadığına dikkat çeken Metin, katliamın göz göre göre geldiğini söyledi. Metin, "Bu felakette siyasi iktidar ve ilgili kurumların altın madeni şirketini koruyup kollamış olmasının payı büyüktür. Burada yaşanan hukuksuzluklar ve riskler konusunda uyarıda bulunan çevreciler, bizzat siyasi irade tarafından bozgunculukla suçlanmıştır" dedi.
'YARGI ZORBALIĞINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Sonrasında ÇHD ve HHB üyesi avukatların tutuklanmasına tepki gösteren Metin: "Baskı ve zorbalıkla bizleri yıldıramayacaksınız! Yalan ve dezenformasyona karşı gerçeği savunmaya devam edeceğiz! Çağdaş Hukukçular Derneği olarak öncelikle bu saldırılar karşısında boyun eğmeyeceğimizin, gerek meslektaşlarımızı gerekse mesleğimizi savunmayı sürdüreceğimizin altını çiziyoruz. Siyasi iktidar ve onun maşası olmuş yargının zorbalığını ve keyfiyetini normalleştirmesine izin vermeyeceğiz!" ifadelerini kullandı.
Metin, tutuklanan meslektaşlarının maruz kaldıkları hak ihlallerini ise şöyle sıraladı:
* Meslektaşlarımızın bürosu polis tarafından şiddet uygulanarak basılmış, kapıları kırılmış, eşyalarına zarar verilmiştir.
* Tutuklanan meslektaşlarımız Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ve Didem Baydar Ünsal haklarında gözaltı kararı olmamasına rağmen, sadece o esnada büroda bulundukları için gözaltına alınmıştır.
* Meslektaşlarımızın avukatları ile görüşmeleri 24 saat süre ile kısıtlanmıştır. Dosyada gizlilik kararı olması nedeniyle suçlamalardan da ancak savcılık aşamasına gelindiğinde haberdar olunabilmiştir.
* Meslektaşlarımıza hukuki süreç boyunca, Çağlayan’daki çatışmaya katılan kişileri tanıyıp tanımadıkları dışında bir soru yöneltilmemiştir. Bu bağlamda, Havana Kuralları olarak da bilinen avukatların rolüne ilişkin ilkelerin en temeli olan “avukatların müvekkilleri ile özdeşleştirilmemesi” ilkesi henüz savcılık aşamasında ihlal edilmiştir.
* Meslektaşlarımızın bürosunda el konulan ve dijital materyal adı verilen CD ve flash bellekler, meslektaşlarımızın yürüttüğü dava dosyalarına ilişkindir. Dosyada bu dava dosyaları dışında, meslektaşlarımıza atfedilen tek bir delil söz konusu değildir.
* Meslektaşlarımız her gün adliyelerde görev yürüten, ofislerinin adresi herkesçe bilinen kişilerken, aleyhlerine tek bir delil de bulunmazken, bir takım dava dosyasının incelenmemiş olması bahane edilerek tutuklanmaları kabul edilmezdir. Bu uygulama en basit ifadesi ile kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ihlalidir.
* Kaldı ki, el konulan CD ve flash bellek içeriğinin meslektaşlarımızın müvekkillerinin dosyaları ile ilgili olduğu gözetildiğinde avukat-müvekkil ilişkisinin gizliliğinin de ihlal edildiği görülecektir.
* Meslektaşlarımız hakkında basına servis edilen yalan yanlış bilgilerle masumiyet karinesi hakları da ihlal edilmiştir.
ÇHD olarak, bugüne kadar mesleklerini ifa ederken hiçbir iktidar odağına tabi olmayıp, boyun eğmediklerini söyleyen Metin, “Benimsediğimiz ilkeler çerçevesinde, her daim savunma hakkına ve mesleğimize sahip çıktık. Halkın, ezilenlerin, işçi-emekçilerin, devrimcilerin, kadınların avukatlığını üstlendik ve bundan da gurur duyuyoruz. Derneğimizin avukatlık geleneği, özünü adalet mücadelesinin yanında değil, tam da içinde yer almaktan beslenmektedir. Bu geleneğe leke kondurmayacağımız bilinsin. Verilen hukuksuz ve adaletsiz tutuklama kararı mücadele kararlılığımızı arttırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir. Av. Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Av. Didem Baydar Ünsal ve Av. Seda Şaraldı derhal serbest bırakılmalıdır" dedi.