RIHA - DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, tecridin olduğu yerde demokratik koşulların olamayacağını vurgulayarak, "Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana kadar eylemler devam edecek" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan 35 aydır haber alınamazken, bu duruma karşı tepkiler sürüyor. Siyasetçi ve demokratik kitle örgütleri, "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" talepleriyle 14 gündür yürüyüş gerçekleştiriyor. Cezaevlerindeki tutsaklar ile tutsak yakınları da günlerdir eylemde. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili ve Mûş Milletvekili Sezai Temeli, eylemlerinin Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanıncaya kadar devam edeceğini söyledi.
'ÇÖZÜM ABDULLAH ÖCALAN'DA'
İmralı tecridinin sorunları derinleştirdiğini belirten Temeli, “Tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğün sağlanmasının önemini anlamak için Türkiye’ye ve Ortadoğu’daki gelişmelere bakmak yeterlidir. Türkiye derin krizler içerisinde. Suriye, Irak ve bütün Ortadoğu coğrafyası çok ciddi bir buhran dönemi yaşıyor. Bütün bu meselelerin ortak noktasında duran Kürt meselesidir. Kürt meselesi küresel bir meseledir. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor. Ancak kimsenin heybesinde çözüme dair bir şey yok. Sadece bir kişide var o da Abdullah Öcalan’da. Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu çözüm hem Ortadoğu’daki halkların sorununu, hem de bugün Türkiye’nin demokrasi meselesine kalıcı bir çözüm getirmektedir. Mesele sadece çatışmaların durması değil, Öcalan’ın tezleri hem kalıcı barışın hem de toplumların özgürce demokratik bir sistemde yaşayabilmesinin yolunu göstermektedir" diye konuştu.
'TECRİDE KARŞI TAVIR ALINMALI'
Yaşanan tutuklamalar ile ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin tecrit politikalarıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Temelli, "İmralı tecrit sürecinde, Türkiye’nin demokrasi ve insan haklarından kaçan ve giderek o istisna hukukunun gereklerine uygun olarak bir baskı rejimi inşa eden bir tarihi okuyorsunuz. Bu tesadüf değil, iki partinin ittifak ile yaptığı bir şey de değil. Bu tecrit sisteminin yaratmış olduğu bir sonuç. Dolayısıyla bu sonuca nereden geldiğimizi iyi anlamazsak buradan nereye gideceğimizi kestirmek zor olur. Faşizm kurumsallaşıyor. Artık yarı diktatör bir sistemin kapımızı çaldığı bir eşikte duruyoruz. Bu nedenle tecrit meselesine herkesin çok ciddi bir şekilde yaklaşması ve bu hukuk dışılığa tavrını koyması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Tecridin olduğu yerde demokratik koşulların olmayacağını vurgulayan Temelli, "Siz eğer demokratik bir ülke istiyorsanız, hukuk devleti ve insan haklarının ihlal edilmediği bir sistem istiyorsanız o zaman bu istisna halini ortadan kaldırmalısınız. Bunun da yolu tecride karşı tavır almanızda ve mücadele etmenizden geçiyor” dedi.
‘EYLEMLER DEVAM EDECEK’
Tecridin son bulması ve Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için devam eden “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” eylemlerine dikkati çeken Temeli, "Halkın katılımı ve desteğinin çok güçlü olduğu bir yürüyüş oldu. Yürüyüş kolunun geçtiği her yerde inanılmaz bir eylem ve direniş vardı. Dolayısıyla halkın katılımı çok önemliydi. Bundan sonra da eylemsellikler devam edecek. 15 Şubat'ta bu etap tamamlanacak. Yeni bir eylemsellik süreci başlayacak. Tecrit sonlanana kadar sürekli bir eylemsellik içinde olacağız. Çünkü bu sonlanmadan hiçbir alanda demokrasi ve siyaset yol alamaz. Yerel seçimlerin en önemli başlığı da tecride karşı mücadeledir. Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana kadar eylemler devam edecek. Çünkü bunu halk istiyor. Dünyanın birçok yerinde sendika, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler bu konuda eylemler geliştiriyor. Dolayısıyla artık zamanı geldi. 25 yıl çok uzun bir süredir, bu süre artık son bulmalı" diye kaydetti.
MA / Mahmut Altıntaş