HABER MERKEZİ – Kerkük’te vali seçiminde zorlu bir sürecin başlayacağını belirten gazeteci Sîham Roj, Türkiye, İran, Irak ve ABD’nin, petrol ve maden zengini kenti kendi egemenlikleri altına almak istediğini söyledi.
Türkiye'nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik saldırılarının sürdüğü ve Kerkük'te yeni idarenin belirleneceği bir süreçte Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve beraberindeki heyet, Irak'ta bir dizi temasta bulundu. Ardından Kalın, KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile Hewlêr'de bir araya geldi. MİT’in Federe Kurdistan Bölgesi ve Irak’a yaptığı ziyaretlerin ardından bu kez Savunma Bakanı Yaşar Güler, Irak’a gitti. Bağdat’ta temaslarda bulunan Güler, daha sonra Federe Kurdistan Bölgesi’ne geçerek Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve KDP Başkanı Mesud Barzani ile görüştü. Bu görüşmelerde, "bölgenin güvenliği ile istikrarı için koordinasyon ve ortak iş birliğinin sürdürülmesinin önemi" üzerinde konuşulduğu ileri sürülürken, görüşmenin bir diğer önemli konusu ise, Şengal Özerk Yönetimi'ni hedef alan “Şengal Anlaşması”nın yürürlüğe konmak istemesi olduğu belirtildi.
Türkiye’nin, Kerkük ve Musul’un da aralarında bulunduğu kentlerde yapılan seçimlerden sonra bölgede görüşme trafiğini artırması dikkat çekti. Özellikle Kerkük’te, Kurdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) en çok oyu almasından sonra kente Kürt bir valinin atanmaması için Türkmenler ve Suni Araplar üzerinden çalışmalarını yürüten Türkiye, bölgede yeni krizlerin doğmasına neden oluyor. Kerkük seçimlerinde ortaya çıkan tablodan sonra Kürt bir valinin seçilmesi için YNK ve Kurdistan Demokrat Partisi arasında birlik sağlandı. YNK’nin 5, KDP’nin 2 sandalye aldığı seçimlerde kentin valisini belirlemek için 16 sandalyeli mecliste en az 9 meclis üyesinin oyu gerekiyor. Kent valisini belirlemek için diğer meclis üyeleriyle de bir araya gelmek isteyen Kürt temsilcileri, Türkmen ve Arap meclis üyelerinin boykotu nedeniyle kent meclisi toplantısını ileri tarihe erteledi.
Federe Kurdistan Bölgesi’nde yaşayan Gazeteci Sîham Roj, bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
TÜRKİYE, İRAN VE IRAK’IN KERKÜK PLANLARI
Roj, yıllardır Kürt halkına karşı büyük bir savaşın yürütüldüğünü belirterek, bu savaşın her geçen gün daha da derinleştirildiğini söyledi. Kerkük ve Musul gibi tartışmalı bölgelerde kentin demografisinin değiştirilmeye çalışıldığını kaydeden Roj, “Kerkük’te, Kürt nüfusu azaltılıp yerine diğer halklar yerleştirildi. Bu durum o kadar bir seviyeye getirildi ki, ‘Burası Kürt şehri değil, Arap veya Türk şehridir’ dinilecek noktaya getirildi. Kürt halkının adının bile bu kentte geçmesini istemiyorlar. Özellikle Türkiye, hayali ‘Misak-ı Milli’ sınırlarına ulaşma politikası doğrultusunda Kerkük’ü Türk kenti ilan edip kendisi yönetmek istiyor ve bunun için politikalar üretiyor” dedi.
Kerkük’te, Türkiye’nin yanı sıra İran’ın da Şii Araplar, Irak’ın ise Şii veya Suni fark etmeksizin sadece Araplar üzerinde kentte yön vermeye çalıştığını ifade eden Roj, “Yıllardır Kerkük’te bu politikalar yürütülüyor. Bu politikalar belli oranda başarılı da oldu. Çünkü KDP’yi kendi yanlarına çekerek bir ittifak sağlamışlardı. Bunun yanında kentteki Kürtler de birbirinden uzak kalıyordu. Kürt siyasi partileri de başarılı olmak için bir çatıda toplanmıyorlardı. Son seçimlerde de Türkmenler, Araplar ve KDP ittifak kurmuşlardı. YNK, Hristiyanlar ve küçük Kürt grupları da ayrı bir ittifak sağlamışlardı. Herkes için şaşırtıcı olan ise YNK’nin seçimlerde başarılı olmasıydı. YNK’nin kendisi bile bu sonuçlara şaşırdı. Çünkü bu sonuçlar YNK’ye olan bağlılık değil sadece Kerkük’ün Kürtlerin elinden çıkmaması için verilen oyların sonuçlarıydı. Kürt halkı, Kerkük’ün Türkmen veya Arap kenti olmaması için seferber olup sandığa aktı. Bunu gören Kürt halkı sandıklara akın ederek tavrını ortaya koydu” diye konuştu.
‘KERKÜK’TE VARLIK YOKLUK SAVAŞI BAŞLAYACAK’
Irak Yüksek Seçim Komisyonu’nun resmi verileri açıklamasının ardından kette vali seçiminin yapılması gerektiğini, fakat vali seçimi için gerekli olan 9 sandalyeyi kimsenin alamadığını aktaran Roj, “Bu koşullar altında önemli olan kazanılan sandalyelere sahip çıkılmasıdır. Türkiye, Kürtlerin anlaşmasını ve ittifakını tanımıyor. Hem Türkmenler hem de etkileri altındaki milliyetçi Araplar da Kürtlerle anlaşmaya yanaşmıyor. Bu durum, 5 Şubat’ta yapılmak istenen meclis üyeleri toplantısında kendisini gösterdi. Kerkük Meclis üyelerinden Kürtlerin ve Hristiyan kotasından bir kişi ile toplam 8 üye toplandı. Fakat Arap ve Türkmen meclis üyeleri bu toplantıya katılmadı. Meclis üyeleri toplantısının olmaması önümüzdeki günlerde zor bir sürecin başlanacağını gösteriyor. Varlık ve yokluk savaşı başlayacak. Meclis üyeleri toplantısında toplanan kesim yaşanan tartışmaları anlamak ve çözüm için toplanırken, toplantıya katılmayan Türkmen ve Arap meclis üyeleri ise seçim sonuçlarını kabul etmeyebilir veya Kürt tarafından bazı tavizler almak için kaotik bir süreç yaratabilirler” diye belirtti.
‘KERKÜK’TEKİ KÜRTLER, DURUMUN CİDDİYETİNİN FARKINDA’
Kerkük’te vali seçimi için YNK ve KDP’nin anlaştığına değinen Roj, “YNK ve KDP, Kerkük’ün Kürtlerde kalması ve Kürt bir valinin atanması için anlaşma sağladılar. Fakat burada önemli olan ne kadar temiz bir anlaşma yaptıkları ve bu anlaşmanın ne kadar süreceğidir. Eğer YNK ve KDP’nin anlaşması sonuna kadar devam ederse iyi bir sonuç elde edilebilir. KDP de Kerkük halkının vatanseverlik ve toprağını savunma noktasındaki ciddiyetinin farkında. Eğer Kürt biri seçilmezse bunun sorumlusu ihanetçi, hain ve Kürt halkının katili olarak sayılacaktır” dedi.
‘HERKES KENDİSİ İÇİN BİR SONUÇ İSTİYOR’
“Türkiye, İran ve Irak, Kerkük’ün Kürtlere kalmasını istemiyor” diyen Roj, “Kerkük, petrol ve maden zengini bir kenttir. Bereketli bir toprağa sahiptir. Türkiye, İran ve Irak hatta Birleşmiş Milletler (BM) üyesi bazı devletler ile Amerika, Kerkük’ü kendi egemenlikleri altına almak istiyor. Özellikle Türkiye, İran ve Irak arasında özel bir savaş yürütülüyor. Bunun için Kürt düşmanlığını yapıyorlar. Türkiye, Türkmenler üzerinden, İran YNK ve Şii Araplar üzerinden, Irak ise Şii ve Suni Araplar üzerinde Kerkük’ü almak istiyorlar. Kim Kerkük valisi ve meclis başkanı olursa bölgedeki kontrol de onun eline geçecektir. Bunun için inisiyatifin ve gücün Kürtlerin eline geçmesini istemiyorlar. Herkes kendi açısından bir sonuç istiyor” şeklinde konuştu.
‘ZORLU BİR SÜREÇ BAŞLAYACAK’
Bundan sonra Kerkük Valisi ve Kerkük Meclis Başkanlığı için zorlu ve yoğun bir sürecin başlayacağına dikkat çeken Roj, Kürtlerin çok kirli senaryolara karşı direnişlerinin de sürdüğünü söyledi.
MA / Ömer Akın