HABER MERKEZİ - KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, İmralı tecridinin dört parça Kurdistan'ın ortak sorunu olduğuna işaret ederek, “Tecrit kalkmadıkça Kürt sorunu siyasi bir zeminde çözülemeyecektir” diye kaydetti.
Uluslararası güçlerin Orta Doğu’ya dönük müdahale planının ilk adımı olarak bir komplo ile 15 Şubat 1999 yılında Türkiye’ye teslim edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan tam 25 yıldır İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'nde tutsak. Ağır tecrit koşulları altında tutulan Öcalan’dan ailesi ve avukatları ile görüştürülmediği için 35 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. Kürt meselesinde çözümsüzlüğü derinleştiren bu tecride karşı Kürt halkı tepkisini gösterirken uluslararası arenada tanınmış isimler de 10 Ekin 2023’te dünyanın 74 farklı merkezinde yaptıkları açıklamalarla başlattıkları "Öcalan'a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm" kampanyası ile tecride karşı ses yükseltti.
4’üncü ayına girmeye yaklaşan bu kampanya destek için cezaevlerindeki siyasi tutsaklar da 27 Kasım'da bu yana dönüşümlü açlık grevinde. Öcalan’a dönük tecride karşı son olarak 1 Şubat günü Qers ve Wan’dan olmak üzere iki koldan başlatılan “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” ise devam ediyor.
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmed Karamus, uluslararası komplonun yıldönümünde Öcalan’a yönelik tecrit ve bunun Kürt meselesine etkisini değerlendirdi.
‘KOMPLO, KÜRT HALKINA KARŞI SAVAŞ KONSEPTİYDİ’
Uluslararası bazı güçlerin üzerinden 25 yıl geçen komplo ile PKK Lideri Öcalan şahsında Kürt halkına karşı bir savaş konsepti hazırlandığını dile getiren KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, “Bu konsept, uluslararası komplo ile başlayacak ve Kürtlerin imhasıyla sürecekti. Kürt halkının önderini esaret altına alarak bunu adım adım gerçekleştirmek istediler. Kürt halkının verdiği tarihi direnişi ve mücadeleyi bitirmeyi hedeflediler” dedi.
Ancak istenilen sonucun alınamadığını söyleyen Karamus, 2014 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan kararların komplonun devamı olan tecridi derinleştirmek üzerine olduğunu vurguladı.
“Türk devleti, siyasi tutsaklar üzerinde uyguladığı tecrit etme hali ile hem kendi kanunlarını hem de uluslararası kanunları ve anlaşmaları ihlal etmektedir. Türk devleti bu şekilde hiçbir iç kanunu, anlaşmayı dikkate almıyor ve ihlal ediyor” diyen Karamus, bu anlayışın bir ölçüde uluslararası düzeyde desteklendiğini kaydetti.
KOMPLO TECRİT İLE SÜRÜYOR
KNK Başkanı, uluslararası komplonun bugün ise ağırlaştırılmış tecrit sistemi ile sürdürüldüğünü ifade etti. Karamus, “Tecrit kavramı, Kürt halkına yönelik soykırımdır. Sayın Öcalan ile müzakerelerin yapılmaması ve diyaloğun önünün kapatılması Kürt halkı üzerinde tecridin her türlüsünün yaygınlaştırılması bu konsepti nasıl sistemsel hale getirdiklerini ve nasıl yürüttüklerini gösteriyor. Amaç bu konsepti istenildiği ve emredildiği gibi uygulamak ve sürdürmektir. O yüzden tecridi ağırlaştırarak bu konsepti gerçekleştirmek istiyorlar. Çünkü Sayın Öcalan'ın paradigması, felsefesi ve bakış açısının hem Orta Doğu üzerinde hem de uluslararası düzeyde bir etkisi var. Tecridin amacı, Kürt sorunun çözümsüzlükte ısrar ve sorunun siyasi düzeyde etkisiz bırakılmasıdır” diye konuştu.
‘ÖCALAN'I İZOLE ETMEK İSTİYORLAR’
Öcalan'a yönelik tecridin bir yanıyla Türk devleti ve sömürge devletlerinin Orta Doğu’ya dönük planlarında amaçlarına ulaşamadığını gösterdiğini de belirten Karamus, “Kurdistan ve Orta Doğu’daki sorunlar siyasi olarak çözülmediği sürece kriz, kaos ve çatışma hali devam edecek. O yüzden sorunu çözmek istemiyorlar. Sayın Öcalan'ı her şekilde izole etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
Öcalan'ın paradigmasının bugün artık sadece Kürt halkı için değil, Orta Doğu ve uluslararası düzeydeki sorunlara çözüm sunduğunun altını çizen Karamus, şunları ekledi: “O yüzden Sayın Öcalan devre dışı bırakılarak etkisiz hale getirilmek isteniliyor. Bu fikir ve paradigma unutturulmak isteniyor. Halka ulaşmaması için her türlü çaba ve gayreti gösteriyorlar. Ancak Kürt halkı Sayın Öcalan'a yönelik tecridin sona erdirilmesi konusunda ısrarlı ve kararlıdır. Kürt halkı bunun için direniyor ve direnmeye de devam edecektir."
Kürt halkının bu direnişinde Kurdistani partilerden ve örgütlerden talep ve beklentileri olduğunu da vurgulayan Karamus, KNK olarak tecride karşı başlatılan kampanya, eylem ve faaliyetlere herkesi aktif olarak katılmaya davet ettiklerini dile getirdi.
'BİRLEŞTİRİCİ GÜÇ ÖCALAN'DIR’
Kürtlere yönelik her saldırının komplonun devamı ve tecridin yansıması olduğunu vurgulayan Karamus, şunları söyledi: “Tecrit politikaları Kürtleri yok etme anlayışının bir parçasıdır. Kürt sorununu çözecek olan gücü devre dışı bırakmak istiyorlar. Bu nedenle çatışma ısrar ve çözümsüzlükte ısrar ediliyor. Var olan çatışmalı durum, kaos hali giderek genişliyor. Var olan çatışmalar şüphesiz Kürt hareketinin geneline de etki ediyor. Bugün Türk devleti, Kürt hareketinin kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla saldırılarını Kurdistan'ın batısına ve güneyine doğru genişletiyor. Nerede işgale tepki gelirse Türk devleti SİHA'larıyla, tanklarıyla, toplarıyla oraya saldırıyor. Türk devleti Kürtleri aynı zamanda parçalıyor. Türk devleti Kürtler arasındaki çelişkilerden faydalanıyor. Yine bölgedeki işgalci devletler bu iç çatışmalardan istifade ediyor. Bu yüzden tecrit dört parça Kurdistan'ın ortak sorunudur. Bundan dolayı bizler diyoruz ki; bizleri birleştirecek olan güç yine Sayın Öcalan'dır. Barış istiyorsak Sayın Öcalan üzerindeki tecride karşı çıkmalıyız ve yine çözüm istiyorsak tecride karşı çıkmalıyız. O yüzden hepimizin ortak noktası tecride karşı durmaktır ve birleşmemiz için bu bir fırsattır."
Bölgedeki savaş hali ve istikrarsızlığın ancak siyasi yolla çözülebileceğini söyleyen Karamus, “KNK olarak Kürt sorununun çözümünü Sayın Öcalan'da görüyoruz. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için Kürt halkının tüm güçleri ve yapılarıyla tecridi sona erdirecek somut adımlar atması gerekiyor. Tecrit kalkmadıkça Kürt sorunu siyasi bir zeminde çözülemeyecektir" dedi.
‘MÜZAKERE ZEMİNİ VAR’
Karamus, “Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi ortadan kaldırıp Kürt sorununu çözüme kavuşturma zamanı gelmiştir. Kürt sorununun tek sesle çözülmesi ve Kurdistani partilerin büyük bir kısmında tek bir çizgide birlikte müzakere yapılmasının zemini var. Bazı Kürt partileri buna yakın olmasa da Kürt ve Kurdistan güçlerinin çoğunluğunun anlaşmaya varması durumunda bu durumun gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bunun dört parça Kurdistan'a da siyasi etkisi olacaktır. Bu durumda Kurdistan'ın yanı sıra Orta Doğu'da ve uluslararası düzeyde daha geniş bir siyasi ve diplomatik statüye sahip olacaktır. Kazanımlarımıza hep birlikte tek çizgide ve ortak hareket ederek sahip çıkmalıyız" dedi.
MA / Zeynep Durgut