ADANA - EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, genel seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde yer alsalar da şu anda Türkiye genelinde bir ittifaktan söz etmenin mümkün olmadığını, yerel düzeyde bir takım birliktelikler oluşturulması konusundaki çabalarının ise sürdüğünü ifade etti.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nde (ÇGC) basın mensuplarıyla bir araya geldi. Arslan, gazetecilerle buluşmasında üzerinden bir yıl geçen deprem felaketi ile diğer bazı konularda değerlendirmelerde bulundu.
Depremin yıl dönümünde Hatay'da olup, anmalara katıldığını dile getiren Aslan, depremin üzerinden bir yıl geçmesine halen halkın yıkımlar arasında olup, bu gerçekle baş başa kaldığını tanık olduklarını vurguladı. Aslan, "Deprem bölgesinde inşa edilmek üzere söz verilen konutların yüzde onu bile gerçekleşmedi. Sağlık alanında, eğitim alanında, tarımda, sanayide, işsizlikte, küçük esnafın desteklenmesine dahil olmak üzere bütün bunlara baktığımızda hepsi bir yıl önce verilen vaatlerin hiçbirisinin gerçekleşmediğine bir kez daha tanık olduk. Bölgede halen yıkıntılar ortada, sosyal yıkıntı ortada, psikolojik yıkıntı ortada, sağlık alanındaki enkaz ortada, eğitim alanındaki enkaz bunların hepsi ortada duruyor" dedi.
ERDOGAN'IN SÖZLERİ
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hatay gezisinde sarf ettiği sözlerin kabul edilebilir olmadığını söyleyen Aslan, "Aday tanıtım töreninde yani Hatay'ın garip kaldığını, Hatay'ın hizmet almadığını ifade ederken aslında; 'bana oy vermeyen yani AKP'ye oy vermeyen hiçbir anlayışa hiçbir kesime kesinlikle hizmet götürmeyeceğiz. Ya bize oy vereceksiniz ya bize oy vereceksiniz' dedi. Bunun bir adım ötesi şudur; artık seçime de ihtiyaç yoktur. Belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı tarafından atanması anlamına gelecek bir sürecin adımlarını atmıştır” ifadelerini kullandı.
‘ÖLÜMLERİN SORUMLUSU İKTİDAR'
EMEP Genel Başkanı Aslan, depremde 96 kişiye mezar olan ve ikinci duruşması bugün görülecek olan Adana'daki Alpargün Apartmanı davasına da dikkat çekti. Depremde Adana'da 418 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Aslan, "Bu ölümlerin sorumlusunu yani toplamda çok açık ki bu sistemin kendisidir. Yirmi yıldır bu ülkeyi yöneten iktidarın kendisidir ve 3-5 tane müteahhidi yargılayarak, ceza vererek bu sorumluluktan kurtulamazlar, kurtulmamaları gerekir" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) ihlal kararına rağmen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren Aslan, işaret ettiği Gazze'deki konusunda ise AKP iktidarını “ikiyüzlü politika” yürütmekle suçladı. Aslan, "Orada savaş devam ederken Türkiye'nin ticari, ekonomik bütün ilişkilerinin sürdüğünü biliyoruz. Gemilerin İsrail'e her türlü lojistik malzeme taşıdığını biliyoruz. Kargo uçaklarının her türlü lojistik malzeme taşıdığını biliyoruz. Filistin halkının iktidar tarafından, Orta Doğu'daki egemenler tarafından bütünüyle yalnız bırakıldığını biliyoruz” dedi.
'KÜRT SİYASETÇİLER CEZAEVLERİNDE ÇIKMALI'
Yine muhalif basın üzerindeki baskıların son bulup, tutuklu gazetecilerin özgür olmasını isteyen Aslan, Kürt sorununa dair çözümsüzlük politikalarına değindi. Aslan, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesini veren binlerce kişinin haksız yere cezaevinde tutulduğunu ifade ederek, "Bir an önce bu tür baskılara son verilerek, Kürt halkının temsilcilerinin de kendilerini ifade ettikleri demokratik hak ve özgürlükleri içerisinde siyaset yapma haklarının verilmesi, cezaevinde çıkarılmaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum" diye konuştu.
'İNSANLARIN AÇLIKLA İMTİHAN EDİLDİĞİ BİR ÜLKEDEYİZ'
Sözlerinin devamında ülke ekonomisi ile işçi ve emekçilerin durumu üzerinde duran Aslan, daha önceleri tarım ve sanayi kenti olan Adana'nın şu anda işsizler kenti olduğunu dile getirdi. Aslan, "Türkiye'de çok açık ki ekonomik veriler iyi gitmiyor. İki ayrı ekonomik tablo var. Birisi sermayenin ve egemenlerin ekonomisi, diğeri de işçilerin ve emekçilerin ekonomisi. Bir tarafta çok ciddi zenginlikler çok ciddi servetler birikirken, öbür tarafta da insanların açlık sınırında yaşadığı, yoksulluk sınırının üzerine çıkmayan ücretlerle yaşamak zorunda kaldıkları bir ülke haline geldi. Ülkemizdeki yoksulluk sınırı biliyorsunuz son yapılan istatistiklerde 50 bin liranın üzerine çıkmak çıkmaktadır ve yine açlık sınırı 15 bin lira düzeyinde bu ülkede asgari ücret 17 bin lira olarak belirlendi geçtiğimiz yılbaşında. Belli ki birkaç ay sonra asgari ücret açlık sınırına eşitlenmiş olacak. Yani milyonlarca işçi ve emekçinin açlıkla imtihan edildiği bir ülkedeyiz. Yine 10 milyona yakın emekli insanın açlık sınırının altında bir ücretle hayatını sürdürmeye zorlandığı bir dönemden de geçiyoruz" ifadelerini kullandı.
'YEREL DÜZEYDE İŞBİRLİKLERİ OLACAK'
31 Mart yerel seçimlerine ve kurulan siyasi ittifaklara değinen Aslan, iktidarın her türlü baskı ve hile ile seçimi kendi lehine çevirmek istediği vurguladı. Genel seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı'yla seçimde yer aldıklarını, ancak şu anda Türkiye genelinde bir ittifaktan söz etmenin mülkün olmadığını belirten Aslan, yerel düzeyde bir takım birliktelikler oluşturulması konusundaki çabalarının ise sürdüğünü ifade etti.
Aslan, "Parti olarak biz bütün öncelikli sanayi kentleri de olmak üzere birçok ilde partimiz adına seçimlere gireceğiz. Bunun açısından seçim çalışmalarında adaylarımızı belirlediğimiz illerimiz oldu. Başta Kocaeli olmak üzere Aydın, Denizli, Erzincan, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli birçok ilde ve ilçede hem belediye başkanlığı adaylıkları hem de belediye meclis adaylıklarımızla, il genel meclis adaylıklarımızla birlikte seçim çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama şunu ifade etmek isterim ki tabii 2019 ve genel seçimlerinde tek adam iktidarının zayıflaması, yenilgiye uğratılması, geriletilmesi konusundaki seçim taktiğimiz ve böyle bir anlayışımız bugün de devam ediyor ama bütün demokrasi güçlerinin de aynı biçimde böyle bir sorumlulukla hareket etmesini de beklediğimizi de ifade etmek isterim" diye konuştu.