HABER MERKEZİ - "Büyük Özgürlük Yürüyüşü"nde yer alanlar, 7'nci günde Mazlum Doğan, Mehmet Hayri Durmuş, Mehmet Tunç ve Asya Yüksel’in memleketlerinde coşkuyla karşılandı. Duygu dolu anların yaşandığı karşılamalarda, direniş mesajları öne çıktı.
Kürt sorununun demokratik çözümü ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için Wan ve Qers’ten 1 Şubat'ta startı verilen “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” bugün 8'inci gününde. Wan’dan yola çıkan siyasetçiler ve sivil toplum örgütü temsilcileri, dün Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesindeydi. Cizîrliler, her zamanki gibi büyük bir coşku ve heyecanla Özgürlük Yürüyüşçülerini karşıladı. Yürüyüşçüleri karşılayanların başında ise, Barış Anneleri ile tutsak yakınları geldi. Gün boyu yürüyüşçülere eşlik eden anneler, dillerinden düşürmedikleri "Berxwedan xweş doz e" şarkısıyla direniş mesajı verdi.
KADINLAR: BARIŞIN ELÇİSİ İMRALI'DA
Yürüyüşçüleri karşılayan kadınların ortak noktalarından birisi de hikayeleriydi. Her birinin acısı da sevinci de bugüne kadar verdikleri mücadeleleri de ortaktı. Birçoğu 2015-2016 yılları sokağa çıkma yasakları sırasında ya da 1990'lı yıllardan bu yanda polis ya da asker kurşunuyla yakınlarını kaybeden kadınlardı. Cizîr’de 6 Ocak 2015’te polis tarafından katledilen Ümit Kurt’un annesi Nafiye Kurt, 14 Ocak 2015’te polis kurşunuyla katledilen Nihat Kazanhan’ın annesi Ayşe Kazanhan da yürüyüşçüleri karşılayanlar arasında yer aldı. Kadınlar, yaptıkları her konuşmada Kürt sorununun çözümü ve barış taleplerini haykırdı. “Barışın elçisi İmralı'da" sözleriyle de çözüm için Abdullah Öcalan'a işaret etti.
YASAKLARDA YİTİRDİKLERİNİ ANDILAR
Cizîr’deki yürüyüş, sokağa çıkma yasakları döneminde mahsur kaldıkları bodrumlarda katledilenlerin yaşamlarını yitirdikleri günün ölüm yıl dönümüne denk geldi. Bu nedenle yürüyüşe ayrı bir önem de atfedildi. Cizîr Halk Meclisi Eşbaşkanları Mehmet Tunç ve Asya Yüksel ile daha birçok kişi, karşılama boyunca akıllardaydı. Hayatını kaybedenler, hem anma hem de mezarları başında anıldı. Anma sırasında gösterilen sinevizyon gösterimi anmaya katılanları duydulandırdı.
Bodrumlarda eşi Orhan Tunç'u kaybeden Güler Tunç, sineviyon gösteriminde yer alan bombardımanlar sırasında aynı acıyı tekrar yaşamamak için kulaklarını kapattı. Ancak acının yanı sıra öfke de anmada hakimdi. Gözyaşları dökenler, yaşamını yitirenlerin yaktıkları çıraların geleceklerini aydınlattığını vurguladı.
Mehmet Tunç ve Orhan Tunç'un annesi Esmer Tunç da hastalıklarına rağmen bastonuyla yürüyüşçüleri karşıladı ve anmaya katıldı. Anne Tunç, sinevizyon gösterimi sırasında gözyaşlarını tutamadı. Tunç, yürüyüşe dair duygularını, "Önderliğimizin (Öcalan) özgürlüğünü istiyoruz. Barış istiyoruz. Herkes ayağa kalksın. Acılarımız zaten azalmaz ancak daha da artmasın. Asker, polis anneleri de ‘yeter’ desin. Seslerini yükseltsin” diye kyadetti.
Anmanın en duygu dolu anları ise, Mehmet Tunç’un sözlerinin salonda yankılanmasında yaşandı: "Bu saatten sonra özgür bir Kurdistan, Kürt halkına statü dışında hiçbir şeyi Cizîra Botan kabul etmez."
CİZÎR SOKAKLARINDA DİRENİŞ RUHU
Anma sonrası Cizîr esnafını ziyaret etti. “Meşa Azadiye” yazılı önlüklerle yapılan ziyarette yürüyüşçülere ilgi oldukça yoğundu. Her yer polis kaynıyordu ancak bu yürüyüşçülere olan ilgiyi azaltmadı. Kent sakinleri, yürüyüşçülerle temaslarının engellenmek istenmesine tepki gösterdi. Bir kişi, “Burada birçok parti etkinlik yapıyor hiç böyle bir şey olmuyor. DEM Parti olunca mı her yeri ablukaya alıyorsunuz” sözleriyle tepkisini dile getirdi. Önlerinin kesilmesine tepki gösteren bir anne de, “Sizin bizi engelleyemezsiniz" dedi. Engellemeler sürerken yurttaşlar da çareyi karşı caddede yürüyüşte buldu.
Yürüyüşün en renkli karelerinden birisi de yöresel kıyafetiyle yürüyüşçüleri karşılayan 7 yaşındaki bir kız çocuğunun İmralı’ya yazdığı mektubu ve elindeki oyuncağı yürüyüşçülere vermesi oldu.
QERS KOLU ISINMAYA BAŞLADI!
Yürüyüşün Qers kolunda yer alanlar, günlerdir Serhat kentlerinde. Soğuk ve yağışlı havaya aldırış etmeden yürüyüşlerini sürdürenler, dün Xarpêt’ın Dep (Karakoçan) ilçesine ulaştı. Yürüyüşçüler, burada havanın sıcaklığı nedeniyle üzerlerindeki kalın kışlıkları çıkararak yola devam etti. PKK’nin öncü kadrolarından Mehmet Hayri Durmuş ve Mazlum Doğan anıldı.
MAZLUM DOĞAN'IN DİYARI
Çewlîg’te Hayri Durmuş ve 38 PKK’linin bulunduğu toplu mezar ziyaret edildi. Duygu dolu anmada birçok kişi gözyaşlarına hakim olamadı. Durmuş’un mezarı başında bir yurttaşın, “Hayri Durmuş’un ailesi beni arayarak, sizlere başarılar dilememi istedi. Durmuş ailesi yürüyüşünüzde başarılar diliyor” dedi.
Yürüyüşçüler, daha sonra Dep ilçesine geçti. Mazlum Doğan’ın memleketinde coşkuyla karşılandı. Doğan'ın hemşehrileri, yürüyüşçüleri bağrına bastı. Yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşte, “Ölmedi Mazlum Doğan” ve “Mazlum Doğan, Mazlum Doğan, Kurdistanê Kurdistan” şarkıları seslendirildi.
Yürüyüşün sırasında bir kadın ellerini havaya kaldırarak, “Biz cezaevindeki çocuklarımız için buradayız. Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılsın” ifadelerini kullandı. Bu haykırış sonrası kitleden “Bijî berxwedana zindanan” sloganları yükseldi.
ÖCALAN’DAN SÖZ EDERKEN AĞLADI
Yürüyüşçülerin en önemli duraklarından birisi de Mazlum Doğan’ın evi oldu. Mazlum Doğan ve Delil Doğan’ın diktikleri iki çam ağacının gölgesinde konuşan Arife Doğan, uzun uzun Mazlum ve Delil'i anlattı. Arife Doğan’ın, “Umarım bu yürüyüşünüz Önderliğin özgürlüğü ile sonuçlanır” mesajları da yürüyüşçüleri duygulandırdı. Doğan, devamla “Önderlikten söz ettiğim zaman gözyaşlarımı tutamıyorum. Çok üzülüyorum. Bu eve büyük devrimciler geldi, büyük insanlar yaşadı” ifadelerini kullandı.
Yürüyüşçüler, bugün de Sakine Cansız ve Aysel Doğan'ın memleketi Dêrsim'de yürüyüşlerini sürdürecek.
MA / Berivan Altan - Adnan Bilen