HABER MERKEZİ - İHD ve sivil toplum örgütleri, İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaptıkları eylem ve etkinliklerle hasta tutukluların serbest bırakılmasını talep etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve sivil toplum örgütleri tarafından İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan eylem ve etkinliklerle basta tutukluların serbest bırakılması istendi. İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 619’uncusunu İHD İstanbul Şube binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan tutsak Cengiz Baytar’ın sağlık durumuna dikkat çekildi. “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Cengiz Baytar serbest bırakılsın” pankartlarının açıldığı açıklamaya çok sayıda insan hakları aktivisti katıldı.
Açıklamaya ilişkin basın metnini okuyan İHD Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran, Baytar’ın 29 yıldır cezaevinde bulunduğunu ve Baytar’ın bu süreçte yüz felci, bel fıtığı, nefes darlığı, reflü, kemik erimesi gibi birçok hastalığa sahip olduğunu belirtti. Baytar’ın ayrıca bir kolu ve gözünde ileri derecede fonksiyon kaybı yaşandığını söyleyen Onaran, “Bunun yanı sıra kemik erimesi ve bel fıtığına bağlı hareket kısıtlılığı yaşamakta, desteksiz ayakta duramamakta ve desteksiz yürüyememektedir” dedi.
BAĞIMSIZLAR KOĞUŞUNDA TUTULMAYA ZORLANIYOR
Baytar’ın annesinin şubelerine yaptığı aktarımlarda, Baytar’ın son 6 ay içerisinde isteği dışında 4 kez odasının değiştirildiğini ve bağımsızlar koğuşuna konulmaya zorlandığını aktaran Onaran, annenin anlatımlarını şöyle aktardı: “Oğlum bedensel engelli olduğu halde yanındaki hükümlüler sürekli onu darp etmektedirler. Oğlumun kolunda ve gözünde oluşan sorunların nedeni 2023 yılı Aralık ayında adli mahpuslar ve gardiyanlar tarafından darp edilmesidir. Oğlum can güvenliğinden endişe ettiği için defalarca dilekçe verip tek kişilik bir odaya alınmayı olmuyorsa politik mahpuslarla aynı koğuşa gitmek istediğini belirtti ancak bu talebi idare ve Gözlem Kurulu (İGK) tarafından kabul edilmedi.
OĞLUMUN YAŞAMINDAN KAYGILIYIM
Ben Batman'da yaşıyorum, oğlumun Batman’a yakın bir hapishaneye sevkini istedik ancak kabul etmediler. Yaşlılık ve maddi durumumun yetersizliği nedeniyle 9 yıldır oğlumun ziyaretine bir defa gidebildim. Oğlum 2002’de kendisine yönelik baskı, hakaret ve tehditleri protesto etmek için kendini yakmıştı ve halen bunun izlerini taşıyor ama hapishanede gelişen bedensel engelleri ve sağlık durumundaki bozulma oğlumu tanınmaz hale getirmiş. Tedavisi engellenen ve insani olmayan koşullarda tutulan oğlumun yaşamından kaygılıyım, cezasının bitimine bir yıl kaldı tedavisi olsun, sağ salim çıksın istiyorum. Tedavisini ve bakımını evde yapabiliriz, oğlumu iyileştirebiliriz.”
Baytar ve diğer tüm hasta tutsakların serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Onaran, “Sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz” diye konuştu. Açıklama “ Hasta mahpuslar serbest bırakılsın ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, Tedavi haktır engellenmez” sloganlarıyla son buldu.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi de, hasta tutukluların durumuna dikkati çekmek amacıyla 2 hafta da bir düzenlediği basın açıklamasının 284’üncüsünü Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Açıklamaya Barış Anneleri, hasta tutsak Mahmut Badur’un ailesi, demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi. Açıklamada, “Susma suça ortak olma, ölüyorlar” pankartı açıldı.
Bu haftaki açıklamada İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören ağır hasta tutsak Muhlise Karagüzel’in durumu aktarıdı. Açıklamanın Kürtçesini İHD İzmir Şube Eş Başkanı Zilan Gümüş okurken, Türkçesini İHD İzmir Şube Yöneticisi Gülay Gün Bilici okudu.
HASTALIKLARI
Karagüzel’in daha önce defalarca tutuklandığını anımsatan Gün, “Muhlise Karagüzel kalp, diyabet, hipertansiyon, astım, bel ve boyun fıtığı hastasıdır. Kan Şekeri çok yükseldiği için günde dört kez insülin iğnesi yapılmaktadır. Şeker yüksekliği gözlerine ve böbreklerine zarar vermiş olduğu için şiddetli ağrılar çekmektedir. Hastalıkları nedeniyle diyetine uygun beslenmesi gerekmesine rağmen bu ihtiyacı karşılanmamakta, bu durum sağlık sorunlarını artırmaktadır” dedi.
'YAŞAMI ZORLAŞIYOR'
Gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle Karagüzel’e defalarca göz anjiyosu yapıldığını hatırlatan Gün, “Gözlerinden ameliyat olması gereken Karagüzel cezaevi koşullarında enfeksiyon kapma riskiden dolayı ameliyat olmak istememiştir. Karagüzel, giderek ağırlaşan astım hastalığına bağlı olarak nefes almakta zorluklar yaşamaktadır. Vücudu oksijen açlığı çektiğinden gece veya gündüz uyuyamamakta, bu durum sağlığı yanında günlük yaşamını da olumsuz etkilemektedir” diye belirtti.
TAHLİYE ÇAĞRISI
Gün, cezaevinde 3 kez kalp krizi geçiren Muhlise Karagüzel'in hastanede devam eden tedavisine de dikkati çekerek, "Hastanede anjiyo yapılmış ama tıkalı damarlar açılamamıştır. Doktorlar, açık kalp ameliyatı yapılması gerektiğini söylemişler ama Güzel’in diğer hastalıkları nedeniyle ameliyatı risk taşımaktadır. Bu durum ailesine 'telefon bozuk' gerekçesi ile haber verilmesi engellenmiştir" ifadelerinde bulundu.
Gün, Karagüzel'in her an yeni bir kalp krizi, şeker koması veya astım nöbeti riski yaşayacağı kaygısını paylaşarak, tedavisi için tahliye edilmesini istedi.
ANKARA
Ankara'da ise Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi eylemlerinin 491’inci haftasında hasta tutsak Hişyar Özer’in durumuna dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube binası önünde yapılan eylem sırasında “Tedavi haktır, engellenemez. Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı açan İnisiyatif üyeleri, hasta mahpusların serbest bırakılmasını talep etti. Açıklamayı İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray çevirmen okudu.
Cezaevlerindeki ağır koşullar sebebi ile tutsakların ağır bir yaşam savaşı verdiğini dile getiren Çevirmen, İHD olarak tespit edebildikleri kadarıyla hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsağın olduğu bilgisini paylaştı.
‘ÇOCUK YAŞTA CEZAEVİNE GİRDİ’
Wan Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan 24 yaşındaki hasta tutsak Hişyar Özer’in 2016 yılında çocuk yaşta iken tutuklandığını belirten Çevirmen, Özer’in cezaevine girmeden önce astım hastası olduğunu ve hastalığının hala devam ettiğini aktardı. Çevirmen, “Hapishaneye konulduktan sonra hemoroit rahatsızlığı başlamış olup bu hastalıktan dolayı ameliyat olmuştur. Daha sonra da apandisit rahatsızlığı geçirip ameliyatı oldu. Yine cezaevinde iken bağırsak rahatsızlıkları başladı ve hızla kilo verme meydana geldi. Chron hastalığı teşhisi konuldu” dedi. Çevirmen, genel olarak ince bağırsak ve ince bağırsağın kalın bağırsak ile birleşim bölgelerinin çevresinde görülen iltihabi bir hastalık olan Chron hastalığının tam olarak tedavi edilemediğini ve çoğu zaman cerrahi müdahaleyi gerektirdiğini de ekledi.
Cezaevinde gerek beslenme ve yetersiz sağlık koşullarının Özer’in hastalığını daha da ağırlaştırdığının altını çizen Çevirmen, şunları söyledi: “27 Aralık Cumartesi günü telefon günü olmasına rağmen Özer ailesine telefon açmamış ve ailesi de pazar günü cezaevini arayarak durumunu sormuşlardır. Pazartesi günü tekrar aramalarını söylemişler ve pazartesi günü tekrar aradıklarında da hastaneye kaldırıldığı ve orada olduğu bilgisi verilmiştir. Karnından 3 delik açılmış ve torbalar takılmış vaziyettedir. Ailesinin başvurusu üzerine Savcılık tarafından 30 Ocak 2023 tarihinde süresiz olarak refakatçi izni verilmiş olup bakım desteği ailesi tarafından sağlanıyor.”
ÜÇ AYDA 26 KİLO VERDİ
Özer’in sağlık sorunları nedeniyle sadece 3-4 ay içerisinde 86 kilodan 60 kiloya düştüğünü ve sürekli olarak bakıma ihtiyacı olduğunu vurgulayan Çevirmen “Ayrıca bu hastalıktan kaynaklı olarak çok özel beslenmesi ve sürekli doktor gözetiminde olması gerekmektedir. Hapishaneye geri döndüğü takdirde oranın da koşullarından kaynaklı olarak durumu daha da kötüye gidecektir. Bu nedenle Hişyar Özer’in tahliye edilerek ailesinin yanında tedavilerine devam etmesini talep ediyoruz” dedi.