HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları, Amed, Êlih ve Colemêrg'e yaptıkları eylemlerde gözaltında kaybedilen Kemal Mübariz ve Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde 782'nci oturma eylemini gerçekleştirdi. Eylemin yapıldığı alanda kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı ve aileler, yakınlarının fotoğraflarını ellerinde taşıdı.
Bu haftaki eylemde 1 Şubat 1994 tarihinde Şirnex'ın Cizîr (Cizre) ilçesinde gözaltında zorla kaybedilen Kemal Mübariz'in akıbeti soruldu.
Mübariz'in hikayesini okuyan İHD Amed Şube Üyesi Fırat Akdeniz, şöyle devam etti: "Cizîr'de askerler, özel harekâtçılar ve polisler birlikte bir operasyon düzenler. Baskın yapılan yerlerden biri de Cizîr'de yaşayan Mübariz Ailesinin evi olur. Eve gelen silahlı 2 kişi ‘İfade vermeniz gerekiyor, sizi karakola götüreceğiz’ diyerek 29 yaşındaki Kemal ve ağabeyi Ömer'i 'Beyaz Toros'a bindirerek gözaltına alır. Nusaybin'e doğru yol alan Beyaz Toros, Turgutlu Karakolu askerlerince yapılan yol aramasında durdurulur. Mübariz Kardeşleri götüren kişiler arama yapan askerlere bir kart gösterip 'istihbarattanız' diyerek aranmadan yollarına devam eder.
AİLE TEHDİT EDİLİR
Kemal ve Ömer Mübariz, Nusaybin İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülür. Onları jandarma komutanlığına götürenler üç gün içinde 100 bin lira getirmesi ve hiç bir yere şikâyette bulunmaması durumunda kardeşi Kemal'in serbest bırakılacağını, aksi halde öldürüleceğini söyleyerek Ömer Mübariz'i serbest bırakır. Aile parayı denkleştirdikten sonra, Ömer Mübariz ve bir kardeşi parayı evde gözaltı işlemini yapan kişilerden birine teslim eder. Parayı teslim alan kişi 'Burada bekleyin, kardeşinizi getirmeye gidiyoruz' der. Ama Kemal Mübariz getirilmez ve o günden sonra kendisinden bir daha haber alınamaz. Bunun üzerine savcılığa giden aile suç duyurusunda bulunur. Ömer Mübariz bindirildikleri aracın plakasını ve faillerin eşkal bilgilerini verir. Bu şahısları görürse tanıyacağını söyler.
Aile olayla ilgili Cizre İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz ile de görüşür. Tüm kurumlara başvurur ancak hiç bir sonuç alamaz. Aile sıklıkla evlerine gelen askerler tarafından 'Bu işin peşini bırakın' diye tehdit edilir.
HUKUKİ SÜREÇ SONUÇ VERMEZ
Mübariz ailesi son olarak 25 Mart 2009 tarihinde Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurur. Kemal Mübariz kaybedilmesi ile ilgili dönemin Cizre Jandarma Komutanı Cemal Temizöz, Cizîr Belediye Başkanı aynı zamanda korucu başı Kamil Atak ve gözaltı işlemini yapan iki JİTEM mensubu hakkında suç duyurusunda bulunur. 19 Kasım 2009 tarihinde Kemal Mübariz'in kaybedilmesi ile ilgili soruşturma açılır. Ancak hukuki süreçte bir gelişme olmaz."
Kayıp yakınları bir dakikalık oturma eyleminin ardından dağıldı.
ÊLIH
İHD Êlih Şubesi ve kayıp yakınları da, eylemlerinin 618'incisini Gülistan Caddesi üzerinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde yaptı. Kayıpların fotoğrafları ile "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açılan eylemde konuşan İHD Şube Yöneticisi Rezan Baytar 20 Şubat 1994 tarihinde İstanbul Bakırköy ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın hikayesini anlattı.
Cüneyt Aydınlar' 90’ların başında Amed’deki ailesinin yanından üniversite eğitimi için İstanbul’a geldiğini hatırlatan Baytar, "İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 3. sınıf öğrencisiydi. 20 Şubat 1994 tarihinde bir arkadaşı ile buluşmak için Bakırköy/İncirli’de bulunan Ömür Durağına gitti. Burada Terörle Mücadele polisleri tarafından bir operasyon kapsamında gözaltına alındı. Bu operasyonda gözaltına alınan 14 kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. 7 gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı.
28 Şubat 1994 günü akşam saatlerinde, Terörle Mücadele Şubesinde görevli polisler Cüneyt’i Beyoğlu Çukurcuma Kadirler Yokuşu’na getirdi. Mahalle sakinleri 30 kadar polis eşliğinde elleri kelepçeli olarak getirilen Cüneyt’in kanlar içinde olduğunu, bir bacağının kırık olduğunu ve ayakta duramadığını gördüler.
Mahalle sakinlerinin 'yürüyemez halde' olduğunu söyledikleri Cüneyt’in yer gösterme esnasında 'Dur' ihtarına uymayarak kaçtığına ve arkasından koşmalarına rağmen yakalanamayıp firar ettiğine dair bir tutanak düzenlendi" diye konuştu.
AĞIR İŞKENCE GÖRDÜ
Aydınlar ile birlikte gözaltında tutulan 14 kişinin tutuklanıp cezaevine gönderildiğini kaydeden Baytar şöyle devam etti: "Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve onu 2 Mart 1994 tarihine kadar gözaltında gördüklerini söylediler. Ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde, kendisine 'Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun!' diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini açıkladılar.
Cumhuriyet Savcısı olayı soruşturmak yerine polisin firar senaryosunu esas alarak Cüneyt hakkında yakalama kararı çıkardı. Hâkim, polislerin ifadelerini esas alarak haklarında beraat kararı verdi. Zamanaşımını gerekçe gösterip şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı verildi."
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.
COLEMÊRG
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 108’inci haftasında Gever ilçesi Sanat Sokağı’nda buluştu. Eyleme Barış Anneleri, DEM Parti ve DBP yöneticileri katıldı. Eylemde, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” yazılı pankart ve gözaltında kaybedilen, katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Açıklama metnini İHD Şube yöneticisi Eren Baskın okudu.
Bajêrge (Esendere) Beldesine bağlı Çilikê köyüne gittiği esnada, yol kontrolü yapan askerlerce alıkonulan ve boyun ve sırt bölgesinde kırıklar olduğu ve eliyle ayaklarına enerji verilme sureti ile ağır işkenceye maruz bırakılarak katledilen Mehmet Işık’ın akıbeti soruldu.
‘ADALET MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK’
“Hesap sorulabilirliğin olmaması, devlet görevlilerinin cezalandırılma korkusu olmadan yurttaşa karşı suç işleme konusunda kendilerini serbest hissetmelerine neden oldu” diyen Baskın, 108 haftadır cezasızlığa karşı, hukukun üstünlüğü ve adaleti savunmak için alanlarda olduklarını söyledi. Baskın, “Devlet silahlı kuvvetleri içine kümelenmiş gayri hukuki yapılar yıllarca insanlarımız üzerinde büyük baskılar kurdu. Hukuksuz ve insanlık dışı muamele gören yurttaşlara yapılan işkenceler aslında tüm insanlığa yapılıyordu. Bizler yapılan bu yanlış ve vahşi uygulamalara karşı bu gün buradan bir daha sesimizi yükseltiyoruz; adil bir yaşam ancak geçmiş ile yüzleşmek ile var olacaktır. Bizler insanlık onurunu karanlık dehlizlerde kaybetmemek için bu gün burada toplandık. Mehmet Işık ve tüm katledilenler için adalet mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.