İZMİR - PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için 3 günlük açlık grevine giren ESP yöneticileri, “Barışı getirecek kişi Öcalan'dır” diyerek, Qers ve Wan'dan başlatılan "Büyük Özgürlük Yürüyüşü"nü selamladı, sahiplenme çağrısında bulundu.
İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik AKP-MHP iktidarı eliyle uygulanan tecrit, Kürt halkına savaş, Türkiye halklarına ise yoksulluk ve baskı olarak geri dönüyor. Bu tecride karşı ise Kürdistan ve Türkiye ile birlikte dünyanın birçok noktasında itirazlar yükseliyor.
27 Kasım'da cezaevlerindeki siyasi tutsaklarca başlatılan dönüşümlü açlık grevi ile birlikte dışarıda tutsak yakınları tarafından sürdürülen Adalet Nöbetleri’nin ardından Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) öncülüğünde 1 Şubat'tan itibaren Qars ve Wan olmak üzere iki koldan 'Büyük Özgürlük Yürüyüşü' ile Öcalan’ın özgürlüğü talep edildi.
Başlatılan bu yürüyüşte yer alanların, ulaştıkları her kent ve ilçede haykırmayı sürdürdükleri bu talebe Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olan sol, sosyalist kurumlar da destek var.
İstanbul ve Ankara'da yapılan açlık grevlerinin ardından İzmir'de de Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) tarafından 31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında 3 günlük açlık grevine girildi.
ÇEPNİ: FAŞİZMİN BESLENDİĞİ YER, KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ
ESP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Murat Çepni, PKK Lideri Öcalan üzerinde derinleştirilen tecride ilişkin "İmralı'da 3 yıldır mutlak bir iletişimsizlik var. Kürt sorununun kendisi bütün sorunların başat sorunu olarak ortada duruyor” dedi.
Kürt sorunu çözülemediğinde bunun beslediği birçok sorundan kurtulmanın mümkün olmadığını söyleyen Çepni, “Faşizmin beslendiği yer, Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür ve tecrit de burada temel bir mesele. Kürt halkının tek muhatap olarak belirttiği bir önderden bahsediyoruz. Onun tecrit altında tutulması savaş politikalarının devamı anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
'ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ SAHİPLENİLMELİ'
Murat Çepni, savaş politikasına son vermek için ise, Kürt halkının ulusal özgürlük mücadelesi ile sosyalistlerin emek ve özgürlük mücadelesinin birleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Çepni, "Bu anlamıyla 1 Şubat'ta Kürt siyasi kurumlarının başlattığı Özgürlük Yürüyüşü sahiplenilmesi ve yayılması gerekir. Kuşkusuz bu, mücadelenin son aşaması değildir. Bu konuda her birimize düşen görev bu talepleri tüm Türkiye halklarına yaymak, işçi sınıfının gündemine taşımaktır. Cezaevleri sadece Kürtleri ve devrimcileri ilgilendiren bir konu değildir. Biz 3 günlük bir dayanışma için açlık grevi eylemi yaptık. Bu son olmayacaktır. Yürüyüşe başlayan arkadaşlarımızın mücadelesini selamlıyoruz ve tüm demokrasi güçlerine bu mücadeleyi sahiplenme çağrısı yapıyoruz" diye konuştu.
‘BARIŞI GETİRECEK KİŞİ ÖCALAN'DIR’
3 günlük açlık grevine giren isimlerden biri olan ESP İzmir İl Örgütü Yöneticisi Hızır Ali Kılıç da cezaevlerinde 69 gündür süren açlık grevine işaret etti.
Kılıç, "Bu direniş hasta tutsakların tekli hücrelere atılmasına, temel ihtiyaçlarının karşılanmamasına, en önemlisi de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride karşı başladı. Kürt halkının sorunlarını bitirecek, barışı getirecek kişi Öcalan'dır. Kürdistan'da iki koldan başlatılan Özgürlük Yürüyüşü var. Başlatılan bu yürüyüşü ESP olarak selamlıyoruz ve dayanışmayı büyütmek için mücadeleye çağırıyoruz" dedi.