HATAY - Depremin yerle bir ettiği Hatay’da, tarımsal alanlar bir bir rezerv alanı ilan ediliyor. Plan değişikliklerinin ranta dayalı olduğunu söyleyen Mimar Ercüment Kimyon, AKP ile CHP'nin ise "suçun ortak paydası" olduğunu ifade etti.
Mereş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen 7.8 ve 7.5 şiddetindeki depremlerde yerle bir olan Hatay’da, tarım arazileri bir bir imar rantına kurban ediliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın TOKİ üzerinden resen ilan ettiği rezerv yapı alanlarının dışında Büyükşehir Belediyesi Meclis’i de aldığı tartışmalı kararlarla kenti müteahhitlere peşkeş çekiyor.
Depremlerde 89 bin 25 binanın kullanılamaz hale geldiği kentte, zeytinlik ve tarım alanları yanı sıra su kaynaklarına da zarar veren kararlar peş peşe alınıyor. Emek ve Haraparası mahalleleri arasındaki 8 mahalle ile yer yer sağlam kalmış binaların da rezerv alan ilan edilmesi, rantta sınır tanınmadığı tartışmalarına yol açtı.
Mimar ve İskenderun Belediyesi Meclisi eski üyesi Ercüment Kimyon, söz konusu politikaların altında AKP ve CHP’nin ortak imzası olduğunu söyledi.
TARIM TOPRAĞI İMARA AÇILDI
Kentte riskli alanlara ilişkin yapılan imar planlarının iptali için açtıkları davalar olduğunu ve bu davalardan bir kısmının da zeytinlik alanlarını kapsadığını hatırlatan Kimyon, “Antakya Belediyesi sınırlarında yüzlerce, binlerce kaçak yapılaşmaya göz yumuldu. Bunlar depremdeki can ve mal kayıplarının baş sebeplerinden biri. Biz önce bir plan disiplininin olmasını, planlama ilkelerinin bilimsel olarak karşılığını bulmasını istedik. Ancak belediyeler buraları bir rant aracı olarak gördü. Belediye Meclisi gündemlerinin yüzde 95’i imar plan değişiklikleri. Her imar plan değişikliği aslında bir rant kararıdır. Bu rant kararları da bilimsel olmayan talimatlarla elde edilmiş sonuçlardır” dedi.
AMİK GÖLÜ YATAĞINA HASTANE
AKP’nin barınma sorununu "yapsatçı müteahhitlere ve rantçı çevrelere temsil etmesi" sonucunda altyapısı, sosyal donatı alanı olmayan, nüfus projeksiyonlarına uymayan “obez kent büyümelerinin” ortaya çıktığını vurgulayan Kimyon, "obez kente" yeni alanlar açmak için düz ve alüvyonlu tarım arazilerine yöneldiklerini söyledi. Kimyon, “Amik Gölü’nün yataklarından biri olan alüvyonlu zeminde Güneydoğu’dan gelen fay hattının o bölgeden geçtiği bilinmesine rağmen buralara stadyum, araştırma hastanesi, adli tıp merkezi gibi kamu yatırımları yaparak bu bölgedeki mülkiyetin ranta dönüşmesini sağlamak için müdahaleler yapıldı. Depremde bu yanlış kararların bedeli ödendi. Buradaki inşaatların önemli bir kısmı yıkıldı. Bunların içinde Ekinciler bölgesindeki yüksek katlı, imar rantı yaratan, adı rezidans olan yapılarla insanlar mezarlarını satın almaya başladılar" diye konuştu.
'İMAR BARIŞI VE RANT'
Deprem uyarılarının yapıldığı bölgede, yerel idarecileri tedbir alma noktasında uyardığını sözlerine ekleyen Kimyon, bu uyarılarına kulak verilmediğini ifade etti. "Devletin hantal yapısı" ve AKP’nin rant politikalarının bunda etkili olduğunu söyleyen Kimyon, “Anayasa’nın amir hükümlerinde aflar 3'te 2 çoğunlukla geçmesi gereken kararlar olduğu için bunu sağlayamayan iktidar 2018’deki yasaya af demedi, ‘barış’ dedi ve kendisine kaynak yaratacağı bir yapı haline getirdi. Yine acele kararlarla kötü zeminli yerlerde toplu konutlar yapıldığını görüyoruz. Hızlı inşaat yapımı nedeniyle inşaatların hangi noktada denetlendiği konusunda şüphelerimiz var. Bütün yapıların ciddi bir denetimden geçmesi, yapıların bulunduğu bölgelerin yeniden incelenmesi gerekiyor. Mikrobölgeleme etüt raporlarının alınmaması sonucunda imar plan kararlarıyla bu bölgelerde yapılaşma kararları, yüksek katlı yapılara izin verildi. Yaşanan kayıpların büyük bir kısmı bundan kaynaklandı” diye belirtti.
‘AKP VE CHP SUÇ ORTAĞI’
CHP’nin yönetiminde olan Büyükşehir Belediyesi Meclisinin gündemi yüzde 95 imar değişikliği olduğunu kaydeden Kimyon, kararların ise AKP’li üyelerle birlikte ya oy çokluğu ya da oy birliği ile alındığını dile getirdi. AKP ve CHP'nin "suçun ortak paydası" olduğunu sözlerine ekleyen Kimyon, belediye başkanının veto yetkisini doğru kullanmadığını ve kentleşme politikasını kaygıyla izlediğini ifade etti.
‘RİSKLİ BÖLGELERDE PLAN KARARI ALINIYOR’
Kentte belirlenen rezerv alanlarına tepki gösteren Kimyon, devletin bu yolla planlama ve yapım tekniklerini elinde tutmayı hedefleyen politik bir tercih yaptığına dikkati çekti. Rezerv alanındaki mülkiyet haklarına dair açık bir politikanın sergilenmediğini dile getiren Kimyon, şunları söyledi: “Asi Nehri’nin doğusu riskli alan, batısı da rezerv alan olarak ilan edildi. Hala jeolojik durumu riskli alanlarda mikrobölgeleme raporları olmadan yeni plan kararları alınıyor. Biz bunların çok sakıncalı olduğunu söylüyoruz. Bir gün ‘Asi Nehri’nden 250 metre uzaklaşana kadar buralara yapılaşmaya açmayacağız’ diyorlar, bir bakıyoruz 50 metreye inmiş oluyor. Yapılacak işler ve söylemlerin çelişmesi de toplumu tedirgin ediyor.”
Hatay'ın özel ilgi isteyen bir kent haline geldiğini belirten Kimyon, merkezi idarenin altyapı ve üst yapıya önemli kaynaklar ayrılması gerektiğini anımsattı. Kent için özel bir kanun çıkarılması gerektiğinin altını çizen Kimyon, ekonomik olarak kaynak aktarılması gerektiğini söyledi.
MA / Yüsra Batıhan