İZMİR - ESP İzmir İl Örgütü’nün PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlattığı açlık grevi 3'üncü gününde yapılan basın toplantısı ile son bulurken, mücadelenin devam edeceği belirtilerek, Özgürlük Yürüyüşü selamlandı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Örgütü tarafından, cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlatılan açlık grevi 3'üncü gününde il binasında yapılan basın toplantısı ile son buldu. Açlık grevinin son gününde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir il örgütü, Adalet Nöbeti tutan Barış Anneleri, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) ziyaret etti.
Nöbette konuşan ANYAKAY-DER Eş Başkanı Mikail Atan, yıllardır yürütülen tecrit ve savaş politikalarının çözümsüzlüğü derinleştirdiğini vurguladı. Çözümün adresi olan Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin savaşta ısrar anlamına geldiğini belirten Atan, "Bu durum Kürt sorununun demokratik çözümünün istememesinden kaynaklıdır. Tecrit bir insanlık suçudur ve Türkiye devletinin imzaladığı insan hakları anlaşmalarına aykırı bir tutumdur. Buna karşı ötekileştirilenlerin tamamı bir duruş içindedir. Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerinin taleplerinin karşılanması noktasında Kürdistan'da iki koldan yürüyüş başlatıldı. Kürdistan'da başlayan yürüyüş ile birlikte tüm kentlerde halkın bu sürece dahil edilmeli. Bu anlamda sizlerin başlattığı açlık grevi anlamlıdır. Umarım bu faşist zihniyet bu eylemleri görür ve tecridin son bulması noktasında adım atar. Savaşın dayatılması ekonomik kriz getirdi ve tüm halklar mağdur oldu. Bunun içinde önümüzdeki yerel seçimlerde halk bunu görmeli ve AKP-MHP zihniyetine bir ders vermeli" diye konuştu.
CEZAEVLERİNDEKİ GREVLER
Ardından yapılan basın toplantısında konuşan ESP İzmir İl Örgütü Yöneticisi Hızır Ali Kılıç ise cezaevlerinin, kapitalist sistemin, toplumu esir alma, hegemonya kurma kurumları olduğunu vurguladı. Tutsakların ise bu saldırılara karşı her zaman direndiğini belirten Kılıç, "AKP-MHP faşist koalisyonunun yönetme biçimi yeni cezaevleri açmaktır. R, S ve Y tipi cezaevleri yeni saldırı konseptleridir. İktidarın beslendiği siyaset; halklara, emekçilere yıkım, sermayeye rant siyasetidir. Kürt sorunu bu coğrafyanın başat sorunudur. Sermaye devleti çözümsüzlükten beslenmektedir. Emekçi sınıflar ırkçı, milliyetçi, dinci siyasetle esir alınmaktadır. Kürt düşmanlığı tüm kirli politikaların örtüsü haline getirilmiş durumdadır. Demokrasi ve özgürlüğün kazanılması ancak faşizmin yıkılması ile mümkündür. Bu zorunluluk bulunduğumuz coğrafya açısından somut bir gerçektir" dedi.
MÜCADELE ÇAĞRISI
Kürt sorunun mücadelenin merkezi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çözümün asli muhatabı olduğunu söyleyen Kılıç, "Öcalan 25 yıldır tecrit koşullarında tutsaktır ve 3 yıldır da dışarıyla tümden iletişimsizlik halindedir. Tecrit çözümsüzlüktür, tecrit insan hakları ihlalidir, tecrit savaştır, işgaldir, hukuksuzluktur. Tecrit, tüm emekçi halklar için açlıktır, yoksulluktur, hırsızlıktır, çete düzenidir. Tecrite, işkenceye, hak gasplarına, keyfi infaz yakmalara karşı mücadele kesintisiz sürüyor, sürmelidir. Dün, Van ve Kars'tan başlatılan 'Özgürlük Yürüyüşü'nü selamlıyoruz. Bu yürüyüş, Kürt halkının kendi iradesine sahip çıkmasıdır. Ezilenlerin Sosyalist Partisi olarak özgürlük eylemlerini selamlıyoruz. Bulunduğumuz her yerde bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Tüm kamuoyunu duyarlı olmaya, bu onurlu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.