İSTANBUL - Direnişlerini çalıştıkları firmanın İstanbul’daki merkezi önünü taşıyan Özak Tekstil işçileri, haklarını almakta kararlı olduklarını dile getirip, “Hep birlikte olalım, birlikte kazanalım” diye seslendikleri emekçileri dayanışmaya davet etti.
Riha’daki Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) faaliyet gösteren Özak Tekstil fabrikası işçileri kıdem tazminatlarının ödenmemesi ve sendikal haklarını kullanmalarının engellenmesi üzerine 28 Kasım 2023'te grev başlattı. Çalıştıkları fabrika binası önündeki eylemleri sırasında asker, polis ve müftülük işbirliğiyle defalarca püskürtülmeye çalışılan grevdeki işçiler, direnişlerinin 58 gününde eylemlerini Özak Holding’in İstanbul Zeytinburnu'nda bulunan merkezi önüne taşıdı.
Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) öncülüğünde örgütlenen Özak Tekstil işçileri, direnişlerinin 68’inci gününde MA’ya konuştu.
SENDİKA İŞÇİYİ DEĞİL, İŞVERENİ SAVUNDU
Direnişteki işçilerden Halil Kara, daha önce üyesi oldukları Tüm Dokuma, İplik, Trikotaj ve Giyim Sanayii İşçileri Sendikası’nın (Öz İplik-İş) kendileri yerine işvereni savunduğunu dile getirdi.
İşverenin üye olmalarını dayattığı Öz İplik-İş’in hiçbir haklarını savunmadığını söyleyen Kara, “O sendika patrondan yana olduğu için bizde BİRTEK-SEN’e geçmeye karar verdik. Geçtikten sonra bir arkadaşımızı işten çıkardılar. Daha sonra biz de toplu olarak işi bırakma kararı aldık. Bizim hiçbir hakkımız tanınmadı. İçerideki sendika bizden biri işten çıkarıldığında hakkımızı savunmuyordu veyahut yemekle ilgili bir sorun çıktığında bir çözüm üretmiyordu. İşçinin, emekçinin yanında olması gereken sendika, patronun yanında duruyordu. Bu yüzden de bu sendikadan çıktık” diye belirtti.
68’inci güne uluşan eylemlerini sürdürmekti kararlı olduklarını ifade eden Kara, işten çıkarılan arkadaşlarının geri alınması ve örgütlendikleri BİRTEK-SEN’in işverence tanınmasını talep ettiklerini kaydetti.
SORGU ODALARI KURULDU
Öz İplik-İş’i “sarı sendika” olarak tanımlayan direnişteki işçilerden Seher Gülen de, sendika yöneticilerinin kendilerine patron gibi davrandıklarını dile getirdi. Özak Tekstil yöneticilerinin ise işçi düşmanı olduğunu söyleyen Gülen, “Biz işçiler, Özak Tekstil’de sadece bir değil, binlerce sorunla karşı karşıya kaldık. Bunun üzerine sendika değişikliği yaptığımızda daha çok baskı, mobbing, sözlü hakaretlere maruz kaldık. BİRTEK-SEN’e geçtiğimiz için sorgu odaları kuruldu” ifadelerini kullandı.
‘YETKİLİLERİN PATRONDAN FARKI YOK’
Direnişe başladıktan sonra haklı oldukları bilinmesine rağmen Özak Tekstil patronunun emriyle sert müdahalelerle karşı karşıya kaldıklarını anlatan Gülen, “Bu aşamalarda yanımızda bir valinin, belediye başkanının olmadığını gördük. Kısacası Riha’da yetkili kim varsa hepsinin Özak patronundan farkı yoktur. Direnişimizi İstanbul’da bulunan Özak Holding önüne taşıdık ve hakkımızı almayana kadar buradan ayrılmayacağız” dedi.
Taleplerinin açık ve net olduğunu vurgulayan Gülen, “Hep birlikte olalım, birlikte kazanalım” diyerek seslendiği tüm işçi ve emekçileri kendileriyle dayanışmaya davet etti.