QERS - Abdullah Öcalan’ın 1976'da çıktığı Doğu turunu başlattığı Qers, 48 yıl sonra Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün ilk durağı oldu. Yürüyüşçülerden Ömer Öcalan, “Qers Kalesi'nin dili olsa da o gün atılan özgürlük tohumlarıyla Kürt halkının nasıl filizlendiğini anlatsa” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 1976 yılında çıkıp birkaç kenti kapsayan Doğu turunun ilk toplantısı 40 kişinin katılımıyla Qers Kalesi’nde yapıldı. Günler süren hazırlıkların ardından yapılan toplantıya Qers ve Erdexan’da yaşayan çok sayıda kişi katılıp, Öcalan’ı dinledi. Bu toplantının ardından geçtiği Dîgor ilçesinde de bir halk toplantısı gerçekleştiren Öcalan, ardından Agirî’nin Bazîd (Doğu Beyazıt) ilçesine geçmişti.
Bir tanık o günleri şöyle anlatıyor: “Arkadaşlar kendisini alıp Selim Otel’e götürmüşlerdi. Sabah saatlerinde kaleye çıkıyorlar ve orada 40 kişi ile toplantı yapıyorlar. Akif Yılmaz gibi birçok önemli kişi de katılıyor o toplantıya. O toplantının hemen ardından Digor’a geçiyorlar. Orada bulunan çayırda toplantı yapıyorlar. O gece Digor’da bir öğrenci evinde kalıyorlar. İki gün kalıyor orada. Digor’un bulunduğu konum itibariyle kentsel olarak gelişemeyeceğini söylüyorlar. Digor’un tepe bölgesine taşınması gerektiğini anlatıyor. Orada ‘Bir gün bu dağlar özgürleşecek’ diyor. Ardından Bazîd’e geçiyor. Haki Karer vurulduktan sonra tur orada bitiyor.”
‘AYAĞININ DEĞDİĞİ HER YERDE MÜTHİŞ BİR BAĞLILIK FİLİZLENİYOR’
Qers’teki toplantıda konuşulanları da anlatan tanık, “O dönem birçok Kurdi yapı vardı. Birçoğunun temsilcisini aslında o toplantıda buluşturdu. Toplantıya katılan tüm bu Kurdi yapıların temsilcilerini ulusal kurtuluş hareketine kattığını daha sonra öğrendik. Yani doğu turunda gittiği her yerde halkı çok önemli oranda örgütlemişti. Bugün sözünü ettiğimiz kent ve ilçelerin bu kadar bağlı olmasının nedeni Sayın Öcalan’ın o dönem attığı tohumdur. Düşünsenize Digor’da MHP kökenliler bile bir süre sonra hareketin içerisinde yer aldılar. Gittiği her yerde müthiş bir örgütlenme ve dönüş yaşandı. Ayağının değdiği yerler büyük bir bağlılık tohumlarının ekildiği yerler olarak devam ediyor. O toplantıda kalenin girişlerine nöbetçiler bırakılıyor ve bu şekilde güvenlik sağlanıyor. Sıra taşlar var orada, onun üzerine oturup konuşma yaptı” diye belirtti.
QERS KALESİNDE 48 YIL SONRA AYNI DUYGU…
Tam 48 yıl önce yapılan toplantıda Kürt halkının özgürlük taleplerini dile getiren ve ulusal kurtuluş mücadelesinin temellerini atan Öcalan için bugün aynı kentte “Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle “Büyük Özgürlük Yürüyüşü”nün startı verildi.
PKK Lider Abdullah Öcalan’ın o gün attığı özgürlük tohumlarının nasıl boy verdiğini ise yeğeni olan ve yürüyüşte yer alan isimlerden biri olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan anlattı.
Qers Kalesi’nde durup o günü hatırlamanın yoğun duygular yüklediği Ömer Öcalan, bunları “Burada duygulanmamak elde değil. Zulüm altında olan Kürt halkı birçok kez katliamlar ile karşı karşıya kaldı. Bu halkın çocukları zulme karşı bir araya gelerek ne yapabileceklerini konuştular. Sayıları çok değildi, büyük bir aşiretleri yoktu. Onlar beglerin (ağaların) çocukları değildi, bu halkın çocuklarıydı. Evet, Qers Kalesi’nin eteklerindeyiz. Burada herkes bir tarihten bahsediyor. Sayın Öcalan, Serhad Kurdistanı’nı dolaşmaya geldiğinde bu kalede birçok insan ile toplantı yapmış. Mücadeleyi büyütmek için burada birçok kişiyi ikna etmiş. Üzerinden çok yıl geçti, geçmişte yok olmaya yüz tutmuş Kürtler bugün milyonlara ulaştı” sözleriyle dile getirdi.
‘BURADA BİR İRADENİN FİLİZLERİ ATILDI’
Kürt halkının büyük bir direnişle o günlerden bu günlere geldiğini ifade eden Öcalan, “Burada bir iradenin filizleri atıldı. Bunu atan Sayın Öcalan şuan büyük bir tecrit ile karşı karşıya. Bu tecridi kırmak için DEM Parti öncülüğünde bir eylem başlattık. Bizim isteğimiz imtiyazlar sağlanması değil, var olan hakların tanınması. Kürtlerin Kurdistan’da yaşama hakkı var diyoruz. Sayın Öcalan’ın bir halk önderi olarak kendi halkı ile bir araya gelme hakkı var. 35 aydır hiçbir haber alınabilmiş değil. Büyük bedeller ödendi. Devletin tecridi ağırlaştırmasının nedeni, oradan çıkacak bir kıvılcımın nelere yol açacağını bilmesi. Kürtlerin sesi İmralı’da. İmralı’dan bir ses çıkarsa demokratik siyaset nefes alır, bütün Kürtlere moral ve motivasyon olur. Kürtler, Sayın Öcalan’ın kendi rol ve misyonunu oynaması için özgür kalmasını talep ediyor” dedi.
‘QERS KALESİ BU MÜCADELENİN NE ŞARTLAR ALTINDA BÜYÜDÜĞÜNE ŞAHİTTİR’
Yüzyıl boyunca Kürtlerin büyük acılar yaşadığını ama mücadeleden vazgeçmediklerini vurgulayan Öcalan, şunları ekledi: “Acılar yaşanan bir yüzyıl geride kaldı. Bir yüz yılın daha acılar içinde geçmesine izin vermememiz gerek. Bu topraklarda hep birlikte, özgür bir şekilde yaşamak istiyoruz. Her halkın önderleri var, Kürt halkı da önder olarak Sayın Öcalan’ı görüyor. Kürt meselesinin demokratik yolla çözülmesini istiyorlar. Devlet ise Kürtleri, İmralı şahsında boğmak istiyor. Tarih ve Qers Kalesi bu mücadelenin ne şartlar altında büyüdüğüne şahittir. Ankara’da başladılar, bu kalede devam ettiler yolculuklarına, Dîgor, Bazîd’e geçtiler ve saatlerce konuşup çok kişiyi ikna ettiler. Paramiliter güçler Dîlok’ta Haki Karer’i şehit ettikleri için Sayın Öcalan ve arkadaşların gezisi yarıda kalıyor. Sayın Öcalan’ın gittiği kentlerin hepsinde bir maneviyat, devrimci bir ruh yaratıldı. Burada özgürlük mücadelesinin ilk tohumları atıldı. Qers halkı, yurtsever bir halk. Burada birçok halk bir arada yaşıyor. Bu halkların bu süreçte rol ve misyonlarını oynaması gerek. Yanı başımızda Akif Yılmaz’ın memleketi Erdexan var. Mücadele başladığından en değerli varlıklarını canlarını verdiler. Bunu bize tarih söylüyor. Bu kalenin dili olsaydı Kurdistan tarihini anlatırdı.”
‘YENİ YAŞAM ÖCALAN’IN PARADİGMASINDA SAKLI’
Başlattıkları Büyük Özgürlük Yürüyüşü ile yol boyunca Öcalan’ın özgürlüğünü talep edeceklerini söyleyen Öcalan, “Agirî Dağı’nda Kürtleri bitirdik, ‘Hayali Kurdistan burada meftundur’ diyenler, milyonlarca insanın iradelerine nasıl sahip çıktıklarına baksınlar. 1-15 Şubat arasında Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Bu yürüyüşün Qers’ten başlaması bu açından önemliydi. Dîgor, Tuzluca, Îdir’a geçeceğiz ve yolumuz uzun. Bu halk iradesine sahip çıkacak. Bunu rahatlıkla söylüyoruz; istediklerimiz meşru şeyler. Hep birlikte demokratik bir sistem yaratabiliriz. Orta Doğu’nun aradığı yeni yaşam, Sayın Öcalan’ın paradigmasında saklı. Bunu artık açığa çıkarmamız gerek. Demokratik Modernite’yi Kurdistan ve bütün Orta Doğu’da hayata geçirmemizin zamanı geldi. On yıllardır akan kanın önünü ancak bu şekilde kapatabiliriz” dedi.
MA / Adnan Bilen – Emrullah Acar