HATAY - Eğitim Sen Hatay Şubesi Sekreteri Suna Kadayıfçı, bir yıl geçmesine rağmen öğrencilere dönük psikolojik destek sağlanmadığını, geriye dönük eğitim hizmeti verilmediğini, barınma ve ulaşım sorunlarının çözülmediğini söyledi.
Mereş merkezli depremlerde en çok yıkım alan kentlerden biri olan Hatay’da eğitime dair sorunlar, aradan geçen bir yıla rağmen devam ediyor. Dönemin Milli Eğitim Bakanı (MEB) Mahmut Özer, depremin hemen ardından 11 ilde eğitim ve öğretime 1 Mart’a kadar ara verildiğini, 71 ilde ise eğitim ve öğretimin devam edeceğini açıklamıştı. Eğitim, Hatay’da 27 Mart 2023’te yeniden başladı. Bakan Özer, 24 Nisan’da Hatay’daki tüm okulların açıldığını belirtse de CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın elde ettiği veriler, 622 okuldan yalnızca 111 tanesinin açıldığı yönündeydi.
Kara’nın açıkladığı verilere göre; Antakya’da 265 okuldan 27’si, Defne’de 155 okuldan 40’ı Samandağ’da 90 okuldan 21'i, Kırıkhan’da 112 okuldan 23’ü açıldı. Hatay’da birçok okul konteynerde eğitim verirken, söz konusu durum sorunları da beraberinde getirdi. MEB ise, güvensiz okul yollarına, konteyner şartlarında sürdürülen eğitime, çocukların yaşadığı travmalara dair çözüm üretmekte yetersiz kaldı.
Depremin yıldönümünde Hatay’daki eğitim sorununu eğitimciler ve velilerle konuştuk.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Hatay Şube Eğitim Sekreteri Sunay Kadayıfçı, depremin ardından eğitimdeki sorunları sıraladı. Fiziksel olarak hala birçok sorunun giderilmediğini belirten Kadayıfçı, hasarlı okulların hala onarılmadığını kaydetti. Kadayıfçı, “Birçok okulun öğrencileri konteynırlarda eğitim yapmak durumunda. Konteynerlerin kendi özelliklerinden dolayı sağlıklı bir eğitim verilemiyor” dedi.
TRAVMAYA KARŞI PİSİKOLOJİK DESTEK YOK
Depremi yaşayan çocukların başta psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekleyen Kadayıfçı, "Eğitim, öğretim konusunda çocuklarımıza yeteri kadar kazanım veremiyoruz çünkü yaşadıkları sorunlardan dolayı konuları yeterince algılayamıyorlar. Konteynırlarda, hala çadırlarda yaşayan öğrencilerimiz var. Bir ailede birkaç kardeş öğrenci olunca da çalışma ortamı bulamıyorlar" diye belirtti.
EŞİT OLMAYAN ŞARTLARDA SINAVA GİRECEKLER
Konteynerde ve çadırda çalışma ortamı olmayan çocukların Türkiye'deki bütün öğrencilerle birlikte MEB tarafından düzenlenen ortak sınava tabi tutulduğuna dikkat çeken Kadayıfçı, bu durumun “fırsat eşitsizliğini” yaratığını dile getirdi. Söz konusu durumun öğrencilerin motivasyonunu olumsuz etkilediğini belirten Kadayıfçı, “Ortak sınavlarda fırsat eşitliğinin gözetilmesi gerektiğine dair MEB’e çağrıda bulunduk ama burada eğitim gayet normalmiş gibi hareket ediliyor. Diğer illerdeki şartlara maruz kalıyoruz ama buradaki şartlar çok sorunlu. Çalışma ortamı olmayan, eğitimi yeteri kadar görmeyen bir çocuğun ortak sınavlara girdiği zaman ne kadar başarı sağlayacağı meçhul” diye konuştu.
'ÖĞRETMENLER OLULLARA ULAŞAMIYOR'
Kadayıfçı, deprem bölgesindeki çocuklara bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti. MEB’in deprem bölgesinde verdiği hizmetlerde sendikalara danışmadığı gibi, sendikaların dile getirdiği sorunları da çözmediğine işaret eden Kadayıfçı, “MEB, öğretmenlere konteyner sağlamakta bile yetersiz kaldı. Ulaşım hala ciddi bir problem. Konteyner kentlerin çoğu merkezden uzağa yapıldığı için öğretmenlerimiz özel araç yoksa okullara ulaşamıyor. Hasarlı okulları belirleyip MEB’e bildirdik, eğitim öğretime kazandırılması konusunda ısrarcı olduk ancak herhangi bir dönüş olmadı. Hasarlı okullar hala bütçe eksikliğinden dolayı bekletiliyor. Ulaşım desteğini de sağlayamayacaklarını belirttiler. MEB, Hatay’da sınıfta kaldı" ifadelerini kullandı.
OKUL YOLU ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİ
Depremzede Gülize İnce
Biri 6, diğeri 10 yaşında iki çocuğu olan depremzede Gülize İnce, depremin ardından Antalya’ya gittiklerini ve bir süre burada kaldıklarını belirtti. Hatay’a döndükten sonra çocuklara geriye dönük bir eğitim verilmediğini belirten İnce, konteynerlerin ise merkeze uzak yerlere kurulmasının mağduriyetlere neden olduğunu söyledi.
Kentte, dershane ve etüt gibi merkezlerin olmamasından çocukların müfredatın gerisinde kaldığını kaydeden İnce, çocukların sorunlarına şu sözlerle dikkat çekti: “Ben hala servis bulamıyorum. Bunun için de küçük çocuğumu ayda 3 veya 4 kere anasınıfına götürebiliyorum. Yollar çok kötü, hala kepçeler, kamyonlar çalışıyor. Arabalar çukurlardan kaçmak için yol kenarlarından gidiyor, yayalar yürüyemiyor. Yürüdüğünüzde de tehlikeler ile karşı karşıyasınız. Yıkılmayan binaların çatısında düşebilecek sarkık eşyalar var. Çocuğunuzu tek başına okula göndermeniz mümkün değil. Çadırda çocuğun çalışma koşulu yoktu. Biz kendimize bile alan açamıyorduk. Burada hiçbir şey normalleşmedi. Biz herkesin istediği gibi normal bir hayat istiyoruz.”
MA / Yüsra Batıhan