HABER MERKEZİ - Türkiye'nin "gir, temizle, kal" stratejisinin çökmesinden kaynaklı yeni ittifak arayışlarına girdiğini belirten gazeteci Aziz Köylüoğlu, "Bu planları uygulamak için tek başına KDP yetmiyor. O yüzden İran, Irak ve Suriye'yi yanına çekmeye çalışacak" dedi.
Irak ve Federe Kurdistan Bölgesi'nde görüşme trafiği arttı. Türkiye'nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik saldırılarının sürdüğü ve Kerkük'te yeni idarenin belirleneceği bir süreçte Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve beraberindeki heyet, Irak'ta bir dizi temaslarda bulundu. Kalın, Irak Cumhurbaşkanı Latif Reşid ile yapılan görüşme sonrası KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile Hewlêr'de bir araya geldi. Her iki görüşmede de hem saldırıların hem de Kerkük konusunun gündeme geldiği belirtiliyor.
Öte yandan Türkiye'nin İran trafiğinde de yoğunluk yaşanıyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 24 Ocak'ta Türkiye’ye gelerek AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Filistin'e dönük İsrail saldırılarının yanı sıra bölgede oluşturulmak istenen yeni enerji hatlarının görüşmelerin temel gündemleri olduğu ifade ediliyor.
Gazeteci Aziz Köylüoğlu, son yaşanan gelişmeleri ajansımıza değerlendirdi.
İRAN'IN RAHATSIZ OLDUĞU İKİ PLAN
Ortadoğu’da enerji hattına dair her devletin ayrı bir hesap içerisinde olduğunu söyleyen Köylüoğlu, "Mevcut durumda İran ile Türkiye arasında iki noktada ciddi çekişme var. Bunların başında Orta Asya geliyor. Türki cumhuriyetlerinden gelecek ve oluşturulacak enerji hattı projesi var. Türkmenistan-Azerbaycan gazının Zengezor koridoru ve Ermenistan üzerinden Türkiye'ye, Türkiye üzerinden de Avrupa'ya çıkartılması var. İran bu konuda ciddi muhalefet yapıyor. Çünkü öyle bir koridorun oluşturulması İran üzerinden şuan yapılan transit geçişlerin durdurulması anlamına geliyor. İran, bu transit hattan çok ciddi bir para kazanıyor ve mali destek alıyor. İkincisi; Irak kalkınma yolu da aslında İran politikasına karşı oluşturulan bir hattır. İran kalkınma yolu, Basra Körfezi'nden Türkiye'ye, Türkiye'den de Avrupa'ya bir yol ve enerji hattı oluşturmaya dayanıyor. Tabii bu aynı zamanda Çin'in desteklediği bir hattır. Çin, Basra Körfezi'nde özellikle aktif bir liman kuruyor. Bu limanın Ortadoğu’nun en büyük limanlarından bir tanesi olacağı söyleniyor. İran bu yola da karşıdır. Çünkü bu yol İran’ı baypas ediyor. Bu hat ileride İran gazının Avrupa'ya ve dünyaya çıkışını da engelleyen bir hat olacak" diye konuştu.
3 ÜLKENİN ORTAK NOKTASI: KÜRT DÜŞMANLIĞI
İran'ın her iki durumdan da rahatsız olduğunu ifade eden Köylüoğlu, "Tabii bu iki hat da Türkiye'yi merkez yapıyor. Bu aşamada İran politik duruşunu belirledi. İran, Zengezor koridorunun Zengezor’dan değil de Azerbaycan'dan İran'a, İran'dan Nahcivan’a oradan da Türkiye'ye getirilmesini istiyor. Böyle bir talebi var ancak Türkiye bu talebe karşı çıkıyor. Çünkü bu öneride Türkiye'nin İran'a bağımlılığı ortaya çıkacak. Mevcut durumda Irak, İran, Türkiye hattının ortak noktası ise Kürt karşıtlığıdır” dedi.
Köylüoğlu, "Irak'ta Kürtlerin federatif bir yapısı olsa da, merkezi hükümet bu yapının imkanlarını kısıtlayan ve inisiyatifini kıran bir politika izliyor. Özellikle Süleymaniye ve Hewlêr hattını birbirinden ayırmaya yönelik bir politikası var. Bunu da bütçe üzerinden yapıyor. Baskısının bir amacı da bir şekilde federal sistemi ortadan kaldırmaktır. En azından kaldıramazsa bile zayıflatmak istiyor. İran da bu politikayı destekliyor. İran'ın eyaletler sistemi şeklinde bir politikası var. Irak'ta da buna benzer bir politikanın olmasını istiyor. Bu bağlamda Kürt karşıtlığı temelinde Irak-İran-Türkiye'nin ortak noktaları var. Ama aynı politikaya sahip değiller. Türkiye'nin bu politikası tamamen Kürtleri tasfiye etmeye yönelik. İran, Kürtleri kendi çıkarları için nasıl kullanabilirim mantığında" diye kaydetti.
'TÜRKİYE İTTİFAKINI GENİŞLETMEK İSTİYOR'
Bölgede çoklu bir denklemin olduğuna vurgu yapan Köylüoğlu, Türkiye ve İran arasında NATO üzerinden de bir çelişkinin yaşandığını kaydetti. Türkiye'nin Federe Kurdistan Bölgesi'ndeki saldırılarında tıkanma yaşadığını ifade eden Köylüoğlu, "Türkiye daha önce KDP ile bir ittifak yapmıştı ve bu ittifakını genişletmek istiyor. Kürtlere karşı bu ittifaklara yeni ittifaklar katmak istiyor. İran'ı bir şekilde kendi yanına çekmek istiyor, Irak'ı bir şekilde kendi yanına çekmek istiyor. Bu bağlamda YNK'yi de kendi yanına almak istiyor. İsveç'in NATO üyeliğini kabul etti ve bu bağlamda ABD'den destek bekliyor. F-16'ların yenilenmesini, yeni roket, füze ve bombaların teslim edilmesini istiyor. Kürt karşıtlığı temelinde ABD'yi de bir şekilde kendi yanına çekmeye yönelik bir politika izliyor" ifadelerini kullandı.
KALIN VE BARZANİ GÖRÜŞMESİ
Köylüoğlu, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın ziyaretlerine işaret ederek, "Kalın, cumhurbaşkanı ve başbakan ile görüştü. Yine hem Sünni gruplarla hem Şii gruplarla görüştü. Amaçları bu kesimleri Kürt karşıtlığı temelinde kendi yanlarına çekmektir. MİT, Mesut Barzani ile de görüştü" diye kaydetti.
Görüşmeler sonrası KDP'ye bağlı Zerewanî güçleri tarafından yayınlandığı belgede PKK'nin hedef alınmasına dönük talimatların yer aldığını kaydeden Köylüoğlu, "Bu belgeyi reddettiler ama bir gün sonrasında iki gerilla KDP'nin pususunda yaralandı. KDP önceden de Türk devletinin bütün taleplerini karşılayan bir politikaya sahipti. Lojistik ve istihbarat desteği sağlıyordu. Parastin'ın Süleymaniye ve çevresinde istihbarata desteği olmazsa MİT'in burada bu türden saldırıların içerisine girmesi imkansızdır" dedi.
Kalın ile yapılan görüşmelerin ardından KDP'nin YNK ile görüşmelerini durdurduğuna dikkati çeken Köylüoğlu, "Irak İl Genel Meclisi seçimleri yapıldı. İki kritik nokta vardı; Ninova ve Kerkük eyaletleri. YNK, Kerkük eyaletinde oyların çoğunluğunu aldı. KDP politikasından kaynaklı olarak Kürtler parçalı seçime girdiği için oy oranlarına göre sandalye sayıları az. KDP ile YNK Kerkük'te ortak bir politika belirleme ve bunun üzerinden bir vali çıkarmak için çalışmalar başlamıştı. İbrahim Kalın ile Barzani görüşmesinden sonra KDP, YNK ile bütün görüşmelerini durdurttu. Bu, Türkiye'nin politikasının KDP üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Kalın ile Barzani görüşmesinden sonra Medya Savunma Alanlarında saldırılar arttı ve Kerkük'te suikast yapıldı” şeklinde konuştu.
ZEREWANÎ, GULAN VE ROJ PEŞMERGELERİ
"KDP Kürt düşmanlığında ısrar ediyor. Kürtlere karşı düşmanca bir politika izliyor. Bunu da Kürtlük adına yapıyor" diyen Köylüoğlu, "Bu ortak politika şuan itibariyle 3 güç üzerinden yürüyor. Bunlar, KDP'nin bu çete yapılanmaları ve suç örgütü olan Zerewanî güçleri, Gulan güçleri ve Rojava Kürtlerinden oluşturdukları Roj Peşmergeleri. Bu güçleri devreye koymuşlar ve bu güçler Türkiye ile ortak hareket ediyorlar. Parastin bu emir komuta sisteminin merkezinde yer alıyor" diye konuştu.
'EN ZAYIF DÖNEMİNİ YAŞIYOR'
Türkiye'nin bölgedeki "gir, temizle, kal" stratejisinin tamamıyla çöktüğünü vurgulayan Köylüoğlu, şöyle devam etti: "Amaçlarını, hedeflerini bütün politikalarını bu stratejilerine göre planlamışlardı. Moral üstünlüklerini kaybettiler. Şimdi bu planlarını ve politikalarını uygulamak için tek başına KDP de yetmiyor. O yüzden İran, Irak ve yapabilirse Suriye'yi de politik manevralar yaparak yanlarına çekmeye çalışacaktır. Şu anda Türkiye tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor ve bu politik manevralar bile Türkiye'yi kurtaramayacak."
MA / Zeynep Durgut