HATAY - Hatay'da depremlerin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ne yaralar sarıldı ne de verilen sözler tutuldu. Barınma, eğitim ve sağlık sorunları olduğu yerde duruyor.
Mereş merkezli geçen yıl 6 Şubat'ta yaşanan 7.8 ve 7.5 şiddetindeki depremlerden en çok etkilenen kentlerden biri olan Hatay’da kamusal hizmetlerdeki sorunlar olduğu yerde duruyor. Resmi rakamların ölü sayısını 23 bin 65, yaralı sayısını ise 30 bin 762 olarak açıkladığı kentte, depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen barınma, sağlık, eğitim, enkaz kaldırma ve yıkım bağlantılı sorunlar hala giderilemedi. “Devlet nerede?” sözüyle halkın tepkisinin en yüksek olduğu kentte, hukuksal süreç de aksamaların önünde engel olarak duruyor.
VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı, kentte 13 bin 517 bina yıkıldığını, 8 bin 162 binanın acil yıkılması gerektiğini 67 bin 346 binanın ise ağır hasarlı olduğunu açıkladı. Toplamda 89 bin 25 binanın kullanılmaz hale geldiği kentte halen binaların birçoğu enkaz halinde ve yolların onarım işlemleri ise tamamlanamadı. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 12 Mart 2023’te yaptığı açıklamada, 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı hedeflediklerini belirtmişti. Erdoğan, ilk etapta 319 bin konut ve köy evini tamamlamayı amaçladıklarını belirtirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki de 220 bin 66 afet konutu ve 34 bin 129 köy evi olmak üzere 254 bin 195 konut inşa edeceklerini kaydetti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise, 11 Haziran 2023’te 11 ilde 32 bin 715 konutun ihalesinin yapılacağını açıkladı. Açıklamalara rağmen depremzedeler konteynerlerde yaşamlarını sürdürüyor.
REZERV ALAN ÇIKMAZI
Kentte Emek Mahallesi’nin güneydoğusu, Cebrail Mahallesi’nin tamamı, Cumhuriyet Mahallesi’nin batısı, Esenlik Mahallesi’nin doğusu, Gazi Mahallesi’nin doğusu, Elektrik Mahallesi’nin doğusu, Armutlu Mahallesi’nin güneyi, Akdeniz Mahallesi’nin tamamı ve General Şükrü Kanatlı Mahallesi’nin Kuzeyi ve batısının bir kısmı rezerv alanında yer almasına rağmen tartışmalar sürüyor. Yine Cumhuriyet Mahallesi’nin doğusu, General Şükrü Kanatlı Mahallesi’nin güneyi, Emek Mahallesi’nin kuzey batısının büyük bir kısmı aynı zamanda riskli bölgeler arasında yer alıyor. Kentin merkezi ve ilçelerde rant tartışmaları yanı sıra yıkımın sürdüğü bölgelerde güvenlik riski yaşanıyor.
NÜFUS VERİLERİ AÇIKLANMIYOR
Kentin nüfus verilerine dair de muamma giderilmedi. Depremden önce, bir milyon 686 bin 43 olan nüfusunun büyük oranı göç etmek zorunda kaldı. Resmi hiçbir kurum, mevcut nüfus oranına dair henüz bir açıklama yapmadı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından hazırlanan “Deprem Göç Raporu”nda, depremin etkilendiği 11 ilden Ankara'ya 105 bin 405, Antalya’ya 154 bin 86, Mersin’e 65 bin 86, Kayseri’ye 40 bin 442, Muğla’ya ise 40 bin 300 kişinin göç ettiği kaydedildi.
YOLLAR ONARILMADI
Yol yapmakla övünen ve 2023 yılı hedefi 8 bin kilometre yol yapmak olan AKP iktidarı, depremlerde ağır hasar alan yolları da onaramadı. Ağır hasarlı yolların onarımı yapılmadığı gibi yağışlardan kaynaklı oluşan büyük çukurlar yer yer kazalara sebebiyet veriyor. Samandağ’da yolların bir kısmı hala kapalı haldeyken, İskenderun sahil şeridinin tamamı bozuk halde duruyor.
KADIN YOKSULLUĞU ARTTI
Depremden en çok etkilenen kesimlerin başında kadınlar geliyor. Birçok kadının yoksullukla boğuştuğu kentte devlet yardımların kesilmesi sonucu temel ihtiyaçlar karşılanmıyor. Yoksullu, işsizlik vb. sorunlar kadınlara şiddet olarak dönüyor. Birçok kadın enkazdan geriye kalan demirleri toplayarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor olması dikkati çekti.
BARINMA KRİZİ DEVAM EDİYOR
Konteynerlerin yetersizliğinden kaynaklı birçok aile çadırlarda yaşamını sürdürüyor. Vali Mustafa Masatlı’nın açıkladığı verilere göre, inşa edilen 205 konteyner kentte 187 bin 216 kişi yaşam sürdürürken, çadırlarda yaşayan nüfusa ait veri bilinmemekte. Yıkımın ağır olduğu Antakya, Samandağ, Defne ve İskenderun’da çadırlarda çok sayıda insan yaşarken, Defne evi isimli taziye evinde ise 11 aile olmak üzere toplam 20 kişi zor koşullarda yaşamlarını sürdürüyor. Konteynır ve çadırlarda yaşayan insanlar zaman zaman yağışlardan kaynaklı su baskınlarıyla karşı karşıya kalıyor.
622 OKULDAN 111’İ AÇILDI
Kentte eğitim sorunu da kangrene dönüştü. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kentteki tüm okulların eğitim verilmek üzere açıldığını açıklarken, CHP Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın paylaşımına göre, Antakya’da mevcut olan 265 okuldan 27’sinin, Defne’de 155 okuldan 40’ının, Samandağ’da 90 okuldan 21’inin, Kırıkhan’da ise 112 okuldan 23’ünün 2023-2024 yılında eğitim vermek üzere açıldı. Kara’nın verilerine göre, 622 okuldan yalnızca 111’i yeni öğretim yılında eğitim amacıyla kullanılırken, MEB, bin 315 okuldan sadece 5’inin yıkıldığını duyurmuştu. Dezavantajlı öğrenciler ağır yıkıma rağmen Türkiye genelinde uygulanan ortak sınavlara tabii tutulmakta. Okul yollarının bozuk, tenha ve tehlikeli olması aileleri endişelendirirken, servis sorunu da çözülmedi. Yoksulluğun vurduğu bir diğer kesim ise okul çağındaki çocukların birçoğu inşaatlarda çalışmakta.
SAĞLIK HAKKINA ERİŞİLEMİYOR
Depremde İskenderun Devlet Hastanesi, Antakya eski Devlet Hastanesi tamamen çökerken, Özel Akademi Devlet Hastanesi, Özel Doğu Akdeniz Devlet Hastanesi ağır hasar almıştı. Antakya Şehir Hastanesi’nin belirli bir bölümü de çökmüştü. 5 hastanenin yıkıldığı kentte, sağlık hizmeti ise sınırlı bir biçimde veriliyor. Hastaların yoğun olarak başvurduğu konteyner hastanelerde tomografi cihazı gibi teknik ekipmanlar bulunmuyor. Emar (MR) ve tomografi çekimi gibi hizmetler ise sağlam kalan 2 hastanede tek veriliyor. Ciddi hastalığı bulunan ve sürekli takip edilmesi gereken hastalar ise başka kentlerde bulunan hastanelere sevk ediliyor. Ekonomik durumu elvermeyen hastalar, mevcut şartlar altında tedavi hakkına erişemiyor.
Acil ve polikliniklerin taştığı hastanelerde, şikayetler genellikle mide bulantısı, ishal, kusma, vücut ağrısı ve solunum yolu rahatsızlığı oluyor. Kent merkezinde ve Samandağ’da hastane hekimlerinden aldığımız bilgilere göre, hastalıklarının bir kısmının Covid-19 virüsünün varyantı olma riskini taşırken, bu virüsü tespit edecek test ve ekipman bulunmuyor. Bunun yanı sıra, şebeke suyu sisteminden kaynaklı birçok bulaşıcı hastalık yayılıyor. İsminin açıklanmasını istemeyen bir doktor, teknik donanım eksikliğinden kaynaklı bir çok hastalığa kesin tanı koyamadıklarını dile getirdi. İskenderun’da bulunan ve 7 kişinin yaşamını yitirdiği Batı Göz Hastanesinde ise az hasarlı olduğu gerekçesiyle güçlendirme çalışması yapılıyor. Konteynırlarda hizmet veren eczanelerde de salgın ve tanısı konulamayan hastalıklardan dolayı eksiklikler yaşanıyor.
KAYIPLAR VE KİMSESİZLER MEZARLIĞI
Yaşamını yitirenlerin tam sayısına ilişkin güvenilir bilgilere ulaşılmazken, kaybolan birçok kişinin akıbeti ise bilinmiyor. Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği (DEMAK) verilerine göre, depremin etkili olduğu 11 ilde 36’sı çocuk olmak üzere 147 kişi hala kayıp. DEMAK vakfına gelen yalnızca 3 başvuru sonucunda aileler kayıp cenazelerine ulaşırken, 147 kişinin akıbeti bilinmiyor.
Narlıca Mahallesi’nde bulunan kimsesizler mezarlığına şimdiye kadar bin 500’ü aşkın kişi defnedildi. Bu mezarlıklarda çıkan DNA eşleşmeleri sonucunda birçok kişinin kimliği belirlenirken, mezarlığın onarım işlemi de bu kapsamda devam ediyor. Mezarlıkta, hala kimsesiz mezarlar bulunuyor. Kentte ayrıca kayıtlara geçmemiş kimsesizlerin olduğu ifade ediliyor.
MA / Yüsra Batıhan