HABER MERKEZİ - Yaşadıkları topraklardaki zenginliklerden faydalanamayan Beluciler, İran ve Pakistan'ın karşılıklı saldırılarının hedefinde. Gazeteci Şir Ahmed Şirani Narouyi, "Belucileri yoksul tutmanın temel nedeni onları özgürlük arzularından uzak tutabilmektir" dedi.
İran, Pakistan'da silahlı Ceyş el Adl grubunun üsleri olarak tanımladığı yerleri füzelerle hedef aldı. Pakistan ise, 18 Ocak'ta İran'da Belucilerin yaşadığı yerleri füze ve insansız hava araçlarıyla hedef aldı. İran ve Pakistan arasındaki gerilim sürerken, yaşadıkları yerler hedef alınan Beluciler bir kez daha gündeme geldi.
Belûc ya da Baluc olarak da bilinen Beluciler, İran, Pakistan ve Afganistan'da yaşanan bir halk. Farsça "Göçebe" anlamına geldiği belirtilen Beluciler, Pakistan’ın batısında Belucistan eyaletinde yaşıyor. Bu eyalet, Pakistan topraklarının yüzde 44’ünü oluşturuyor. Taliban'ın burada yönetimi ele geçirmesinin ardından Belucilere dönük saldırılar artı. Beluciler, burada büyük bir asimilasyon riskiyle karşı karşıya.
Belucilerin yaşadıkları Belucistan, bölgenin en zengin doğalgaz ve petrol rezervlerine sahip. Ancak bu zenginliklerden en az faydanalan halk yine Beluciler. Beluciler, kendi topraklarındaki bu rezervlerin kendi yararlarına kullanılmasını istemesine rağmen Pakistan'da yönetimi elinde bulunduranlar bu talebi reddediyor.
Ayrıca Pakistan'daki Beluciler, özerk bir eyalette yaşıyor olmalarına rağmen yönetimde söz sahibi değiller.
Beluciler, İran’da da Belucistan Eyaleti'nde (Sistan olarak da bilinir) yaşıyor. Büyük bölümü İran ve Pakistan topraklarında yaşayan Belucilerin bir kısmının da Afganistan'da yaşadığı biliniyor. İran'daki Belucilerin durumu da Pakistan'dakilerden farklı değil. İran'da en yoksul halkların başında Beluciler geliyor.
Belucilerin yaşadıkları coğrafyada hak talepli eylemleri de sürekli saldırılarla bastırılmaya çalışılıyor.
DOĞUM BELGESİ OLMAYAN MİLYONLAR VAR
Beluci gazeteci Şir Ahmed Şirani Narouyi, ülkeler arasındaki çıkar çatışmaları nedeniyle Belucilerden çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Narouyi, "İki devletin de Belucileri yoksul tutması bilinçlidir. Belucileri yoksul tutmanın temel nedeni onları özgürlük arzularından ve kimliklerinden uzak tutabilmektir. Böylece Beluc halkı temel haklarından ve hatta doğum belgesi sahibi olmaktan dahi mahrum bırakıldı. İran'da yaklaşık 500 bin Beluc vatandaşının doğum belgesi yok. Ama tüm bu politikalar Beluc halkının insani ve ulusal haklarından vazgeçmesine engel olamadı" diye konuştu.
İKİ SALDIRIDA DA BELUCİLER ÖLDÜRÜLDÜ
Her iki ülkenin de “terör” gerekçesiyle Belucilerin yaşadığı bölgeleri hedef aldığına dikkati çeken Narouyi, "Dünyada terör kavramının hala tek bir tanımı yok, her ülke terörü kendi amaç ve çıkarlarına göre tanımlıyor. Beluci muhalefet hareketlerinin tamamı ‘terörist’ olarak hedef alınıyor. Bu insanlar aslında bu iktidarların ajanları tarafından babalarını, kardeşlerini, çocuklarını ve akrabalarını kaybetmiş sıradan vatandaşlardır. İran'ın Ceyş el-Adl örgütün genel merkezine saldırı bahanesiyle düzenlediği füze saldırılarında iki Beluci çocuk öldü. Pakistan'ın İran'a misilleme amaçlı saldırılarında da aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 kişi öldü. Her iki saldırıda da sivil Beluciler öldü” bilgilerini paylaştı.
'GERİLİM ARTMAZ'
İran ve Pakistan arasındaki gerilimin artmayacağını belirten Narouyi, “Gerilim askeri açıdan devam etmeyecektir. Çünkü şu an iki devlet de büyük çaplı bir çatışmaya giremeyecek durumda. Bu yüzden füze saldırıları düzenlediler” dedi.
Narouyi, şunları söyledi: "Eğer Pakistan ile İran arasındaki gerilim artarsa -ki şu an olacağını düşünmüyorum- Ortadoğu denklemi kesinlikle mevcut durumdan Hindistan ve Çin dahil diğer aktörlerin de dahil olacağı yeni bir döneme girecektir. Ortadoğu'nun hayati petrol ve enerji kaynakları üzerinde Doğu ile Batı arasındaki nükleer güçlerin birbirleriyle çatışması ve bu güçlerin Ortadoğu ülkelerindeki nüfuzu ve çıkarlarının korunması, savaşa girmelerini kaçınılmaz hale getirecektir. Bu savaşların kaybedeni ise bölge milletleri ve bölge ülkeleri olacaktır.”
MA / Berivan Kutlu