ANKARA - Yerel seçimlerde kayyımları göndereceklerini belirten DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, "Zaman kadınların zamanı, kentler kadınların kentleri olacak. Kolları sıvadık, kadın belediyeciliğini inşa etmeye geliyoruz" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, kadın il eşbaşkanlarının toplantısı öncesi partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Ortadoğu, Afrika, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara işaret ederek sözlerine başlayan Türkoğlu, savaşta silahların namlularının halkın üzerine yönelttiğine dikkat çekti.
'SAVAŞA SEYİRCİ KALAMAYIZ'
Savaşta en çok kadınların ve çocukların etkilendiğini dile getiren Türkoğlu, “Göç, taciz, tecavüz, kadın bedeninin teşhir edilmesi gibi birçok mesele bu savaşın içinde yer alıyor ve katlanarak büyüyor. Bizler, her şeye rağmen, tüm bu zulüm politikalarına rağmen barışta ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Emperyalizmin kışkırttığı, savaşlara seyirci kalamayız. Halkların birbirini boğazlamasına seyirci kalamadığımız, Filistinli çocukların parçalanan bedenlerine seyirci kalamadığımız, kadın bedenlerinin savaş ortamlarında teşhir edilmesine seyirci kalamadığımız gibi, Kürt halkının barış talebi ve onurlu mücadelesine karşı İHA, SİHA, tanklarla, toplarla cevap vermeye çalışan bu iktidara karşı seyirci kalamayacağımız gibi barış taleplerini yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
'MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ'
Savaşların son bulması için kadınlar olarak büyük emek verdiklerini ifade eden Türkoğlu, barışın tesis edilmesi için ciddi bedeller ödediklerini ve büyük emekler vermeye de devam edeceklerini belirtti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için başlayan açlık grevlerine ve adalet nöbetlerine de işaret eden Türkoğlu, “Bu mücadelenin onurlu bir barış tesisine vesile olması için mücadeleyi yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.
'EN BÜYÜK CEVABI BİZ KADINLAR VERECEĞİZ'
Kadınların sokakta ve iş yerlerinde erkekler tarafından katledilmeye devam ettiğini ancak erkeklerin buna rağmen korunduğunu söyleyen Türkoğlu, yargı sürecinin kadınların aleyhine işlediğini vurguladı. Türkoğlu, “Bu iktidara en büyük cevabı verecek olan da biz kadınlar olacağız” dedi. Türkoğlu, “Bir yandan içinden geçtiğimiz çoklu kriz, ekonomik kriz, toplumsal buhranlar en çok biz kadınlar ve halkları savunmasız bıraktı. Yaşanan bu yoksulluk karşısında yine biz kadınlar sesimizi yükselttik yükseltmeye ifşa etmeye ve çözüm üretmeye devam edeceğiz. Sabretmeyi halka salık verenler, yolsuzluk, talan ve usulsüzlüğün sorumlusu olan iktidarın ta kendisidir” diye kaydetti.
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERİYORUZ
Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer yandan da adaletsizlik kıskacında emeğimizi görünmez kılan bizi sadece aile ile tanımlamak isteyen nasıl giyineceğimizi, kaç çocuk doğuracağımıza müdahale etmek isteyen erkek devlet sistemine karşı biz kadınlar özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bize kızıyorlar, yaftalıyorlar, hapishanelere yolluyorlar ama biz kadınların özgürlük tutkusunu yüreğimizden, bilincimizden söküp atamıyorlar bu da erkek egemen sisteme dert olsun, dert olsun.
DOĞRUDAN DEMOKRASİ MODELİ
Kurdistan’ın birçok yerinde 100 bine yakın delege ile yaptığımız halk oylaması Türkiye ve dünyaya model olacak bir yöntem. Hem merkezi yönetimde hem de yerel yönetimlerde hayalini kurduğumuz doğrudan demokrasinin uygulandığı bir model. Koşulları oluşan her yerde yapılan halk oylaması ile belediye eşbaşkanlarımızı meclis üyelerimizi seçtik. Partimizi temsil edecek ve kentlerimizi yönetecek adaylarımız demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayı hayata geçirecekler. Delegasyon onları seçerken aslında bu taahhüt edilmiş bir belge konumuna gelecektir. Seçilen kadın adaylarımızı kutluyoruz. Listelere giremeyen arkadaşlarımız bilmelidir ki, partimiz barış adalet özgürlük için mücadele eden bir partidir davamız büyüktür.
Kadın adaylarımız etrafında kenetlenen irade ise yerinden ve yerelden demokrasidir, ‘Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir, vazgeçmiyoruz’ diyenlerin kararlı iradesidir. ‘Haklarımızdan ve kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz’ diyerek, ‘gasp edilen hakların tamamını almaya geliyoruz’ diyerek ön seçimlere hayat veren kadın yoldaşlarımız genç kadınlara ve siz değerli il eş başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum.
KENDİMİZİ DE KENTİMİZİ DE BİRLİKTE YÖNETECİZ
Yaklaşan seçimler için biz kadınlar varız diyoruz. DEM Partili kadınlar olarak demokrasi ve toplumsal cinsiyete duyarlı belediyecilik anlayışından uzak kayyım zihniyetine karşı kendimizi de kentimizi de bizler yöneteceğiz. Çalışmalarımızı bu kararlılık ve inançla sürdüreceğiz. Türkiye siyasetinde partimiz, önümüzdeki yerel seçimler gündeminde belirleyici konumdadır.
Bunun gereği partimiz ve biz kadınlara ciddi anlamda görev düşüyor. Kararlılıkla çıktığımız bu yolda gece-gündüz çalışan, bu yolun emektarları olan siz değerli kadın eşbaşkanlarımıza ciddi görevler düşüyor. Bunun farkındalığıyla inanıyorum ki buradaki her bir kadın il eşbaşkanımız Barış Anneleri’nin, Cumartesi Anneleri’nin Sakinelerin, Sevelerin, Gültanların, Rozaların ve adını buradan sayamayacağım birçok kadın arkadaşımızı özgürlük mücadelesinin devamcısı olarak çalışıyor ve çalışacaktır.
KADIN BELEDİYECİLİĞİNİ İNŞA ETMEYE GELİYORUZ
Ülkenin hiçbir kentinde rantçı, talancı, tekçi, cinsiyetçi, partilere ve belediyelere mecbur değiliz. Kadın belediyeciliğini inşa etmeye geliyoruz. Kadın belediyeciliği olmadan ne hizmet olur, ne de çalışmalar toplumla buluşur. Ülkenin batısında uzun zamandan bu yana söylediğimiz, halklarımızın kazanacağı yönetimlerde bir modeli esas alacağız. Bizler kazanmak için yola koyulduk kentlerimizi her yönetim aşamasında kendimiz temsil edeceğiz. Büyük kentlerde iddialı partiler erkek adaylarını açıkladı, erkek egemen bakış açısında proje ve vaatlerine başladılar. Bunlar vaat partileridir, sadece söylerler yarın da söylediklerini inkar ederler, kadınlara danışmadan yapılan hiç bir projeyi kabul etmediğimizi, kadınlara danışmadan hayata geçirilmek istenen projeleri hazırlayan aklı reddediyoruz. Bütün kentlerde bizler emek veriyoruz, alın terimizle kentlerdeki yaşamı bizler inşa ediyoruz. Bizler üretiyoruz o zaman bizler yöneteceğiz. Kentleri ve belediye yönetimlerini erkek egemenliğinden arındırmak için geliyoruz. Kolları sıvadık, yerel demokrasinin katılımcılığı ile ekolojik kadın özgürlükçü kentleri bizler inşa ettik, inşa etmeye devam edeceğiz.
ZAMAN KADINLARIN ZAMANI
Genç kadınların, engelli kadınların yerel yönetimlerde karar mekanizmalarına katılmalarını sağlayacağız. Kadın yoksulluğunu ortadan kaldıracak politikaları bizler hayata geçireceğiz eşit yönetimi eşit kaynaklarla hayata geçireceğiz. 31 Mart yerel seçimlerine giderken 8 Mart çalışmalarına da başlıyoruz. DEM Parti Kadın Meclisi olarak daha önce de belirtmiştik. Zaman kadınların zamanı, kentler kadınların kentleri olacak. DEM Parti geliyor kadınlar geliyor. Şimdi umut etme vakti, bizden çaldıklarını geri almanın vakti. Kazanımları yerelden büyütmenin vakti diyerek çalışmalarımıza başlıyoruz.
KAYYIMLARI SÜPÜRECEĞİZ
İstanbul, İzmir, Mersin, Serhat ve Amed bölgelerinde kadınlarla bir araya gelerek toplantılar düzenleyeceğiz. Kendi çözümlerimizi birlikte hayata geçirmeye çalışacağız. Bu çalışmalarda seçim stratejimizi, yerel yönetimler stratejimizi, seçim beyannamemizi, yerel seçimlere dair daha güçlü nasıl bir hazırlık içerisinde olacağımızı konuşacağız. Kadın örgütlülüğümüzü büyüterek, kadın iradesini güçlü şekille yerel seçimlere yansıtacağız. Yerel seçimlere giderken en güçlü kadın örgütlülüğüyle bu sürece hazırlanmalıyız. İl ve ilçe kadın meclislerimizi güçlendirecek, kadın meclislerimizin olmadığı yerlerde de kadın meclislerini inşa edeceğiz. Bizler eş başkanlık ve eşit temsiliyet ilkemizi en güçlü şekilde savunanlarız. İlkelerimizden asla taviz vermiyoruz, kayyımları göndereceğiz, kentlerimizden kayyımları süpüreceğiz. Bizler kazanınca kadınlar kazanacak. Bu ülkenin ezilenleri, emekçileri, yok sayılanları kazanacak, kentler kazanacak. Özgür kentlerin inşa vakti gelecek.
Türkiye’de yeni bir tür faşizm var. En çok kadınları hedefliyor ve en çok da bizleri ayrıştırıyor. Bu durum yerel seçimlerde de çok daha görünür olmaktadır. Bizler üzerinden faşizmin kendini var etmeye çalışmasına karşı dikkatli olalım, buna geçit vermeyelim. Değerli arkadaşlar, unutmayalım, ev ev, sokak sokak dolaşmaya temas etmeye ihtiyacımız var. İl eşbaşkanları olarak en büyük görev sizlere düşüyor. Bu işin öncüleri sizlersiniz. İllerimiz size emanettir, bu kararlılıkla sizleri selamlıyorum.”