AMED - Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde kız çocuklarına yönelik hak ihlallerini araştıran Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi, kız çocuklarına işkence ve kötü muamele yapıldığını, mahremiyetlerinin ihlal edildiğini belirtti.
Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde “kız çocuklarına yönelik hak ihlalleri” iddialarını araştırmak için yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporu düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Amed Barosu’nda düzenlenen toplantıda raporu açıklayan Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi Sekreteri Büşra Güger, raporlama kapsamında 2023 Eylül ayı ile 2024 Ocak ayı arasında 9 kız çocuğuyla 15 görüşme gerçekleştirildiğini söyledi. Çocukların aktarımlarında tutarlı olduklarını gözlemlediklerini kaydeden Güger, “Görüşmelerde; çocukların işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldıkları, mahremiyet, beslenme, haberleşme, iletişim, kurum içi faaliyetlere katılım, sağlık hizmetine ve tedaviye erişim, dilekçe, bilgi edinme haklarının ihlal edildiği ve tutulma koşullarının mevzuata ve insan onuruna aykırı olduğu kanaatine varılmıştır” ifadelerini kullandı.
‘ÇOCUKLAR ÇIPLAK ŞEKİLDE ARANIYOR’
Kız çocuklarının çıplak aramaya maruz bırakıldığını aktardıklarını, çocukların aktarımlarının birbirini doğruladığını ve tutarlı olduğunu kaydeden Güger, görüşmede cezaevi tarafından çıplak aramanın rutin bir şekilde gerçekleştirildiği, başta mahremiyet olmak üzere çocukların birçok hakkının ihlal edildiği, personelin hak ihlallerine karşı mevzuata uygun hareket etmediğine dair kanaatlerini kuvvetlendirdiğinin altını çizdi. Güger, çıplak arama ve diğer muameleme hususlarına ilişkin hukuki süreç başlattıklarını ve gelişmeleri takip ettiklerini aktardı. Çocuklara hastanelere sevk sırasında kelepçe takıldığına dikkati çeken Güger, “Özellikle hastaneye sevk esnasında kelepçe takıldığına ilişkin aktarımları, bu durumun sistematikleştiğini, ulusal ve uluslararası mevzuata uygun davranılmadığını açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
‘KOĞUŞLAR ISITILMIYOR’
Çocukların kadınlara özgü bir cezaevinde tutulmalarının hak ihlallerine sebep olduğunu, çocukların 11 kişilik koğuşlarda kaldığını dile getiren Güger, koğuşların ısıtılmasının yetersiz kaldığı, koğuş temizliği ve kişisel hijyen için yeterli miktarda ve yeterli sıklıkta hijyen ürününün sağlamadığını anlattı. Güger, kişisel temizlik ve hijyen için yeterli ürün sağlanmaması ve kantin fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle çocukların cezaevinde derin yoksulluk etkilerini ve regl yoksulluğu yaşadığını belirtti.
Cezaevinde beslenme sorunun da yaşandığını vurgulayan Güger, “Çocuk hakları alanındaki birçok çalışmadan edindiğimiz tecrübelere göre özgürlüğünden mahrum bırakılma; çocukların ruhsal, fiziksel ve sosyal gelişimleri açısından olumsuz etkiler yaratmaktadır. Yetersiz oyun, kütüphane ve ders çalışma alanları, kendi yaş grubunda olmayan ve çeşitli suçları işledikleri iddiası bulunan tutuklu veya hükümlü ile çok fazla temas halinde olmaları ve yine aile ve sosyal ortamından yoksun kalma gibi nedenlerle özgürlüğünden yoksun bırakılarak cezaevine gönderilen çocuklar sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlayamamaktadır. Bunun yanında çocuk adalet sistemi çocukların suçtan uzak kalacak şekilde geliştirilmesine dönük tedbirler içermediğinden yalnızca kuruma kapatılma çocuklar üzerinde suç işlenmesinin önlenmesi gibi bir amaca cevap vermemektedir” şeklinde konuştu.
‘ALTERNATİF İNFAZ MODELLERİ OLUŞTURULMALI’
Adalet sistemi içerisine giren çocukların özgürlüklerinden mahrum bırakılmadığı alternatif infaz modellerinin oluşturulması gerektiğini ve adalet sisteminde çocuğun üstün yararının odak haline getirilmesini önerdiklerini kaydeden Güger, tüm hak ihlallerine karşı olduklarını ifade ederek, başlattıkları yasal sürecin takipçisi olacaklarının altını çizdi.