İSTANBUL - Kürt ve enternasyonalist gençler, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılacak Özgürlük Yolculuğu’na hazırlanıyor. Kolombiyalı Camillo Torres, “Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü bizim için sembolik değil, hayati bir konudur” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan ve 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesiyle devam eden küresel güçlerin uluslararası komplosu 25’inci yılına girdi. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Öcalan’dan, 35 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. İmralı’da devreye konulan haber alınamama haline karşı Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle küresel çapta başlatılan kampanya ise, Kurdistan’ın dört parçasından Avrupa’nın dört bir yanına çeşitli eylem ve etkinliklerle sürülüyor. Dünya halkları, kampanya kapsamında uluslararası komplonun 25’inci yılında Avrupa’nın birçok kentinde “Abdullah Öcalan’a özgürlük” talebiyle yürüyüşler başlattı.
Kürt ve enternasyonalist gençler ise, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle 10 Şubat’ta “Rêwîtiya Azadiyê (Özgürlük Yolculuğu)” başlatacak. Avustralya, Almanya, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkeden gençlerin katılımıyla gerçekleştirilecek olan yürüyüşün startı, İsviçre’nin Basel ve Almanya’nın Mannheim kentinden verilecek. İki koldan eş zamanlı başlatılacak yürüyüş, 16 Şubat’ta Fransa’nın Strasbourg kentine kadar sürecek. Gençler, aynı taleple 17 Şubat Almanya’nın Köln kentinde gerçekleştirilecek yürüyüşe katılacak.
TECRİDE KARŞI HAYATI DURDURMA
Yürüyüşün hazırlık komitesinde yer alan enternasyonalist gençlerden Kolombiyalı Camillo Torres, yürüyüşün amacının Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılarak, fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadeleyi yükseltmek olduğunu söyledi. Torres, 3 yıldır Abdullah Öcalan'dan haber alınamamasının özgürlük talep eden herkesin sorunu olduğunun altını çizdi. Gerçekleştirecekleri yürüyüşe gençlerin yanı sıra çok sayıda kurum, sivil toplum örgütü, kadınlar, insan hakları savunucularının da katılacağını aktaran Torres, hedeflerinin milyonlarca kişiye ulaşmak olduğunu kaydetti. Gerçekleştirecekleri yürüyüşün ardından 17 Şubat’ta Köln yürüyüşüne de katılacaklarını ifade eden Torres, “Almanya’da da hayatı durdurmak ve herkesin bu eyleme katılması hedefindeyiz. O gün Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride ve fiziki özgürlüğünün sağlanmasına dair farkındalık oluşturmak hedefindeyiz” dedi.
AYNI PARADİGMA ETRAFINDA MÜCADELE
Yürüyüş boyunca gittikleri yerlerde çok sayıda etkinlik ve konferanslar düzenleyecekleri bilgisini paylaşan Torres, Abdullah Öcalan’ın paradigmasını kadınlar ve gençlerle tartışarak, fikirlerinin tüm dünyada yayılması için çalışmalar yürüteceklerini dile getirdi. Torres, “Bu sadece bir yürüyüş değil, aynı zamanda farklı halkların, farklı kültür ve dillerin birbirini tanıma, güç verme ve aynı paradigma etrafında mücadele etmenin zeminidir. Bu anlamda Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü hepimizi bir ana eksen etrafında birleştiriyor. Mücadelemiz bu uzun yürüyüşle sınırlı değil, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanıncaya kadar alanlarda olacağız. Her gün yeni bir eylem ve mücadele içinde olacağız” diye konuştu.
‘KOMPLO HERKESE DARBEYDİ’
Abdullah Öcalan'ın uluslararası komployla getirildiği İmralı Adası’nda 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulduğuna dikkat çeken Torres, “Bu darbe sadece Kürt halkına ya da enternasyonalist kesimlere değil, dünyada barış, demokrasi ve özgür bir yaşamı isteyen herkese bir darbeydi. Bu darbe NATO ve uluslararası güçlerin içinde bulunduğu hegemonik güçler tarafından gerçekleşti. Avrupa devletleri de bu komplonun içinde yer alıyor. Komployla başta Kürt özgürlük hareketi olmak üzere bütün demokratik güçleri tasfiye etmeyi amaçlıyorlardı. Diğer bir neden ise, Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkını teslim almak istediler. Fakat halkın direnişi sayesinde komplo boşa çıkarıldı” ifadelerini kullandı.
DEMOKRATİK MODERNİTE PARADİGMASI
Abdullah Öcalan’ın kapitalist moderniteye karşı ortaya koyduğu Demokratik Modernite paradigmasının tüm halklara alternatif bir yaşam formu sunduğuna işaret eden Torres, şunları söyledi: “Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, kapitalist modernite dışında alternatif özgür bir yaşam kurmak isteyen herkesin özgürlük sorunudur” dedi. Abdullah Öcalan'ın Demokratik Ulus fikriyatının dünyada yaşanan sistem krizine karşı “tek çare” olduğunu dile getiren Torres, “Ortadoğu'da yaşanan savaşı durduracak tek kişi Abdullah Öcalan’dır, ortaya koyduğu demokratik ulus fikriyatıdır. İşte bu yüzden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü bizim için sembolik değil, hayati bir konudur.”
ABDULLAH ÖCALAN'IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ
Abdullah Öcalan’ın halklar üzerindeki etkileri üzerinde duran Torres, ulus devletlerin yarattığı sistem krizine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın her yerinde baskı, zulüm ve savaşlar olduğunu görüyoruz. Kapitalist sistem yaşadığı bu krizden çıkışı halklara karşı savaş açarak, sömürü düzenini daha da derinleştirerek, daha sert bir hat çizmek istiyor. Bu saldırıların acısını dünyanın her yerinde hissediyoruz ve görüyoruz. Özellikle son on yıldır demokratik güçlerin kapitalist sisteme karşı arayışları var. Bu engellenmek isteniyor. Bu engeller sadece askeri değil, teorik, örgütsel, sosyolojik, kültürel bazda oluyor. Özellikle kültürel soykırım kapitalizmin ana amaçlarından biri haline geldi. Herkesi ötekileştiren, birbirinden ayıran, kendi kimliğinden, kültüründen, dilinden uzaklaştıran bir yol izleniyor. Eğer kapitalist düzenin bu amaçlarında başarılı olmasına izin verirsek, yeni biz bir gelecek inşa edemeyiz.”
DEMOKRATİK ULUS’UN KURDİSTAN’DA İNŞASI
Abdullah Öcalan’ın halklar arasında yeni bir sentez yarattığını ifade eden Torres, “Bu sentez ve paradigma bizler için bir ihtiyaçtır. Abdullah Öcalan, Kürt sorununa çözüm başta olmak üzere, Ortadoğu ve tüm dünyada yeni bir çözüm stratejisi ve sistem ortaya koydu. Bu stratejisinin hayat bulması için demokrat, konfederatif bir sistemin oluşturulması gerektiğini söylüyor. Demokratik Ulus’un Kurdistan’da inşa edilmesi, Ortadoğu içinde bir nefes olacak. Biz enternasyonalistler bunun bütün dünyaya yayılmasını istiyoruz, bu yüzden aktif bir şekilde bu mücadelenin bir parçası olarak çaba gösteriyoruz. Çünkü tek alternatifimizin bu olduğunu biliyoruz. Eğer biz bir gelecek görmek istiyorsak, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü esastır” dedi.
‘ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜRLEŞENE KADAR’
Kürt özgürlük mücadelesinin Kurdistan’da başladığını ve tüm dünyaya yayıldığını belirten Torres, “Biz Kürt değiliz ama bu sadece Kürtlerin mücadelesi değil. Biz enternasyonalistler olarak hazırız ve amacımıza ulaşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu yürüyüşe herkesin katılması gerekir. Diğer bir husus ise, bu yürüyüşün sembolik ve birkaç günmüş gibi algılanmasını istemiyoruz. Mücadelemiz Abdullah Öcalan özgürleşene kadar sürecek. Bizim gücümüz ve umudumuz var. Herkes bu inanç ve umutla eylemlere katılmalı, direnişi yükseltmeli” çağrısında bulundu.
MA / Esra Solin Dal