İSTANBUL - Çağdaş Hukukçular Derneği'nden avukat Güçlü Sevimli, Türkiye Barolar Birliği ve baroların İmralı'daki tecride karşı girişimde bulunması gerektiğini vurguladı.
Hak ve hukuk örgütlerinden oluşan 14 kuruluş, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan ve 35 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan için 12 Ocak'ta Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi'ne (CPT) başvuruda bulundu. Başvuru, aynı zamanda İmralı’da tutulan Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar için de yapıldı. Başvuruda, "acil ziyaret" talep edildi. 22 Ocak’ta ise 35 barodan bin 330 avukat, Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.
CPT’ye başvuran hukuk örgütleri arasında yer alan Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD) Genel Merkezi yöneticisi Güçlü Sevimli, yaptıkları başvuruya dair konuştu.
'İKTİDAR ÇAĞRILARI DİKKATE ALMALI’
Abdullah Öcalan'ın avukat ve ailesiyle görüştürülmemesinin "kabul edilemez" olduğunu dile getiren Sevimli, söz konusu ağır tecridin devam etmesi üzerine CPT’ye başvuruda bulunduklarını aktardı. Sevimli, "İmralı’da hukuka aykırı ve yoğun bir tecrit var. Tecrit, kişiye özel ve eşi benzeri görülmemiş bir şekilde uygulanıyor. Bunun hiçbir mevzuatta yeri yok. Bunun artık ortadan kaldırılması lazım. Siyasal iktidarın, bu çağrıları dikkate alıp, bu durumu ortadan kaldırması gerekiyor” dedi.
'TÜM DÜNYANIN BİLMESİ LAZIM'
Av. Sevimli, CPT’nin tecride dair dair raporlarını anımsatarak, raporlara rağmen tecridin kaldırılmadığını ifade etti. Tecridin kaldırılması için tüm hukuki girişimlerin yapılması gerektiğini dile getiren Sevimli, "Bu durumu sadece Türkiye değil, tüm dünyanın bilmesi lazım" diye kaydetti.
CPT’nin son İmralı ziyaretine dair raporunu halen açıklamadığına dikkati çeken Sevimli, "19 Aralık 2000 yılında Türkiye'deki hapishanelerde bir operasyon yapıldı ve adına ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ verildi. Ondan sonra tüm Türkiye’de F Tipi cezaevleri, yani yoğun tecrit ve izolasyon içeren hapishaneler yürürlüğe girmiş oldu. Şu anda o sürecin içindeyiz. F Tipi hapishaneler ilk açıldıktan sonra CPT gelip burada incelemelerde de bulunmuştu. Verdiği raporlar ve açıkladığı görüşler buradaki yoğun izolasyonla pek örtüşmüyordu. Yoğun tecridin olduğunu gördükleri halde bunu çok da ortaya koyan görüşler sergilemiyorlar. Bugün de öyle bir durum var” diye konuştu.
Y VE S TİPİ CEZAEVLERİ
Tecride karşı hukukçuların girişimlerinin önemli olduğunu vurgulayan Sevimli, bu noktada uluslararası kuruluşları, insan hakları ve demokratik kitle örgütlerinin raporlarının dikkate alınması gerektiğini söyledi. Adalet Bakanlığı’nın İmralı tecridini kaldırması gerektiğini dile getiren Sevimli, "Çünkü hiçbir şekilde hukuka uygun bir durum değil. Avukatların başvurusunun dikkate alınması gerekir. Ama dikkate alınır mı, bakanlık tarafından bir adım atılır mı o konuda çok emin değilim" şeklinde konuştu.
Sevimli, şunları söyledi: "İmralı'daki ağır tecridin, bugün yeni açılan Y ve S tipi yüksek güvenlikli hapishanelerle aynı şekilde devam ettiğini görüyoruz. Siyasal iktidarın elinde F tipi hapishaneler var. 1 ve 3 kişilik izolasyon içeren hapishaneler bunlar. Bu hapishaneler de ağzına kadar dolu. Birçok insan burada kalıyor. Ama aynı şekilde yeni F tipi hapishaneler açmaktan ziyade F tipi hapishanelerinden çok daha ağır tecrit koşullarının olduğu Y tipi S tipi yüksek güvenlikli hapishaneler açtı. Şimdi görünen o ki siyasileri, muhalifleri bu hapishanelere koyacak. Yani aslında bir bütün olarak bakıldığında İmralı’daki bu çok ağır tecrit koşullarının bir devamı gibi, onu devam ettiren bir mantığın çok net bir şekilde siyasal iktidarda olduğunu görüyoruz."
TBB VE BAROLARA ÇAĞRI
Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve baroların İmralı tecridi ile Y ve S tipi yüksek güvenlikli cezaevlerindeki ağır tecride karşı yeterli tepkiyi göstermediğini belirten Sevimli, "Bu ağır tecrit politikalarına karşı ortaya konan tepkinin yeterli olmadığını düşünüyorum. Baroların, barolar birliğinin bu konuda daha fazla yapacakları şeyler var. Örneğin barolar birliği bu konuda bakanlık nezdinde çok daha fazla girişimlerde bulunabilir. Bunu direkt gündemine alabilir. Buradan barolara ve barolar birliğine bu yönde bir çağrıda bulunuyorum” dedi.
MA / Ömer İbrahimoğlu