İSTANBUL - Hemşire H.Z.’ye dönük cinsel saldırı davasında sanık doktor S.E.’nin beraatı isteniyor. H.Z.'nin avukatları, kadın örgütlerine "davaya katılım önemli" çağrısı yaptı.
İstanbul’da Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli hemşire H.Z., asistan doktor S.E.’nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu belirterek, 11 Mart 2023’te şikayetçi oldu. Şikayetin ardından gözaltına alınan S.E., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. S.E. daha sonra açığa alındı. Hemşire H.Z. ise, başka bir hastaneye sürüldü. Asistan doktor S.E. hakkında hazırlanan iddianamede savcı, "nitelikli cinsel saldırı" suçundan 7 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istedi. İddianameyi kabul eden Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada savcı, S.E. hakkında beraat talebinde bulundu.
Davanın 3’üncü duruşması yarın görülecek. H.Z.’nin avukatı Kamil Tekin Sürek ile SES Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi Yasemin Bakır, S.E.’nin cezalandırılması gerektiğini belirterek, kadın örgütlerine davaya katılım sağlamaları çağrısında bulundu.
İKİNCİ KEZ MAĞDUR EDİLDİ
Av. Sürek, müvekkilinin cinsel saldırıya uğramasına rağmen başka bir hastaneye gönderilerek ikinci bir mağduriyet ile karşı karşıya bırakıldığını ifade ederek, başka bir hastaneye görevlendirilmesinin iptaline ilişkin dava açtıklarını söyledi. Mağdur edilen müvekkilinin hastaneden uzaklaştırılmasının yanlış bir uygulama olduğunu belirten Sürek, benzer saldırıların olmaması için saldırganların cesaretlendirilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Sürek, “Farklı bir hastaneye gönderilme nedeniyle ayrıca bir mağduriyet yaratılmış oluyor. Yeni gittiği hastane evine uzak. Bir de sanki suçluymuş gibi algının oluşmasından rahatsız oluyor. Zaten bu saldırı nedeniyle psikolojik tedavi görüyor. Doktoru da özellikle çalıştığı hastanede, Yedikule Hastanesi’nde çalışmaya devam etmesinin saldırıyı psikolojik olarak atlatması açısından yararlı olacağını söylüyor. O şekilde raporu var” ifadelerini kullandı.
'SALDIRGANIN CEZALANDIRILMASI GEREKİR'
Mahkemelerin bu tür durumlarda delil yetersizliğinden beraat kararı verebildiğini dile getiren Sürek, "Normal koşullarda ‘kadının beyanı esastır’ tezini kabul etmesen bile bir kadının tecavüze ya da saldırıya uğramadığı halde ‘bana saldırıldı’ demesi toplumsal koşullarımız açısından akla mantığa sığan bir durum değildir. Genellikle kadınların büyük bir çoğunluğu toplumsal tepkiden ötürü cinsel saldırıyı ifşa etmiyor, açıklamıyor. Dolayısıyla kadının olmayan bir şeyi açıklaması, ifşa etmesi çok mümkün değil bizim toplumumuzda. Mahkemenin saldırganı cezalandırması gerekir” şeklinde konuştu.
Sürek, benzer olayların yaşanmaması için kadın örgütlerinin davayı takip etmesi ve sahiplenmesi gerektiğini belirtti.
'DELİLLER YETERLİ ŞEKİLDE TOPLANMADI'
SES İşyeri Temsilcisi Yasemin Bakır ise, sorumluların delilleri yeterli şekilde toplamadığını belirterek, savcının “delil yetersizliğinden” S.E.’nin beraatını istediğini kaydetti. Sağlık iş kolunun genellikle kadınlardan oluştuğunu ancak idarenin ise erkeklerden oluştuğuna dikkati çeken Bakır, hastanelerde bir hiyerarşinin olduğunu vurguladı.
Bakır, müvekkilinin korunması yerine başka bir hastaneye sürüldüğünü belirterek, “Onun iyileşmesi için, yani travmasıyla yüzleşmesi için kendi hastanesinde çalışması gerekiyor. Ama böyle olmadı. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranlar, kamu kurumlarında verilen hizmet eğitimleriyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracaklarını sanıyor. Ama bu da doğru değil çünkü kamu kurumlarında yürütülen eğitimler düzenli olarak izlenmiyor ve anlaşılmıyor. Erkekler cins sorununu kendi sorunu olarak görmediği için özen göstermiyor” dedi.