ANKARA - DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, hazır bir kararla tutukluluk süresinin uzatıldığına işaret ederek, “Sözümüzü söylemeye, görülmeyeni göstermeye, yazılmayanı yazmaya devam edeceğiz” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen soruşturma kapsamında 29 Nisan 2023’te gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Dicle Müftüoğlu, 3 Mayıs’ta çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Mesleki faaliyetleri nedeniyle “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt kurmak ve yönetmek” iddialarıyla suçlanan Müftüoğlu, 18 Ocak’ta görülen ikinci duruşmada tahliye edilmedi. Müftüoğlu, tahliye edilmemesine dair bir yazı kaleme aldı.
BAKAN TUNÇ’UN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un gazetecilerle ilgili açıklamasına değinen Müftüoğlu, “Tutuklu bir gazeteci olduğumu söylesem de, bakan ‘Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle, cezaevinde tutuklu gazeteci yok’ diyor. AKP iktidarının genel siyaset anlayışının bir sürdürücüsü bakan da kendi cephesinden haklıydı. Olguyu değiştiremiyorsan, algıyı değiştirirsin! Türkiye’deki tutuklu gazeteci gerçeği, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskının boyutu ‘kör göze parmak’ düzeyine gelmişken, ‘Avrupa Türkiye’yi kıskanıyor’ diyen, ‘basın hiç bu kadar özgür olmamıştı’ diyen bir zihniyet, siyasi akıl, elbette tutuklu gazeteciler gerçeğini görmeyecekti” dedi.
'HAZIR KARARLA HAPİSLİK SÜREMİ UZATTILAR'
Davanın ikinci duruşmasında mahkeme heyetinin tutumuna dikkat çeken Müftüoğlu, “İddianamede hakkımda isnat edilen her şey mesleki faaliyetlerimin ‘örgütsel’ gösterilmeye çalışılmasından ibaret. Buna ses olarak da iki tanık ifadesi konulmuş. İlk duruşmada tanıklar dinlenmediği için ‘tutukluluk devam’ kararı veren mahkeme, bu kez buna bir gerekçe dahi bulamadan, ellerinde getirdikleri hazır kararla hapislik süremi uzattılar. İddianamenin temelini oluşturdukları tanıklar ne diyordu? Kobanê Davası’nın omurgasını oluşturan açık tanık, emniyete verdiği ifade de bana bir 1 aylık eğitim verdiğini, yanımda 25 kişinin olduğunu söylüyordu. Mahkemeye geldiğinde ise verilen eğitimde beni gördüğünü ‘anımsıyordu’! Eğitimin ne kadar sürdüğü sorulduğunda ise, oraya ‘eğitmen’ sıfatıyla katıldığını, detay bilmediğini, ne yapıp ettiğimi bilmediğini söylüyordu” diye belirtti.
GAZETECİ MESLEK ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI
Mesleki faaliyetlerinin gizli tanık beyanlarıyla “örgütsel kılıfa” büründürüldüğünü dile getiren Müftüoğlu, verilen kararın gazeteciliği yargılamaktan öte bir durum olmadığının altını çizdi. Müftüoğlu, “Açık tanığı dinleyeceğinden habersiz, SEGBİS’te yanımda avukat bulunmasına karşı çıkan bir mahkeme heyeti, yapılan savunmalar ve tanıkların çelişkili ifadelerine rağmen bu zulüm politikasını sürdürmekte kararlı. Biz Kürt gazeteciler de hakikati açığa çıkarmakta kararlıyız. 30 yıldır baş eğmeyen, kalemi bükmeden gerçekleri açığa çıkartmaya çalışan geleneğin devamcıları olarak, sözümüzü söylemeye, görülmeyeni göstermeye, yazılmayanı yazmaya devam edeceğiz. Söylenecek söz çok olsa da, asıl olan mücadeledir diyerek; tüm demokratik kamuoyuna, meslek örgütlerine ve gazetecilere de gazeteciliği, basın ve ifade özgürlüğünü savunmak için ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyorum” çağrısı yaptı.