ANKARA – İHD Ankara Şube Hapishaneler Komisyonu, Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde maruz kaldığı hak ihlallerine karşı 11 Eylül 2023 tarihinden itibaren açlık grevinde olan tutsak Hüseyin Karaoğlan’ın sağlık durumunun kötüye gittiğini kaydetti.
İnsan hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Hapishaneler Komisyonu, bulunduğu Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde maruz kaldığı hak ihlallerine karşı 11 Eylül 2023 tarihinden itibaren açlık grevinde olan tutsak Hüseyin Karaoğlan’ın durumuna dair basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan İHD Ankara Şube Eş Başkanı Ömer Faruk Yazmacı, 2021 yılından bu yana tutsakların özellikle Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Cezaevlerinde ağır tecrit koşullarında tutulmasıyla ağır insan hakları ihlalleri yaşandığını dile getirdi.
AÇLIK GREVİNDE 131’NCİ GÜN
Karaoğlan’ın avukatıyla gerçekleştirdiği görüşmede “havalandırması olan, hapishane içerisinde arkadaşlarının olduğu, insani koşulların sağlandığı herhangi bir cezaevine gitmek istediğini, bunun için başvurular yaptığını ancak reddedildiğini, bu nedenle açlık grevine başladığını; tamamen tecrit altında olduğunu” bilgilerini aktardığını belirten Yazmacı, grevin 131’inci gününde Karaoğlan’ın sağlık durumunun daha da kötüye gittiğini söyledi.
‘YGC TECRİDİ MAHPUSLARI KORKUNÇ DERECEDE YIPRATIYOR’
Yazmacı, Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sezgin Zengin’in de benzer sorunlar yaşadığının bilgisini verirken, tutsaklar Sezgin Zengin ve Baki Can, bugün itibari ile 69 gündür açlık grevinde olduğunu aktardı. Yazmacı, “Hapis cezasının özü, kişiyi hürriyetinden mahrum bırakmaktadır ancak başvurucuların aktarımları ve derneğimizin tespitleri doğrultusunda diyebiliriz ki Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanelerde uygulanan tecrit uygulamaları, mahpusları fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak korkunç derecede yıpratmakta, telafisi zor mağduriyetler yaratmaktadır. Tecrit uygulamasını hapis cezasının amacıyla bağdaştırmak mümkün değildir. Mahpusların maruz kaldığı tecrit uygulamalarını hukuken hapis cezası kavramıyla açıklamak mümkün değildir. Söz konusu uygulamalar Anayasanın 17/1. Maddesi güvenceye alınmış kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile bağdaştırılmaz. Mevcut uygulamalar ancak kötü muamele ve zamana yayılmış işkence kavramlarıyla açıklanabilir uygulamalardır” dedi.