HABER MERKEZİ - Uluslararası devletlere Taliban’a destek vermekten vazgeçme çağrısı yapan Afganistanlı kadınlar, “Sesimiz silahımızdır, Taliban asla bunu elimizden alamaz. Kadınlar eninde sonunda kendi kaderlerini belirleyecek” dedi.
Afganistan yönetimini 2021 yılının 15 Ağustos’unda ele geçiren Taliban, ülkeyi şeriatla yönettiği iki buçuk yılda kadınlara hayatı yaşanmaz kıldı. Taliban’ın yönetime gelmesiyle birlikte tahminlere göre, en az 200 bin Afganistanlı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Kadın haklarını “şeriat” adı altında tek tek yok eden Taliban’a karşı kadın direnişi ise hala devam ediyor. Hem ülke içinde hem de ülke dışında kadınlar, Taliban yönetimini kabul etmediklerini belirterek, özgürlükleri için mücadele ediyor.
Afganistan’da hala direnen ve güvenlik gerekçesiyle adını Manijeh Nava, olarak değiştirdiğimiz kadın aktivist ile Taliban’ın baskıları nedeniyle Almanya’ya göç etmek zorunda kalan Zarmina Paryani ile konuya dair görüştük.
GÖZALTINA ALINDI, İŞKENCE GÖRDÜ
Taliban yönetimine karşı ilk günden bu yana alanlarda olan Manijeh Nava, iki yılı aşkın bu sürede 6 kez gözaltına alındı ve cinsel işkenceye maruz kaldı. Taliban’ın yönetime geldikten sonra yaptığı açıklama ve vaatlerin gerçek dışı olduğunu bildiklerini belirten Nava, “20 yıl önce ben çocukken de yönetimde onlar vardı ve nasıl bir yönetim anlayışına sahip olduklarını biliyorum. Dolayısıyla ilk günden itibaren kadınlar olarak alanlarda olduk. İktidara geldiklerinden bu yana iki buçuk yıl geçti. Bu süre zarfında 6 kez gözaltına alındım, 6 ay da hapishanede kaldım. Birçok işkenceye maruz kaldım, dayak yedim, tacize ve tecavüze de uğradım ama her seferinde tekrar tekrar sokağa çıkarak bağırdım. Afgan kadınları gibi ben de onları istemiyorum. Bunun için ne gerekiyorsa da yapacağım. Biz kadınların kaybedecek bir şeyi yok, her şeyimizi elimizden aldılar, bundan sonra ne kazanacaksak mücadeleyle kazanacağız” diye belirtti.
TALİBANSIZ BİR AFGANİSTAN İÇİN
Her koşulda direneceklerinin altını çizen Nava, “Şu an kadınlar için ülke çok karanlık, tek başımıza seyahat bile edemiyor, ne giyeceğimize karar veremiyoruz. Sanki ömür boyu hapis cezası almışız. Bütün bunlar ne zaman bitecek bilmiyoruz ancak boyun eğmeyeceğiz. Dediğim gibi elimizde hiçbir şey yok, neyi kazanırsak direnişle kazanacağız. Yeni neslin karanlıkta kalmaması için çalışıyoruz. Gizli okullarda eğitim veriyor, kız çocuklarına neler yapabileceklerini öğretmeye çalışıyoruz. Talibansız bir Afganistan için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası devletlere “Taliban’a destek olmaktan vazgeçin” çağrısı yapan Nava, şöyle dedi: “Afgan halkını ve kadınlarını görmezden gelmekten vazgeçin. Siz iş birliği yaptıkça onlarda işkence etmeye devam edecek. Bunların son bulması için yaptırım uygulayın, gerçekten kadın haklarını savunun ve kadınların yanında yer alın.”
TEHDİTLER NEDENİYLE GÖÇ ETTİ
Taliban’ın işkence ve ölüm tehditleri nedeniyle Almanya’ya göç etmek zorunda kalan Zarmina Paryani, uluslararası toplumun dikkatini çekmek için daha önce Almanya’nın Köln kentinde çadır kurarak, 12 gün açlık grevi eylemi yapan grupta yer aldı. Paryani, şimdi de "Afganistan'da cinsiyet ayrımcılığına karşı şehir şehir protesto kervanı" eylemleri kapsamında ülkenin Bochum kentinde oturma eylemi yapıyor.
Afganistanlı kadınların insan muamelesi görmediğini söyleyen Paryani, “İş, evlenme, mülk sahibi olma hakkı, hatta kıyafet seçme hakkı bile elinden alındı. Taliban yönetimi altında yaşamın hiçbir anlamı yok. İşiniz olmayınca evden çıkma hakkınız yok, üniversiteye, okula gitme hakkınız yok. Sesini yükseltirsen tutuklanır, Taliban bölgelerinde gizlice tecavüze uğrarsın. 2022 yılında silahlı Taliban militanları evimize saldırdığında kendimi öldürmek istedim. Çünkü başka seçeneğim yoktu. Taliban’ın elinde yaşamak istemiyordum” ifadelerini kullandı.
ULUSLARARASI DEVLETLERİN ROLÜ
Halkın Taliban yönetimini kabul etmediğini vurgulayan Paryani, “Batı dünyası, Amerika ve Çin, destek vermeseydi Taliban düşerdi. Bu ülkeler Taliban askerlerine silah, para ve ekmek veriyor. Taliban'ı resmi ve gayri resmi toplantılara davet ediyorlar” dedi.
Her şeye rağmen kadınların direndiğinin altını çizen Paryani, “İster Afganistan’da olalım ister Afganistan dışında olalım kadınlar olarak birlikteyiz, birbirimizin sesiyiz. Hepsine çağrımdır; sesiz kalmayın. Taliban ilk günden itibaren Badakhshan ve Kunduz vilayetlerinde kızlar çarşaf ve siyah peçeleri olmadığı için kırbaçlandı. Bu nedenle iki yıl önce bir Taliban çadırını ateşe verdik. Afganistan’da Taliban’a karşı eylemlerde yer aldım, iki kez hapsedildim. Psikolojik ve fiziksel işkence gördüm. Daha sonra yurtdışına çıkmamam için pasaportuma el konuldu. Çünkü suçları hakkında konuşmamızı istemiyorlar. Bugün Almanya'nın soğuk sokaklarında bize çadır kurduran şey, Taliban’ın neden olduğu acı ve kötülüklerdir. Hala mahkumların çığlıklarını unutamadım. Bu acıyı bugün hala binlerce kadın yaşıyor. Sesimiz silahımızdır ve Taliban bunu asla elimizden alamaz” diye belirtti.
‘TALİBAN’A DESTEKLERİ DURDURUN’
Uluslararası ülkelerin Taliban’a verdiği desteği vurgulayan Paryani, şöyle devam etti: “Yaptığımız eylemlerin hedef kitlesi Taliban’a destek veren ülkelerdir. Onlara çağrımız; mali ve siyasi destekleri durdurmalarıdır. İnsan hakları dernek ve kuruluşları, kişisel çıkar peşinde koşuyor ve para kazanıyor. Taliban zulmü altında bir an bile yaşamanın ne demek olduğunu umursamıyorlar. Bu yüzden bize asla destek olmadılar. Ancak bu direnişle Afganistan kadınları eninde sonunda kendi kaderlerini belirleyecek.”
MA / Berivan Kutlu