İZMİR - AKP'nin okullarda “toplum mühendisliğine" soyunduğunu belirten Eğitim Sen İzmir Şube Başkanı Bülent Karakaş, "İktidar, fakirlikten ve yoksulluktan yararlanarak kendi değerlerini empoze etmeye çalışıyor” dedi.
Eğitimcilerin eğitim-öğretim sisteminin dinselleştirildiği yönünde suçlama ve eleştirilerde bulunduğu AKP iktidarının bu yönlü ilk adımlarından biri 2011 yılında yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararname (KHK) oldu. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da değişiklik öngören KHK’nin yürürlüğe girmesi ile Kuran kurslarına katılımdaki yaş sınırı kaldırıldı.
Bu tarihten itibaren 4-6 yaş çocuklar için açılmaya başlayan Kuran kurslarının sayısı her geçen yıl arttı.AKP’nin iktidara geldiği 2003 yılında 3 bin 699 olan Diyanet’e bağlı Türkiye’deki toplam Kuran kursu sayısı 2011 yılında 9 bin 486’ya, 2012'de 14 bin 676’ya fırladı. Kuran kurslarının sayısı 2022 yılı itibariyle ise 16 bin 672’ye ulaştı.
Diyanet’in 2022 yılı faaliyet raporuna göre, “Kur’an nesli yetiştirme gayesi” ile 2021-2022 eğitim-öğretim yılında açılan Kuran kurslarına 647 bin 538 öğrenci katıldı.
4-6 yaş grubundaki çocuklar için ise 5 bin 651 kursa açıldı ve bu kurslara 168 bin 439 çocuk katıldı.
17 Ocak 2023’te Diyanet İşleri Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında “4-6 Yaş Kur'an Kursu Desteği Programı Protokolü” imzalandı. 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamında imzalanan protokol ile “Ekonomik bakımdan dezavantajlı ailelerin” çocuklarını 4-6 Yaş Kuran kurslarına kayıt ettirmeleri halinde kayıt ücretinin Bakanlık bütçesinden karşılanacağı belirtildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir 6 Nolu Şube Başkanı Bülent Karakaş, imzalanan protokol ile 4-6 yaşları arasındaki çocuklara dini eğitim verilmesine daha fazla ağırlık verilmesini değerlendirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında birçok protokol imzaladığını belirten Karakaş, “Bu protokoller 2011 yılında dini eğitimde yaş sınırlandırılmasının kaldırılması ile ilgilidir. AKP iktidarı toplum mühendisliğine soyunmuş durumda. Protokollerin imzalandığı iki önemli kurum var. Biri eğitim diğeri de aile ile ilgili. AKP iktidarı kendi siyasal ideolojik hedefleri doğrultusunda çalışma yürütüyor” dedi.
‘ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK SORUNLAR YARATIR’
4-6 yaş arası çocukların soyut, din ve inançla ilgili kavramları öğrenmelerini sakıncalı bulduklarını dile getiren Karakaş, çocukların soyut düşünceleri öğrenme yaşının 12 olduğunun vurguladı. Karakaş, “Diyanet’e bağlı Kur’an kurslarında 4-6 yaş arasındaki çocukların beslenme, temizlik ve eğitim masrafları protokol çerçevesinde karşılanacak deniliyor. Bu ‘bize biat eden, muhtaç olan aileler bizimle yürüyebilir' demektir. Allah, Tanrı, Kur’an, Kur’an’daki ayetler üzerinden böyle bir korku iklimi çocuklar üzerinde psikolojik sorunlar yaratır. Bu durum çocukların gelişimine uygun değildir” ifadelerine kullandı.
Türkiye’de Müslüman olmayan milyonlarca insanın olduğuna dikkati çeken Karakaş, şunları ekledi: “Tek din, tek ırk, tek inanç varmış gibi görmek doğru değildir. Bu insanları ötekileştiren ve ayrımcılığa tabi tutan bir tutumdur. Bizim yapmamız gereken eşit bir şekilde farklı inançlara saygı duymaktır. Çocuklara milli, manevi değerler adı altında Türkçülük ve İslamcılık düşünceleri empoze ediliyor. Eğitim Sen olarak buna karşıyız. Bütün dinlere, inançlara, kimliklere saygı duyulmalı.”
‘AMAÇ TÜRK-SÜNNİ TOPLUM YARATMAK'
Protokollerle “Milli, manevi değerler eğitimi” denilen Türk, Sünni ve Hanefi mezhebine dayalı bir toplum yaratılmak istendiğinin altını çizen Karakaş, inancı, dini, mezhebi, etnik kökeni farklı olan insanların ötekileştirildiğini kaydetti.
yok.
İktidarın bunu yaparken de ülkedeki yoksulluktan faydalandığını söyleyen Karakaş, “İktidar sosyal yardıma muhtaç insanlara ulaşıyor. 2023 yılında 4 milyona yakın haneye sosyal yardım yapılmış. Bu kişi bazında yaklaşık 17 milyon insana tekabül ediyor. Ülkenin dörtte biri sosyal yardımlardan yararlanıyor. AKP iktidarı fakirlikten, yoksulluktan yararlanarak kendi değerlerini empoze etmeye çalışıyor. Yapılması gereken sosyal yardım değildir. İnsanlar birilerine sadakat kültürü ile bağlı olunca istediklerini söyleyemez ve maalesef insanlar kendilerine dayatılan değerleri kabul etmek zorunda kalıyor” diye konuştu.