İZMİR - Verilere göre 50 bin 278 mahalle ve köy muhtarından sadece bin 134'ü kadın. Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Derneği Başkanı Ayşe Kaşıkırık, yerel yönetimlerde eşit temsiliyetin mahallelerden başlayarak mümkün olabileceğini belirtti.
Yerellerde seçimle belirlenen yönetim birimlerinden biri de muhtarlık kurumu. 31 Mart’ta yapılacak seçimlerde belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin yanı sıra mahalle ve köylerde muhtarlar da seçilecek. Muhtarlar, halka en yakın yönetici, hizmetlere erişim ve ihtiyaçların tespitinde birinci basamak olması nedeniyle eşitliğin sağlanmasında da önemli aktörlerin başında geliyor. Dolayısıyla erkekler tarafından belirlenmiş bir yerel siyaset anlayışının hakim olduğu ülkede, kadınların sorun, beklenti ve ihtiyaçlarının çözülmesi, güvenli bir yaşam sürdürmeleri için sahada kadın muhtarların bulunması kaçınılmaz oluyor. Ancak diğer yönetim kademelerinde olduğu gibi muhtarlıklarda da kadın temsiliyeti yok denecek kadar az.
EŞİT TEMSİLİYETTEN UZAK
İçişleri Bakanlığı verilerine göre; 50 bin 278 mahalle ve köy muhtarından sadece bin 134'ü kadın. Bunların bin 10'u mahalle, 124'ü ise köy muhtarı olarak görev de bulunuyor. Türkiye’de kadınların katıldığı ilk belediye seçimleri 3 Nisan 1930 tarihinde yapılırken, 26 Ekim 1933'te muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde seçme ve seçilmeyi hak kazandı. Aradan geçen 90 yılda ise muhtarlık kurumundaki temsiliyet en fazla yüzde 2,14 oranına çıkabildi. Bu süre boyunca Riha, Mûş, Sinop ve Bayburt'ta hiç kadın muhtar seçilmedi.
Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Derneği Başkanı Ayşe Kaşıkırık ile muhtarlıklardaki temsiliyeti, yaşanan sorunlar ve kadınların teşvik edilmesine dair konuştuk.
DÜNYADA YÜZDE 36, TÜRKİYE’DE YÜZDE 3
Kadınların kendini en yakın ve erişilebilir hissettiği kurumun muhtarlıklar olduğunu vurgulayan Kaşıkırık, ancak siyasi temsildeki en zayıf kurumun da yine muhtarlıklar olduğunu söyledi. Kaşıkırık, "Kadınlar siyasete girmek isterse bunun giriş kapısının muhtarlık, belediye başkanlığı ve meclis üyeliği olduğunu biliyor. Ama sayılar ve ülke gerçeği, hiç bir zaman eşit temsiliyetin sağlanamadığını gösteriyor. Özelikle muhtarlık kurumu eşit temsiliyetin çok çok ötesinde. Dünya ortalamasında kadınların yerel yönetimlerdeki temsiliyeti yüzde 36 olurken, Türkiye'de yüzde 3 ne yazık ki. Ülkemiz burada da farklılığını ortaya koyuyor" diye belirtti.
FEODAL YAPI ETKEN
Ülkedeki yerel siyasetin rant, imar ve ihale gibi 3'lü bir sistem üzerine kurulu olduğuna dikkati çeken Kaşıkırık, yerel siyasetin tüm kademelerinin bu çarkın parçası haline geldiğini söyledi. Muhtarlıklarda kadın temsiliyetinin düşük olmasının nedeninin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunun altını çizen Kaşıkırık, “Çünkü muhtarlar bir siyasi parti desteği olmadan doğrudan isimleriyle aday oluyor. Bir kadının aday olması, kampanyasını yürütmesi ve seçilmesi tamamen kendi gücü, enerjisi ve potansiyeliyle ilgilidir. Ancak burada da muhtarlık kurumu feodel sistemin bir taşıyıcısı gibi. Dededen babaya, oğula ve torununa geçen bir sistem sürüyor. Bu sistem nedeniyle kadınlar bu çarka giremiyor çünkü bu sistem erkek egemen yapıyı besliyor. Yerel siyasette kadınlar iki şeyle mücadele ediyor. Biri ataerki diğeri feodal yapı" ifadelerini kullandı.
KADININ ETKİSİ VE YARATTIĞI FARKINDALIK
Sahada bulunan kadın muhtarların etkisine dair yaptıkları gözlemleri aktaran Kaşıkırık, şunları söyledi: “Kadın muhtar, bunu ek iş olarak değil, tek iş olarak yapıyor. Bu çok önemli çünkü erkekler genelde ek iş olarak görüyor. Orada da bir rant ilişkisi görüyoruz. Rant sadece maddi menfaat değil, aynı zamanda manevi menfaattir. Çoğu erkek muhtarlığı bir güç elde etme olarak görüyor. Kadınlar ise bu kurumları bir sosyalleşme alanı olarak görüyor. Kadın yurttaşlar ise buralarda yaşadıklarını daha rahat anlatabiliyor. Kadın muhtarlar genelde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı oluyor. Erken yaşta evlilik ve zorla evliliklerde etkin rol alıyorlar. Dünyada erkek yönetimin savaşa, krize, kaosa ve şiddete sebep olduğunu, kadınların ise çözüm ve barışın gücü olduğunu görüyoruz. Kadınlar daha barışçıl ve adil bir yönetim istiyor. Bunu daha önce kadın muhtarlardan, belediye başkanlarından ve milletvekillerinden gördük. Kadınların yönettiği yerlerde kriz ve şiddetin daha az olduğunu gözlemledik."
‘DEĞİŞİM MAHALLELERDE BAŞLAMALI’
31 Mart seçimlerinde kadın muhtar oranının artması gerektiği vurgulayan Kaşıkırık, yüzde 2'lik oranın yüzde 10'u geçebileceğini dile getirdi. Eşitliğin mahallelerde başlaması gerektiğinin altını çizen Kaşıkırık, “Değişim ve dönüşüm kadınlarla birlikte yerelden başlayacak. Dip dalga yerelden kadınlarla gelecek. Eğer oran yüzde 50 olsa bu kirli siyaset dönüşecek. Halktan yana kaliteli bir yönetim olacak. En önemlisi de daha toplumcu bir bakış açısı oluşacak" diye belirtti.
'SAHADA OLMA ZAMANI'
Önlerindeki engellere karşı pes etmeyeceklerini belirten Kaşıkırık, girdikleri yolun güllük gülistanlık olmadığının farkında olduklarını söyledi. Çıkar ve menfaatlerin ön planda olduğu bu alanda direneceklerini ifade eden Kaşıkırık, şöyle devam etti: “Her zaman kirli değil, temiz siyaset yapmak gerektiğini söylüyoruz. Samimi, dürüst ve gerçekten halktan yana, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bakış açısıyla siyaset yapmalıyız. Eril yapılanmaya hizmet eden bir anlayışla değil, toplumsal cinsiyet eşitliğine, doğaya ve şiddetsiz bir yaşama hizmet edecek bir bakış açısına ihtiyacımız var. 2024 yerel seçimlerine 2 ay var. Sahada kadınlar olarak aktif olmamız gerekiyor. Seçim, sahada ve sandıkta kazanılıyor."
MA / Semra Turan