ANTALYA - İHD Antalya Şube Eşbaşkanı Deniz Yıldırım, açlık grevindeki tutsaklara disiplin cezası verildiğini aktararak, "Tecrit hepimizin sorunudur. Mahpusları yalnız bırakmamalıyız” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 34 aydır hiçbir şekilde haber alınamazken, avukat ve ailelerin tüm görüş başvuruları “disiplin cezaları” gerekçesiyle engelleniyor. Buna karşı Türkiye ve Kurdistan’da bulunan cezaevlerindeki binlerce tutsak, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım tarihinde başlattığı dönüşümlü açlık grevi eylemini sürdürüyor.
İmralı tecridine karşı aralarında aydın, yazar, yönetmen, oyuncu, sanatçı ve müzisyenler, 7 Ocak’ta İstanbul ve Amed’de "Barışa Ses Olalım" başlıklı deklarasyon yayımlayarak, savaşa karşı barış taleplerini dile getirdi, tecridin sonlandırılmasını ve Kürt sorununda çözümün sağlanmasını istedi.
‘İMRALI’DA HUKUK UYGULANMIYOR’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şube Eşbaşkanı Deniz Yıldırım, Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi, Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi ve Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde kalan tutsakların açlık grevi eylemini sürdürdüğünü belirtti. Tutsakların, tecride karşı yasaların ve evrensel sözleşmelerin uygulanmasını istediğini, bu talebin de gayet insani olduğunu ifade eden Yıldırım, tutsakların başlattığı açlık grevi eyleminin aynı zamanda bir barış hakkı olduğunu aktararak, “İmralı’da bulunan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, Kürt sorununun çözülmesi gibi tüm toplumun yararına olan bir talep. Aynı zamanda da barış hakkını savunan bir talep. Bu tecridin ne insani ne de hukuki bir yönü var, evrensel hukuka aykırıdır. Bu konuda ısrar edilmesi aynı zamanda Türkiye’de siyasi gerilim sorunudur. Yine savaşın yolunu açan bir politika. İmralı’da hukuk uygulanmıyor” dedi.
‘TUTSAKLARA DİSİPLİN CEZALARI VERİLİYOR'
Antalya’da açlık grevine giren siyasi tutsaklara, hücre cezası, ziyaretçi ve sosyal etkinlik yasağı gibi kimi disiplin cezaları verildiğini kaydeden Yıldırım, açlık grevlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek disiplin cezalarına son verilmesi gerektiğini vurguladı. Dernek olarak cezaevinde birebir yaptıkları görüşmelerde tutsakların bu eylemlerde oldukça kararlı olduklarını ifade eden Yıldırım, “Talepler karşılanmazsa tutsakların, bu eylemi süresiz ve dönüşümsüze çevrilmesi durumu var. Umarım açlık grevi süresiz dönüşümsüze dönüşmeden mahpusların talepleri kabul edilir” diye konuştu.
‘MAHPUSLARI YALNIZ BIRAKMAMALIYIZ’
Tecridin kırılmasıyla ülkede demokrasinin de yolunun açılacağını sözlerine ekleyen Yıldırım, bu konuda başlatılan “Barışa ses ver” eylemlerine değindi. Yıldırım, şöyle konuştu: “Çünkü Kürt sorununun çözülmemesi, ülkede ifade özgürlüğünü engellediği gibi cezaevlerinin dolmasını da sağladı. Biz, bazı taleplerin mahpusların sırtına yıkılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bütün demokrasi güçlerinin bu meseleyi sahiplenmesi gerekiyor. İmralı’daki tecrit, Kürt sorunu gibi bir meselenin çözümünün tıkanması demektir. Zaten mahpusların sağlığa erişim ve tecrit gibi sorunları var. Tecrit hepimizin sorunudur. Mahpusları, sorunu çözmek için girmiş oldukları bu eylemde yalnız bırakmamalıyız.”
MA / Ergin Çağlar