HABER MERKEZİ - DBP Kadın Meclisi, kadınların ulus devletlerin baskılarına rağmen geri adım atmadığını belirterek, “Tüm zorluklara karşı ‘Jin, jiyan, azadî’ diyerek mücadele sürüyor” dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 2023 yılı Kurdistan Kadın Panoraması’nı açıkladı. 2023 yılına kadınların “Jin, jiyan azadî” sloganıyla damga vurduğunun belirtildiği açıklamada, 4 parça Kurdistan’da kadın mücadelesine işaret edildi.
Afetlerin yıkıcı tahribatlar yarattığı, hapishanelerdeki baskının arttığı, tecridin derinleştirildiği, kadınları koruyan yasa ve sözleşmelerin hedef haline getirildiği, şiddetin her türlüsünün artığı 2023 yılında kadın hareketleri olarak tüm zorluklara karşı “Jin, jiyan, azadî” diyerek mücadelenin sürdüğünün belirtildiği açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden sonra 6284 sayılı yasanın da hedef alındığı vurgulandı.
‘ÖRGÜTLENMEKTEN BAŞKA SEÇENEK YOK’
6 Şubat Mereş merkezli depremde devlet sessizliğini korurken, kadınların dayanışmayı örgütlediğine dikkat çekilen açıklamada, kadınların ve halkların örgütlediği dayanışma ile yaraları sardığı belirtildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Sosyal devlet iddiasında olan Türkiye’nin, bir doğal afet karşısında dahi ne derece politik bir tutum ile kör, sağır ve dilsiz olabileceğini, buna karşılık da halkların örgütlenmekten ve dayanışmaktan başka seçeneğinin olmadığını deneyimlenmiş olduk. Yine tüm engellemelere karşı biz kadınlar 8 Mart ve 25 Kasım’da alanları terk etmeyerek, barikatları yıkarak ‘Jin, jiyan, azadî’ diyerek erkek devlet şiddetine, savaşa, haksızlığa, hukuksuzluğa, eşitsizliğe karşı alanlarda en temel haklarımızdan vazgeçmeyerek ve erkek egemen iktidara karşı sonuna kadar direnişimizi sürdüreceğimizi vurguladık.
KÜRT KADINLARI DİRENİŞLERİYLE ÖRNEK OLUYOR
2023 yılında Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar ve işgaller devam ederken İsrail-Filistin savaşının da çıkması en çok kadınları ve çocukları etkiledi. Kadınlara yönelik saldırılar devam ederken hala esir tutulan Kürt Êzidi kadın ve kız çocuklarına uygulanan cinsel şiddet mekanları tespit edildi, rehine tutulan kadın ve kız çocukları ile ilgili haberlerinde de hala gelmeye devam ettiğini görmekteyiz. Ancak tüm bu saldırılara karşı Rojava’da Kürt kadınları sürdükleri direnişleriyle tüm dünya kadınlarına örnek olmaya devam ediyorlar.
TECRİDİ KIRMAYA YÖNELİK MÜCADELE
Kürt kadın özgürlük mücadelesi, kırk yılı aşkın süredir birçok ilke imza atarak Kurdistan coğrafyasını kadın coğrafyasına dönüştürmeye çalıştı. Bu ilklerden biri de hiç şüphesiz eşbaşkanlık sistemidir. 2023 yılında da kadınlar olarak 2024 yerel seçimleri için çalışmalarına başlayıp demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayı hayata geçirme sözünü verdik. Kadınların yerel yönetimlerde güçlü rol oynayarak hem kendi üzerlerindeki tecridi hem de Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridi kırmaya yönelik mücadele ediyor.
2022’de Jina Êmînî’nin ‘ahlak polisi’ tarafından katledilmesinden sonra Rojhilat ve İran’da ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle büyüyen kadın direnişimiz tüm dünya kadınları için de önemli bir sembol haline geldi. Kadınlar, tüm baskı, korkutma ve yıldırma politikalarına karşı Rojhilat’ta da ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi etrafında örgütlenip en temel haklarını geri alabilmek için direniyor.
2023 yılında, Türkiye ve Irak birlikte Federe Kurdistan üzerinde askeri, siyasi ve ekonomik politikalar yürütmeye devam etti. Kadınlara yönelik uygulanan kirli politikalar sonucunda burada da kadınlar katledildi, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldı. Yine Başur’da Kürt siyasetçiler katledildi, Kürt illerine hava saldırıları gerçekleştirildi ve bu iller abluka altına alınmak istendi. Ancak; tüm baskı, korku ve yıldırma politikalarına karşı Kürt kadın hareketi geri adım atmadı.
Rojavalı kadınlar 2023 yılında da sürmekte olan Rojava Devrimi’nin yansıması olarak çalışmalarına devam etti. Rojava’da Özerk Yönetim, Toplumsal Sözleşme’nin Geniş Komitesi, son 2 yılda bölge halkı ve bileşenleriyle birçok toplantı düzenledi ve toplantılar sonucunda, 99. maddesinde yapılan düzenlemelerle beraber 134 maddeden oluşan Toplumsal Sözleşme onaylandı. Bu sözleşmenin kabulü ile ulus devletlerin iktidarlarını sürdürebilmek için oluşturdukları hukuka karşı toplumun hukukunun inşa edilmesi gerekliliği ve bu gerekliliğin de Rojava Devrimi’nin bir parçası olduğu bir kez daha kanıtlandı.”