ANKARA - Sincan Cezaevi’nde tutsak bulunan siyasetçi Bülent Parmaksız, başta mektup olmak üzere kişisel eşyalarının “kayıp” olduğunu, konuya dair ise ne cezaevi idaresi ne de PTT’nin sorumluluk almadığını belirtti.
Kobanê Davası’ndan tutsak bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Bülent Parmaksız, tutulduğu Sincan Kapalı Cezaevi’nde maruz bırakıldıkları hak ihlallerini aktardı. Yakınlarıyla iletişim hakkı engellenen Parmaksız ve beraberindeki diğer tutsak siyasetçilerin mektupları dışarıya gönderilmiyor. Mektupların nerede ve hangi kurumda kaybolduğuna dair ise herhangi bir bilgi verilmiyor.
TAZİYE MESAJLARI DAHİ ULAŞMADI
Mektupların kaybolmasının ardından gönderi takibi olanağı sunan ancak fahiş fiyatlar talep edilen “taahhütlü mektup” ile yakınlarıyla iletişime geçmeye çalışan Parmaksız, bunun da kendisini büyük bir mali yük ile karşı karşıya bıraktığını belirtti. Geçen yıl babasını kaybeden Parmaksız, faks aracılığıyla gönderilen taziye mesajlarının kendisine ulaşmadığının bilgisini verirken, konuya dair PTT hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve yasal sürecin devam ettiğini ifade etti.
KAYIP MEKTUP VE MONT: SORUMLULUK ALAN YOK
Cezaevlerindeki tecrit hali “kayıp mektup” vakalarıyla somutlaşırken, Sincan Cezaevi’ndeki tutsakların koşulları “kayıp eşyalar” ile zorlaştırılmaya çalışılıyor. Parmaksız’ın aktardığına göre, ailesinin PTT aracılığıyla Aralık 2023 tarihinde gönderdiği kışlık mont da mektuplar gibi kayıp. Montu alamadığı için yeni bir mont satın almak zorunda kaldığını aktaran Parmaksız, ailesinin de maddi açıdan zorlandığına dikkat çekti. Kayıp eşyalar konusunda ise ne PTT ne de cezaevi idaresi sorumluluk almıyor.
İHD’YE YAPTIĞI BAŞVURU DA KAYIP
Yaşadığı sorunlara dair İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) Aralık ayında başvuruda bulunan Parmaksız’ın bu başvurusu da, “taahhütlü” seçeneğiyle gönderilmesine karşın henüz derneğe ulaşmadı. “Sorunlarımızı İHD’ye bile anlatamıyoruz” diyen Parmaksız, mektupların bilerek kaybedildiğini kaydetti. Parmaksız, son olarak yaşanılan hak ihlallerinin kamuoyu ve insan hakları savunucuları tarafından dikkate alınması çağrısında bulundu.
MA / Fırat Can Arslan