MUĞLA - Muğla'da su kaynaklarının termik santrallerine akıtılması nedeniyle susuzluk sorunu oluştuğunu belirten Su İnisiyatifi gönüllüsü Göngör Erçil, söz konusu durumdan vazgeçilmesi durumunda kentte içme su sorununun çözüleceğini vurguladı.
Muğla'da madenler, taş ocakları ve termik santraller nedeniyle ormanlık alanlar tahrip ediliyor. Bunun yanı sıra su kaynaklarının yanlış kullanımı kenti susuzluğa mahkum ediyor. Son yıllarda yağışların da azalmasıyla birlikte yüzde 90 doluluk oranının altına düşmeyen Marmaris Atatürk Barajı'nda su seviyesi yüzde 60 seviyelerine düştü. 30 Eylül 2019 1tarihinde yüzde 75 doluluk oranına sahip olan Geyik Barajı'nda bu oran yüzde 16'ya; yüzde 49 seviyesinde olan Mumcular Barajı'nda ise doluluk oranı yüzde 10'a kadar geriledi. Bu durum susuzluk sorununun her geçen gün daha da büyümesine neden oluyor. Özellikle yaz aylarında Bodrum'da nüfusun artmasıyla birlikte su sorunu baş gösteriyor.
Muğla Su İnisiyatifi gönüllülerinden Göngör Erçil, kentteki su sorunu ve çözüm önerilerine dair konuştu.
'SU TERMİK SANTRALLERE TAHSİS EDİLİYOR'
Devlet Su İşleri'nin (DSİ) termik santrallere su tahsis etmesinden kaynaklı su sorunu yaşandığını ifade eden Erçil, suyun sermaye lehine kullanıldığını kaydetti. Suyun insanlar başta olmak üzere tüm doğadaki canlıların hakkı olduğuna vurgu yapan Erçil, suyun merkezi hükümet ve Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin politikaları sonucu ticarileştiğini söyledi.
Erçil, "Öte yandan Kasım 2023'te Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı bir Su Direktifi yayınlandı. İl Su Koordinasyon Kurulları oluşacak. Bunun suyun ticarileşmesine katkısı olacak bir uygulama olacağını düşünüyoruz. Suyun ticari bir nesne olarak santrallere tahsis edilmesini kabul etmiyoruz. Suyun kaderine hep birlikte karar vermeliyiz" dedi.
İKİZKÖY'DEKİ DURUM
Muğla'nın iki nehir havzasında yer alan bir kent olduğuna dikkati çeken Erçil, buna rağmen Muğla'nın barajlarının kuruduğunu dile getirdi. Büyükşehrin iştiraki olan MUSKİ'nin de şirket mantığıyla yönetildiğini ifade eden Erçil, "Yine DSİ, Yatağan'da yeraltı su kaynaklarını Yatağan Termik Santraline 250 litre/saniye üzerinden tahsis etti. Tahsisin yapıldığı 2016 yılında Yatağan ilçesinin tüketimi 50 litre/saniye bile değil. İnsanlar susuzluktan dert yanarken, bu kabul edilebilir bir şey değil. Özellikle Bodrum'un susuzluk problemi saklanamayacak düzeye çıktı. Yine İkizköy'de insanlar günlerce susuz kaldı. İkizköy, Yeniköy Termik Santrali'nin ihtiyacı var diye susuz bırakıldı. Sorun burada. İkizköy'ün susuzluk sorunu devam edecek" diye konuştu.
'YERÜSTÜ SULARI DA KİRLENDİ'
Santrallerin yerüstü su kaynaklarını da kirlettiğini belirten Erçil, Kapubağ'da Yatağan Termik Santrali'nin atık deposu bulunduğunu aktardı. Buradaki su kaynaklarının santralden atılan radyoaktif ve ağır metallerden kaynaklı kirlendiğine söyleyen Erçil, "Oradaki canlılar ölüyor. Dipsiz Kuyusu, Çine Barajı'nı besleyen kaynaklardan birisi. Onun kirlendiğini bilim insanları raporlarla ortaya koydu. Aynı zamanda su tümüyle kullanılmadığı için mevcut içilebilir suları da kirletiyor. Yatağan Ovasını sulayacak Hayırlı Barajı'ndan santral daha fazla katma değer sağlıyor diye vazgeçildi. Bu yaşam alanlarını yok etme anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
'İHTİYACI KARŞILAMAK MÜMKÜN'
Söz konusu tahsisleri yapan DSİ'nin su sorunun çözmek için ürettiği projelerin çözüm olmayacağını kaydeden Erçil, şunları söyledi: "Datça ve Bozburun'da deniz sularını tuzdan arındırma projeleri var. Bunlar işi ticarileştiren projeler. Sandras ve Köyceğiz sularını Bodrum'a götüren projeler de var. Bunlara da gerek yok. Türkiye'de İklim Değişikliği'ne Güçlendirilmesi Projesi açısından 4 pilot ilden birisi ve kentin su sorunun olmadığı söyleniyor. Zaten termik santrallere verilen suyla 1 milyon Muğlalının içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak mümkün."
MA / Tolga Güney