ANKARA - İktidarın eğitim alanın gittikçe dinselleştirdiği ve ataerkil bir hale getirdiğine dikkati çeken Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, "Örgütlü öğretmenler bu baskılar karşısında diz çökmez" dedi.
Mili Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı ile 2021 yılında imzaladığı "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)" projesi, ortaokul ve imam hatip okullarını kapsarken, 2023 yılında imzalanan ek protokolle proje, ilkokul öğrencilerini kapsayacak şekilde genişletildi.
Projede, “manevi danışman” adı altında okullara imamların atanması, Diyanet İşleri Başkanlığı Gençlik Merkezine öğrencilerin gönderilmesi ve yakın zamanda ders saatlerinin namaz vakitlerine göre ayarlanması gibi uygulamalar, kamuoyunda eleştirilere neden oldu.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Kemal Irmak, eğitimin dinselleştirilmesinde gelinen aşamayı değerlendirdi.
Irmak, Mersin’in Yenişehir ilçesinde bulunan Hüseyin Polat Özel Uygulama Okulu’ndaki öğretmenlere gönderilen ve içeriğinde “Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olmaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez” uyarısının yer aldığı yazıyı hatırlatarak, “Kadın eğitim emekçilerine kılık/kıyafetleri gerekçe gösterilerek verilen ceza, kadınları belli bir kalıba sokarak tek tipleştirmek amaçlanıyor” dedi.
İktidarın eğitim alanın gittikçe dinselleştirdiği ve ataerkil bir hale getirdiğine dikkati çeken Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, "Örgütlü öğretmenler bu baskılar karşısında diz çökmez" dedihttps://t.co/4wOw8ubREZ pic.twitter.com/klTTVOKTng
— Mezopotamya Ajansı (@MAturkce) January 16, 2024
‘KABUL EDİLEMEZ’
Irmak, yapılmak istenilenin kadınları kalıba sokmak olduğunu söyleyerek, durumun kendileri açısından kabul edilmez olduğunu belirtti. Irmak, “Birçok okul müdürü okullarda kendi inisiyatifleri doğrultusunda, orada çalışan öğretmenlerin onaylarını almadan ön siparişlerini vermişler. Bu ve buna benzer ataklar konusunda her gün, her yerde okulların önünde, meydanlarda olacağız ve mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu durumu kabul etmiyoruz” dedi.
‘TOPLUMA GÖMLEK GİYDİRMEYE ÇALIŞILIYOR’
AKP-MHP iktidarının tekçi bir anlayışa sahip olduklarını, bunu da yaptıkları Rabia işareti ile ifade ettiklerini söyleyen Irmak, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek dinin dahi kendilerine yetmediği gibi herkesi istedikleri kalıba sokmaya çalıştıklarını söyledi. Irmak, “Bunun yolu olarak da dinselleştirmeyi görüyorlar. Okullardaki dini ataklarla topluma bir gömlek giydirmeye çalışıyorlar. Bu baskılar ilk değil, son da olmayacak gibi gözüküyor. Toplumun önemli bir kesimi söz konusu sorunlar karşısında biraz sessizdi. Ama şimdi herkes bunu fark ediyor. Herkesin kapısına kadar geldi bu mesele. Son MEB Bakanı da bu konuda daha cüretkar davranıyor. Bakanın bu cüretkâr tavrı il, ilçe ve okul müdürlüklerine kadar, yukarıdan aşağıya kadar sirayet ediyor. Çocukları belli bir dinsel eğitim anlayışı ve yaklaşımı çerçevesinde; milliyetçi ve dinci bir programla kalıplama meselesi içerisindeler” diye belirtti.
‘BU YAPILARDAN DEMOKRASİ BEKLEMEYİN’
Irmak, kendi varoluşunu dini bir yapı üzerine kuran hiçbir yapıdan demokrasi beklememek gerektiğine işaret ederek, “Evet, eğitim giderek millileştiriliyor, dinselleştiriliyor, ataerkil hale geliyor. Çünkü, ne kadar milli ve dini olursa o kadar uzun süre kitleleri buradan manipüle etmek kolay. ‘Vatanımıza, milletimize sahip çıkıyoruz, değerlerimize sahip çıkıyoruz, milli ve manevi değerlerimizi koruyoruz’ adı altında birçok kesimi buna ikna ettiler. Ama mesele öyle bir boyuta geldi ki artık hilafet bayrakları bile açılmaya başlandı. Şimdi birçok kesimde, ‘hop ne oluyor’ denildi. Bu alana yönelik çok ciddi gedikler açıldı. Bu gediklerin daha da büyümemesi için, tüm toplumsal muhalefet kesimlerinin, seküler yaşam tarzını önemseyen kesimlerin hep birlikte bu sürece müdahale etmesi gerekiyor” dedi.
‘İKTİDARIN SİYASAL TERCİHİ’
Sınıf çelişkisinin eğitime yansımalarına ilişkin ise Irmak, şunları söyledi: "Ekonomik alandaki eşitsizliklerin en çarpıcı olarak görüldüğü yer eğitim alanları oldu. Bugün devlet okullarında çocuklar defter ve kalem alamıyor. Okuldan aç dönüyor. Aslında bu yaşananlar iktidarın tercihidir. Bu aslında bu iktidarın kimler için iktidar olduğunu ve iktidarlığını sürdürmek istemesini gösteriyor. Bunu neyle örtmeye çalışıyorlar? Dinselleştirerek, biatçı bir gençlik oluşturarak, eleştirel bakmayan bir gelecek nesil oluşturarak kendi iktidarlarını sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyorlar.”
‘ÖĞRETMEN DİZ ÇÖKMEZ, DERS VERİR’
Baskılara karşı tavırlarının net olduğunu kaydeden Irmak, “Eğitim Sen ve örgütlü öğretmenlerin geçmişten gelen bir geleneği vardır. Asla bu baskı ve yıldırma politikaları karşısında bugüne kadar diz çökmedik, çökmeyiz. Fakir Baykurt’un bir sözü vardır, ‘Öğretmen el açmaz, yalvarmaz, diz çökmez, ders verir’ biz böyle bir geleneğin sürdürücüsü olan öğretmenleriz” dedi.